Mihail çoktan çıkmıştı uçurumun tepesindeki taşın ucuna. Biz bu gün bile o kayaya ’’ölüm kayası’’ neden dediğimizi bilmezdik işin doğrusu. Biraz yukarıda çeşmeye uzak olmayan düz bir yerde uzandılar çamların altına sere serpe. Bitmedi birbirlerine hevesleri saatler geçmesine karşın. Sabah gün ışığı doğarken şehirde ne olup bittiğini anlatıyordu Mihail. Artık...
İstanbul,
15°C
açık


