Göz kapağı düşüklüğü, doğuştan olabildiği gibi, daha sonraki dönemlerde geçirilen felç, travmaya ya da ilerleyen yaşa bağlı olarak ortaya çıkabiliyor.
Alerjik hastalıklar, tekrarlayan göz enfeksiyonları, uzun süre sigara kullanımı ve güneş ışığına maruziyet sonucunda seviyesi artabilen düşüklük, zamanla hem görmeyi güçleştiriyor hem de kişide yaşlı ve yorgun bir ifadeye neden oluyor. Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Gökçen Gökçe, göz kapağı düşüklüğü ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Deformasyon 40’lı yaşlarda başlıyor
Göz kapağı, gözün saydam tabakasını ortalama 1-2 milimetre kapatan cilt dokusudur. Göz kapağının sarkması ya da kirpikli uçların saydam tabakayı 4-5 milimetre kapatmasıyla göz kapağı düşüklüğü (pitozis) oluşmaktadır. Göz çevresindeki deformasyon genellikle 40’lı yaşlarda başlamaktadır. 50’li yaşlarda üst göz kapağındaki kaslar ve derideki incelme, sarkmaya yol açmaktadır. Göz etrafındaki bağ dokusu ve liflerdeki gevşeme sonucundaysa, göz çukurundaki yağ yastıkçıkları dışarıya fıtıklaşarak göz torbaları belirginleşmektedir. Alt göz kapağının kirpiklerle beraber içe veya dışa dönmesi, kozmetik görünümün bozulmasının yanı sıra gözün saydam tabakasını da etkileyerek görme azlığına neden olmaktadır. Bu nedenle cerrahinin erken dönemde planlanması gerekmektedir.
Kapak düşüklüğü yaşlı gösterir
Göz kapağının tüm katları ile birlikte düşük olması, doğuştan olabildiği gibi ileri yaşlarda göz kapağını kaldıran kasların farklı nedenlerle zayıflamasıyla da oluşabilir. Kapak düşüklüğü çocuklarda göz tembelliğine neden olabildiği gibi erişkin yaştaki bireylerin olduğundan daha yaşlı ve yorgun görünmesine yol açar. Her iki gözün alt ve üst kapakları farklı sürelerde deforme olabilir. Bu açıdan alt ve üst kapakların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Göz kapağı düşüklüğünün kalıcı tedavisi 1- 1.5 saat süren ameliyat sonucunda sağlanmaktadır.
Hangi durumlarda cerrahi yapılmalı?
Gizli ve eriyen dikişler kullanılıyor
Göz kapağı ameliyatları hastanın şikayetlerine ve yapılan muayeneye göre, üst veya alt kapak ya da aynı seansta hem üst hem alt kapak olarak planlanır. Cerrahi, hastanın isteğine göre lokal ya da genel anestezi altında yapılabilir. Lokal anestezi ile hastanın kapak seviyesi ameliyat sırasında bakış açısına göre daha hassas olarak ayarlanabilmektedir. Hasta ameliyattan bir gün sonra normal hayatına döner. Üst göz kapağı için yapılan cerrahi; üst göz kapak çizgisinden, alt göz kapağı için yapılan ise alt kirpiklerin hemen altındaki hattan ya da kapak içerisinden gerçekleştirilir. Cerrahi gizli ve eriyen dikişlerle yapıldığından ameliyat sonrasında pansuman, dikiş aldırma gibi işlemler söz konusu olmamaktadır. İyileşme süresinin sonunda cerrahi yapılan bölgede herhangi bir yara izi kalmaz.
Cerrahi öncesinde hassas ölçüm
Üst göz kapağı torbaları için yapılacak cerrahi öncesinde ölçüm dikkatlice yapılmalıdır. Ölçüm hatalı yapılırsa, cerrahi sonrasında göz kapağının kapanma fonksiyonu bozulabilir. Üst göz kapağı için yapılacak cerrahide dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise olası kaş düşüklüğünün belirlenmesidir. Bu durumda mutlaka kaş düşüklüğü tedavi edildikten sonra kapak cerrahisi yapılmalıdır. Ayrıca alt göz kapağı torbaları için yapılacak işlemde, cerrahın tecrübesi daha da önemlidir. İşlem sırasında yapılacak fazla düzeltme, hastanın yukarı baktığında ve ağzını açtığında alt kapağın dışa dönmesine neden olabilir. Ayrıca cerrahi sırasında göz damarları ve alt göz kaslarının hasar görmemesi önemlidir.