İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için Adalar ziyareti, beklediği gibi geçmedi. Bu durumun baş sorumlusu, kendi karısına bile teşekkür etmeyi unutan Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat olarak gösterilebilir.
Ekrem İmamoğlu’nun Adalar’da bir vatandaşa “sesin çok detone” demesi, çeşitli eleştirilere konu oldu. İmamoğlu, Adalar’da yeni hizmete giren “azmanbüs” olarak adlandırılan minibüslerle ilgili protesto edildiği sırada bu ifadeyi kullandı. Eleştiriler, İmamoğlu’nun bu yorumunun vatandaşlara karşı saygısız ve küçümseyici bir tavır olduğu yönünde toplandı. Protestocular, minibüslerin adaya uygun olmadığını belirtirken, İmamoğlu’nun bu tepkiye karşı verdiği yanıt, bazı kesimler tarafından uygunsuz bulundu.
Ekrem İmamoğlu’nun Adalar ziyareti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaptığı süre boyunca dikkat çeken etkinliklerden biri olmuştur. Ancak, bu ziyaretin katılımının beklenenden az olduğu yönünde çeşitli eleştiriler ve yorumlar yapılmıştır. Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’ın iyi bir organizasyon yapamaması, İBB Başkanı İmamoğlu’nu zor duruma düşürdü. Sinirlenen İmamoğlu, temel atma etkinliğinde yarım saat konuşan, ne konuştuğu anlaşılmayan, anlaşılan bölümlerinin boş olduğu konuşması üzerine Akpolat’a “daha az konuş” demiştir. Sinirlerine hakim olamayan İmamoğlu’nun, kendisini eleştiren “Azmanbüs istemiyoruz” diyen bir vatandaşa “sesin çok detone” demesi, “işte CHP zihniyeti budur! Kibir böyle bir şey işte. Ee, alışkın tabii etrafında sürekli parayla tutulmuş tiplerin kendisine yalakalık yapmasına. Gerçeklerle yüzleşince hemen çirkefleşiyor.” yorumlarının yapılmasına sebep oldu.
İmamoğlu’nun Adalar’daki varlığı, ilçenin daha önceki dönemlerde nasıl yok sayıldığına dair bazı iddialarda bulunmuş ve pozitif ayrımcılık sözü vermesine rağmen, katılımın az olması, İmamoğlu’nun popülerliği ve İstanbul’daki etkinliği üzerine çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Bazı yorumcular, İmamoğlu’nun yerel seçimler sonrası Adalar’da yeterince görünür olmadığını, bu nedenle halkın beklentilerini karşılayamadığını ve bu durumun katılımı etkilediğini savunmaktadır.
Ekrem İmamoğlu’nun Adalar ziyareti, hem yerel halkın beklentilerini karşılamak hem de İBB ile ilçe belediyesi arasındaki iş birliğini güçlendirmek açısından önemli bir adım olarak görülse de, katılımın beklenenin altında kalması, İmamoğlu’nun İstanbul’daki yönetim stratejileri ve halkla iletişiminde dikkat edilmesi gereken noktaları gözler önüne sermiştir.
Adalar Sivil Ağı ise yaptığı paylaşımda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönetim anlayışını yenilemediği için sırtlarını döndüklerini belirtti. Adalar’ın daha iyi bir yer olması için, yalnızca binanın değil, yönetim anlayışının da yenilenmesi gerektiğini vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için Adalar ziyareti, beklediği gibi geçmedi. Bu durumun baş sorumlusu, kendi karısına bile teşekkür etmeyi unutan Ali Ercan Akpolat olarak gösterilebilir. İBB Başkanı Adalar’a geldiğinde, meydanın dolu olmadığı ve meydanda bulunanların çoğunun belediye çalışanları, “azmanbüs” protestocuları, Beylikdüzü, Tuzla, Kadıköy, Üsküdar, Çekmeköy ve Kartal belediye başkanları ile onların ekipleri ve destekleyicileri olduğu görüldü. Ada halkından gelenlerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmedi. Bu, İmamoğlu için adeta bir hüsran oldu.
Akpolat yüzünden sinirlerine hakim olamayan İmamoğlu, bir vatandaşla “sesin çok detone” diyerek dalga geçti. Eleştirileri dinlemekten vazgeçip, demokrasiden bahsederek kendi bildiğini okumaya devam etti. Bu, Adalıların görüşlerini önemsemediğinin açık bir göstergesi oldu. İmamoğlu, Adalar’ın SİT alanı ve Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilmiş olmasına rağmen, yasak olmasına karşın çöp toplama alanları yapmaya devam etti; bu durum Adalar’ı bir çöplüğe çevirdi. Ada yollarının akülü araçlar toplandığı için boş olduğunu belirterek, Adalılara para karşılığında akülü araç plakaları verdi, ardından bu araçları kanunsuz diye toplattı ve bunu bir başarı olarak lanse etti. Bu davranışları İmamoğlu’nun siyasette geri gitmesine neden olmuş olabilir. Gerçi akülü araçların adaya sokulmasının baş sorumlusu, eski Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ve dönemin yardımcısı, şimdiki Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’tır.
Akpolat, görev süresi boyunca çok konuştuğu ancak yeterince icraatta bulunmadığı yönünde eleştiriler almıştır. Eleştiriler, Akpolat’ın konuşmalarının daha çok algı yönetimi üzerinden yürütüldüğü ve somut hizmetlerin İBB tarafından karşılandığı şeklindedir. Bu bağlamda, Akpolat’ın ilçe bütçesinden tek kuruş harcamadan İBB’nin hizmetlerini kendi başarısı gibi göstermesi eleştirilmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar ilçesindeki birçok hizmetin finansmanını ve uygulamasını üstlenmiştir. Akpolat’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan destek alması, bazılarına göre ilçe belediyesinin bağımsız bir şekilde hizmet sunamadığının göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Bu durum, Adalar Belediyesi’nin kendi ayakları üzerinde duramaması ve İBB’nin “sadakasına” muhtaç hale gelmesi olarak eleştirilmektedir.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun faytonlara harcadığı belirtilen 2 milyar TL, İstanbul halkının onayını alıp almadığı konusunda tartışmalar yaratmıştır. Bu harcamanın yerine getirdiği elektrikli araçlar, Adalar’da trafiğe yol açtığı iddia edilmektedir. Özellikle, İmamoğlu’nun adada 8 araçlık bir konvoy ile dolaşması, adanın doğal dokusuna zarar verdiği ve trafik sorununu arttırdığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Adaların, anakaradan farkı sadece araçların elektrikli olması, bu eleştirilerin temelini oluşturmaktadır.
Ali Ercan Akpolat, Adalar Belediyesi’nin başında bulunduğu süre boyunca, İBB ile olan güçlü bağlarını kullanarak hizmet sunmuş ancak bu hizmetlerin çoğunun kaynağını ve yönetimini İBB’ye dayandırmıştır. Bu durum, Akpolat’ın bağımsız bir belediye başkanı olarak tarihe geçmesini zorlaştırmakta, aksine, İBB’nin gölgesinde kalmış bir yönetici profili çizmektedir. İlerleyen dönemlerde Akpolat’ın bu eleştiriler karşısında nasıl bir tutum alacağı, Adalar ilçesinin geleceği açısından merak konusudur.
Bu eleştiriler ve tartışmalar göz önüne alındığında, Akpolat’ın ve İBB’nin Adalar’daki yönetim stratejileri, şeffaflık, bağımsızlık ve etkinlik açısından yeniden değerlendirilmelidir.
Dikkat edilirse, İmamoğlu’nun adaya her gelişinde kendisi için olumsuz bir şey yaşıyor. İmamoğlu’na tavsiyem, bir daha Adalar’a gelirken iki kere, hatta daha fazla düşünmesi olacaktır. En azından kendisini rezil etmeyecek bir belediye yönetimi ve başkanı oluncaya kadar!
Bu ziyaret, İmamoğlu’nun hem yerel halkla olan ilişkilerini hem de çevre duyarlılığı konusundaki tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini gösteren bir uyarı niteliğindedir. Adalar’da yaşanan bu olaylar, belediye başkanının halkla daha iyi iletişim kurması ve projelerinde daha şeffaf ve duyarlı olması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.