Büyükada’dan sonra Prens Adaları’nın en çok ziyaretçi alan adasıdır. Yıllar içerisinde birçok isimle anılmıştır. İki höyüklü olup cine benzetildiğinden Demonisos, Çamlimanı’ndaki bakır madeni nedeniyle Khalkoz- Khalkidis ve Halki (Khalky). Türkçe’de ise iki tepesi ile bir heybe görünümü verdiği için Heybeliada olarak isimlendirilmiş. Diğer adalardan ayıran en önemli özelliklerinden bir tanesi ise adanın Prens Adaları arasında, eğitimle olan ilişkisinin öne çıkması. Yalnızca bunlar da değil, Heybeliada’ya gitmeniz için renkli sokaklar, her yanını kitap kokusu sarmış bir sahaf, sizi bekleyen masmavi bir deniz ve eğlenceli vakitler ile Heybeliada doğasının tadını çıkartabilirsiniz!
Büyükada kadar yoğun kalabalığın olmadığı fakat neredeyse onun kadar da ziyaretçi alan Heybeliada, Büyükada kadar renkli ve zengin bir atmosfere sahip. Özellikle yaz aylarında tıpkı Büyükada gibi ziyaretçi akınına uğrayan Heybeliada’nın nüfüsu her yaz biraz daha katlanıyor. Şuan belirtilen nüfusu ise 7 bin civarında. Yaz aylarında günübirlik ziyaretçilerle beraber ada nüfusunun 50 bini aştığı düşünülüyor..
Tarihi yapıları, kültür kaynakları, plajları, muhteşem manzarası ve insana huzur veren atmosferi ile Heybeli ada geziniz için eşsiz seçimlerden biri olacaktır. Biz, bu yazıda Heybeliada’nın sahip olduğu güzellikleri sizin keyifli gezileriniz için derlemeye çalıştık!
Marmara Denizi’nde bulunan Heybeliada’ya İstanbul dışından gelecek turistler için ulaşımın ilk adımı tabii ki İstanbul’a gelmek.
Kadıköy, Bostancı, Eminönü ve Kabataş’tan yapılan vapur ve motor seferleri ile Heybeliada’ya ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Bostancı İskelesi’nden kalkan motorları da kullanabilirsiniz. Yaz ve kış tarifeleri değişiklik göstermektedir.
► Adalar Vapur Seferleri ve Ücretleri sayfamızı ziyaret ederek Heybeliada’ya düzenlenen tüm vapur ve motor saatlerini detaylı inceleyebilirsiniz.
Adalar, İstanbul sakinleri ve turistler tarafından günübirlik, haftasonu gezileri ya da tatil fırsatları için oldukça sevilen ve tercih ediliyor. İstanbul’a bağlı Heybeliada da Prens Adaları’nın insanların uğrak yerlerinden bir tanesi. Çoğunlukla Akdeniz ikliminin görüldüğü adada yazları sıcak ve kurak, kışları ise balkan rüzgarlarının etkisiyle soğuktur. Buna rağmen yaz ve kış aylarının tadı tabii ki birbirinden güzel ve başka oluyor. Heybeliada için sorulacak “Peki, Heybeliada’ya ne zaman gidilir?” sorusu için sizlere kesin bir cevap sunamayız fakat bazı aylarda kalabalıklar ve adaların değişken hava durumu ile karşılaşabilirsiniz. Ada nüfusunun bu aylarda hızla artması sokak ve plajlarda oldukça fazla bir insan trafiğine neden olabilir. Yani, yaz aylarında gidecekseniz, biraz kalabalığı göze almanız gerekebilir. Genelde, Adalar’a gitmek için uygun olan mevsim ilkbahardır. Rengarenk çiçeklerin arasında huzurlu bir gezinti için ideal olan adada yeşilliklerin içerisinde bir ilkbahar gününü geçirebilirsiniz. Yeşil alan açısından oldukça zengin olan Heybeliada, doğa içinde mavi ve yeşil atmosferi ve bol oksijeni ile gezileriniz için en güzel seçeneklerden biri.
Nisan ve mayıs ayları, özellikle yaz yağmurlarının da uğradığı Heybeliada’da istediğiniz gibi gezebilmek ve bisiklet turu yapabilmek için en uygun aylardır. İsterseniz doğa içinde bir bisiklet gezintisi, isterseniz masmavi denizde serinleme fırsatını yakalayın! Yalnız, dikkat etmeniz gereken nokta, Büyükada’dan ziyaretçi akınına uğrayan ikinci ada olmasıyla Heybeliada’nın kalabalığa ev sahipliği yapması. Yani aslında İstanbul ve Büyükada kalabalığından belirli aylarda çok da kaçamayabilirsiniz…
Kışın da tercih edilebilecek bir mekan olan Heybeliada’nın rüzgar ve yağışlarına hazırlıklı gelirseniz, oldukça eşsiz manzaraların size estetik bir zevk uyandıracağından emin olabilirsiniz. Hem yaz mevsiminde akın akın gelen bir kalabalıkla karşılaşmayacaksınız hem de kalabalıktan uzak, sessiz ve kafanızı dinleyeceğiniz bir kış tatili fena olmaz diyorsanız, Heybeliada kış ve sonbahar aylarında da oldukça makul bir seçim.
Heybeliada, Prens Adaları arasında Büyükada’dan sonra en çok ziyaret alan ve aktivite imkanında çeşitlilik gösterdiği adalardan biri. İsterseniz bisikletle gezintiye çıkabilir ya da yürüyüşe çıkabilirsiniz. Yeşilliğin içinde harika bir tatil geçirme fırsatını yakarken birçok tarihi mekanları gezebilirsiniz. Heybeliada’da tarihte yer bulmuş birçok önemli ismin evini de barındırmakta. Yaz ve kış aylarında yapabileceğiniz aktiviteler değişiklilik gösterebilir tabii ki fakat biz en çok yapabileceklerinizi derledik!
Heybeliada’da yorulduğunuzda dinlenebileceğiniz kafeler, keyifli bir gezinin ardından soluklanıp arkadaşlarınız veya aileniz ile güzel bir yemek yiyebileceğiniz restorantlar da bulunuyor. Bununla da kalmayıp, Heybeliada’ınn farklı dükkanlarını gezebilir, denize girebilir, çeşitli aktiviteler yapabilirsiniz. Sizler için “Heybeliada’da ne yapılır” listesi hazırladık!
► Adalar Hava Durumu yazımıza göz atarak sizin için en uygun günü seçebilirsiniz.
Bisiklete binmek
Bisiklete binmek, adayı hem daha hızlı hem de daha kapsamlı ve yorulmadan gezmek için ideal bir fikir olabilir. Yaz ve kış aylarında bisiklete yöneltilen taleple beraber hem fiyatları hem de yoğunluk değişiklik gösterebilir. Heybeliada’da bulunan kiralama firmalarından bisiklet kiralayabilirsiniz, Heybeliada bisiklet kiralama fiyatları Büyükada’nın fiyatları ile aynı. 2020 fiyatlarına göre ücret genelde saatlik 10 tl günlük ise 25 tl olarak belirlenmiş.
Dönem dönem fiyatı değişse de vereceğiniz paranın sonunda göreceğiniz manzaralar sizi çok mutlu edecektir. Bisikletlerin üzerinde hem spor yapıp hem de keyifle adayı turlayabilirsiniz. Yokuşlu yolların zorlaması sizi yıldırmasın, günün sonunda üzerinizdeki yorgunluğu ileride çok tatlı anılarla hatırlama şansınız var!
Eğer ki “ben kendi bisikletimi getirmek istiyorum” derseniz, ücreti karşılığında motorlara veya vapurlara bisikletiniz ile girebilir, Heybeliada’yı kendi bisikletiniz ile gezebilirsiniz.
Fotoğraf çekmek
Adalara giderken yanınıza almanız gerekenlerden bir tanesi kesinlikle bir fotoğraf makinesi. Eşsiz manzaraların içinde sevdiklerinizle ölümsüzleşebilirsiniz. Deniz kenarında ya da atmosferin sunduğu güzellikler içinde fotoğraf çekip birçok anı biriktirmemek olmaz tabii ki! Tarihi köşkler, çiçek dolu sokaklar arasında aileniz, arkadaşlarınız ya da sevgilinizle unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz!
Kısacık bir not: Özellikle de yaz aylarında kapımızın önüne sevimli dostlarımız için bir kap su koyalım.
Doğa Yürüyüşü Yapmak
Bisiklete binmeden adanın güzellikleri arasına karışmak istiyorsanız, doğa yürüyüşü yapmak tam size göre. İsterseniz düzenlenen turları internetten takip edebilirsiniz, isterseniz de arkadaş grubunuzla doğanın içine doğru yeşil bir yolculuğa çıkabilirsiniz!
Masmavi denizin tadını çıkarmak
Özellikle İstanbul sakinlerinin kısa tatiller için tercih ettiği bir semt olan Adalar, nispeten gürültüden uzak keyifli bir tatilin kapılarını açıyor. Marmara Denizi’nde bulunan Prens Adaları’ndan biri olan Heybeliada’da birçok plaj seçeneği bulunuyor. Heybeliada’ya gitmişken ilkbahar yaz aylarında deniz keyfini yaşamadan geri dönmeyin!
Denize ve sahile, özellikle doğada kaybolması uzun yıllar süren pis materyaller atmayalım!
Piknik Yapmak
Bol oksijen ve yemyeşil ağaçlar arasında mesire yerleri bulunuyor. Buralara giderek aileniz, arkadaşlarınız ya da sevgilinizle beraber keyifli saatler geçirebilirsiniz. Özellikle Değirmenburnu mesire alanı Heybeliada için öne çıkan yerlerden bir tanesi. Değirmenburnu mesire alanı, deniz ve ormanın buluştuğu yerde sizlere çeşitli aktiviteler de sunuyor. Heybeliada, sahip olduğu yeşil alanlarla mesire alanı çeşitliğini de sizlere sunuyor.
Lezzetli Balıklar ve Güzel Restorantlar
Adada deniz manzarasında özellikle balık yemek oldukça çekici bir seçenek. Heybeliada’nın restorantlarında en lezzetli balıkları yiyebilir, farklı ve güzel mezeleri deneyebilirsiniz. Heybeliada’da sunulan menülere göre farklı seçenekler de var, yemek konusunda özellikle bazı restorantlarda kaliteli hizmetin sunulması göze çarpıyor.
Sizin için hazırladığımız “Heybeliada’da Ne Yenir?” yazımıza göz atmayı unutmayın!
Gece hayatından eksik kalmayın
Heybeliada, gündüzleri de renkli atmosferleri ile her ne kadar dikkat çekici olsa da geceleri Heybeliada sokakları ayrı bir güzel oluyor. Heybeliada’da akşam saatlerinin renklerini görmeden oradan ayrılmayın deriz. Eğlenceli aktiviteler bulabilir, istediğiniz barda içkinizi yudumlayabilir, rum tavernalarında keyifli bir akşam geçirebilirsiniz! Tercihinize göre belki yorulacaksınız ama sabaha kadar gecenin keyfini en güzel şekilde çıkartabilirsiniz!
Tarihi geziler yapmadan dönmeyin
Bu konuda Heybeliada, tıpkı Büyükada gibi oldukça zengin.. her köşesi bir tarihe tanıklık etmiş Heybeliada, birçok önemli tarihi binaya da sahip. Heybeliada Sanatoryumu, Deniz Lisesi, edebiyatımızın önemli isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Evi, Aya Spridon Manastırı, tarihimizin ve tabii ki Heybeliada’nın unutulmaz ismi İsmet İnönü’nün Köşkü, Aya Spridon Manastırı, Aya Triada Manastırı, Heybeliada Camii, Aya Yorgi Uçurum Kilisesi, Süslü Mezar ve Çam Limanı adada görülmesi gereken önemli mekanlardandır.
Anılar toplayın ve dükkanları gezin
Heybeliada’ya turist olarak geliyorsanız, geriye döndüğünüzde tatil günlerini hatırlatması için mutlaka bu dükkanlara uğrayıp alışveriş yapın! Renkli kupalar, eviniz ya da sevdikleriniz için süs eşyaları, yazın ruhunu yansıtan tiril tiril tekstil ürünleri sizleri bekliyor! Seramik figürlerden çeşitli kıyafetlere minik hediyelik eşyalar ile isterseniz sevdiklerinizi mutlu edin isterseniz hatıralar toplayın.
Sakızlı dondurmanın ve ada ponçiğinin tadına bakın
Heybeliada, sakızlı dondurmasıyla oldukça öne çıkıyor, siz de bu lezzeti tatma fırsatı yakalamışken geri tepmeyin! Ada ponçiği ise sakızlı dondurmanın ardından gelen, sabahları sıcak sıcak çıkan ve ada ile özdeşleşmiş bir diğer lezzet. Bu ikisini tatmadan adadan ayrılmamanızı öneririz.
Sürekli nedensiz yanan ormanlarımızı da koruyalım, cam parçaları ve ateşten sakınalım!
Ada lokantalarının tamamı iskele ve yanındaki sahilde sıralanıyor. Birçok farklı lezzetin bir arada olduğu restorantlardan birine geçerek keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Günün her saati, ister kahvaltı ister öğle yemeği ve isterseniz akşam yemeği için aradığınızı bulabileceğiniz zenginlikte işletmeler mevcut. Akşam rakınızı içebilir, arkadaşlarınızla canlı müzik dinleyerek eğlenebilir ya da içeceğinizi yudumlarken sakin sohbetler de edebilirsiniz. Tatlı ve dondurmalar da unutulmamış ve Heybeliada her lezzetle donatılmış…
Deniz ürünleri ağırlıklı, kışın açık olan bahçeli restorantlar ise yaz aylarında oldukça ilgi görüyor. Manzara eşliğinde tadı ağzınızda kalacak yemekler ve keyifli bir akşam için Mavi Restoran, Heyamola ve Ada Restoran’a gidebilirsiniz. Daha nice restoran seçenekleri de bulunmakta. Bu restorantlarda balık menüsü ağırlıklı olmasına rağmen isteğinize göre de çeşit bulabilirsiniz. Keyifli bir akşam yemeği için deniz manzarası oldukça şık ve keyifli bir seçenek olabilir.
► “Heybeliada’da Ne Yenir?” sorunuza detaylı bir cevap için yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Güzel bir tatil planı için belki de en önemli kriter nerede konaklayacağınızdır. Bu yüzden panikleyip endişe etmenize gerek yok çünkü sizlere Heybeliada’nın konaklama imkanlarından bahsedeceğiz ve en güzel konaklama mekanlarını listeleyeceğiz. Heybeliada’nın en güzel seçeneklerden biri olmasının sebebi günübirlik geziler ve konaklama için elverişli imkanların bulunması. Her bütçeye uygun pansiyonlar bulabilir ve keyifli bir tatil imkanı yakalayabilirsiniz. Pansiyonlar, Heybeliada’nın çeşitli lokansyonlarına yayıldığı için dilediğiniz atmosferde size uygun konaklama imkanı sunuyor. Bunun yanında günübirlik evler de tatilciler için kullanışlı bir seçenek olabilir. Tatilciler arasında ise en dikkat çeken seçenek denize sıfır olan otel ve pansiyonlar oluyor. Yani, Marmara Denizi’nin güzelliği içinde denize sıfır konaklama fırsatını da Heybeliada’da yakalayabilirsiniz.
Fiyat farklılığı tabii ki arz talebe göre değişkenlik gösteriyor. Yaz aylarında uyguna otel ya da pansiyon bulabilmeniz için erken rezervasyon fırsatlarından yararlanmanızı öneririz. Tabii ki bu duruma haftaiçi ve haftasonu seçeneklerinde görülen fiyat farklılığı da giriyor. Aşağıda sizin için Heybeliada’nın en ünlü konaklama hizmetlerini sıraladık:
► Heybeliada Otel ve Pansiyonlarını detaylı inceleyin.
Heybeliada’da harika bir yaz tatili için yapmanız gereken aktivitelerin başında sımsıcak güneşin altında kendinizi masmavi denize bırakmak geliyor. Bunun için de Heybeliada plaj seçenekleriyle yüzünüzü güldürecek imkanlara sahip. Belirli bir giriş ücreti karşılığında girebildiğiniz plajların yanında, herhangi bir ücret ödemeden girdiğiniz ve yalnızca şezlong, duş gibi temel hizmetlere ücret ödediğiniz plajlar da mevcut.
Her bir plajın verdiği hizmete ve ücret politikalarına göre farklı bir fiyatı var fakat genelde 50-60 tl civarında bir fiyatlandırma mevcut. Plajların haftasonu ve haftaiçi fiyatları da değişiklik gösteriyor.
Heybeliada’da bulunan bir diğer mekan Heybeliada Su Sporları Kulübü ve kulübun yüzme havuzu. Buranın yüzme havuzunu kullanmanız için kulüp üyesi olmanız gerekiyor. Aşağıda Heybeliada’da tercih edilen plajları sizler için listeledik;
► Heybeliada plajlarını detaylı olarak ele aldığımız “Heybeliada Plajları” yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Çivileme Atlayış varsa Orada İsmet Paşa’nın İsmi Geçer
Heybeliada’da yüzmek diyorsak; İsmet İnönü’yü anmadan geçemeyiz… İlk atlayışını çivileme şeklinde, Heybeliada ile Kaşık Adası arasındaki derin bir yerde Ulvi Tekeş ile beraber gerçekleştirir. Daha sonra onunla özdeşleşen çivileme atlayışın hikayesi ise şu şekildedir;
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmet Paşa ile Florya’da yüzme yarışması yapma isteği üzerine, İsmet Paşa henüz yüzme bilmediğini belirtir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü’ye bir hafta verir ve çalışmaya başlamasını söyler. Heybeliada’daki Deniz Askeri Lisesi Sınıf Subayı Ulvi Tekeş ile tanışmış ve kısa bir süre içinde yüzme öğrenmeye başlar.
Bir gün Heybeliada ve Kaşık Adası arasında derin bir yere deniz motoru ile giderler.. Ulvi Tekeş rahatlıkla daldığı denizden İsmet İnönü’ye seslenerek atlamasını söyler.
– Sayın Paşam atlayın!
İsmet İnönü, Ulvi Tekeş’e nasıl atlayacağını sorar..
– Çivileme atlayacaksınız!
Ve İsmet Paşa, yıllar sonra bile konuşulacak meşhur çivileme atlayışıyla deniz ile buluşur. Suyun yüzüne çıkınca çırpınan paşanın yardımına Ulvi Tekeş yetişir ve o günden sonra yüzme kurallarını öğrenir ve yüzmeye devam eder. O günden sonra İsmet Paşa’nın çivileme atlayışı meşhur olmuştur.
Doğanın içinde sakin ve insansız bir gün geçirmek istiyorsanız, ayakkabılardan kurtulup belki toprağa basmak istiyorsanız Heybeliada tam size göre. Özellikle Değirmen çevresi piknik alanı olarak ilgi görüyor. Değirmenburnu Mesire yeri ise Heybeliada’nın en çok ziyaret ediln ve sevilen piknik alanlarının ilki. Yalnız dikkat etmeniz gereken nokta, yazları herkesin kendini ya denize ya da yeşilliklere atması nedeniyle oldukça kalabalık bir hal alıyor. Sizin için Heybeliada’da en çok tercih edilen piknik alanlarını listeledik;
Değirmenburnu Mesire Yeri
Heybeliada’nın Batısındaki Değirmenburnu, adanın en güzel koylarından biri olan plaj ve piknik yeridir. Coğrafi olarak bünyesinde bulundurduğu Değirmenburnu Plajı’nı kuzey rüzgarlarından korumakta. Eskiden, deniz hamamı; gerisi ise bostanlıktı. Bostan Abbas Hilmi Paşa Köşkü’ne kadar uzanırdı.
1981 yılında Atatürk’ün 100. Doğum yılı dolayısıyla Değirmenburnu Ormaniçi Mesire Yeri, İstanbul ili Kutlama Programı’na uygun olarak dinlenme yeri ve piknik ihtiyacını karşılayacak bir saha yapılmıştır. Ortalama 4000 kişi alacak kapasitede olan dinlenme yerinde, kır gazinosu, büfe, su deposu, çeşme, piknik üniteleri gibi birçok imkan sunulmakta.
Çam Limanı
Yüzmek ve deniz kenarında piknik yapmak isteyen ziyaretçiler için mükemmel bir manzara sunan Çam Limanı, manzarasıyla herkesi büyülüyor. Heybeliada’da adına dikilmiş bir heykeli bulunan besteci Yesari Asım Ersoy’un da Çam Limanı’ndaki ay ışığı manzarasında akşam keyfini anlattığı şarkısı vardır.
biz heybeli’de her gece mehtaba çıkardık,
sandallarımız neşe dolar zevke dalardık.
saz seslerinin sahile aksettiği demler,
etrafı bütün şarkı gazellerle yakardık.
Heybeliada’da bulabileceğiniz diğer mesire yerleri;
Yaz gecelerinde odaya çekilip hemen uyumak size göre değilse, Heybeliada tam size göre! Tıpkı Büyükada gibi gece yaşantısı da nispeten aktif olan bu adada arkadaşlarınızla Heybeliada sokaklarında bir de hava kararırken gezmenin, hatta gecenin tadını çıkarmayı deneyin. Aileleri ile gidenler için çay bahçeleri de var ve barlar da bulunuyor. Heybeliada sokakları özellikle yaz akşamlarında oldukça hareketli, canlı müziğin sokaklara taştığını duyabilirsiniz.. Gece eğlenceleri için gidebileceğiniz mekanların başında Lady Cafe, Sarmaşık ve Rest Cafe Elfaro bulunuyor. Aynı zamanda turistlere otel imkanı sunan Perili Köşk’ün de Perili Köşk Jazz Bar da muhteşem bir manzara ve muhteşem müzikler ile hizmet veriyor.
Heybeliada’da da Büyük Şehir Belediyesinin almış olduğu karar ile faytonlar kaldırılmış ve elektrikli otobüs ve adataksi uygulamasına geçilmiştir.
Yeni Ulaşım Aracı Artık Elektrikli Araçlar: Heybeliada Elektrikli Araç Hatları ve Sefer Saatleri
Günlük ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız marketler: Heybeliada’da ev alışverişi için günlük ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz irili ufaklı birçok market ve bakkal bulunuyor.
Birçok hediyelik eşya dükkanının bulunduğu Heybeliada’dan, kendiniz ve sevdikleriniz için çeşitli hatıraları yanınızda götürebilirsiniz. Heybeliada’ya özgü figürler ile bezenmiş süs eşyaları satın alabilirsiniz.
Tabii bizce mutlaka uğramanız gereken yerlerin başında Heybeliada Sahaf geliyor!
Heybeliada’ya geldiğiniz vakit, iskeleden çarşıya yokuşa doğru çıktığınızda Lozan Zaferi Caddesi’nde küçük ve oldukça sevimli bir yapı göreceksiniz. Heybeli Sahaf, Nazım Hikmet Erkan tarafından kurulmuş ve daha çok ikinci el kitapları satıyor. İsterseniz de yeni kitaplar gelebiliyor. Heybeliada’da halk kütüphanesinin kapatılmasının ardından adanın entelektüel birikim ihtiyacını da karşılamakta. 1800lü yıllardan kalma kitapları bulmak için hurdacı, eskici ve bit pazarı dolaşan Nazım Hikmet Erkan’ın şuan olduğu yere gelme hikayesini anlattık sizlere;
Nazım Hikmet Erkan, adını Türk edebiyatının mavi gözlü devinden alıyor ve onun ismini kitap sevgisiyle, kitaplar arasında yaşatıyor. Kitap okuma oranının bu denli düşük olduğu bir ülkede kitap sevgisini Heybeliada gibi nispeten küçük bir yerde ayakta tutmak, tutkunun bir sonucu denilebilir. Heybeli Sahaf Nazım Hikmet Erkan, Fatih Polat’ın haberine göre, kendini anlatırken kitaplı bir evde büyüdüğünü; Yaşar Kemal ve Aziz Nesin’in kitaplarını daha ilkokuldayken okuduğunu belirtmiş. Yani, Nazım Hikmet’in yanından kitaplar ne ilkokulda ne de üniversite yıllarında eksik olmuş.
Nazım Hikmet Erkan’ın Heybeli Sahaf’ı kurmasında dönüm noktası bu kitap sevgisi değil; bir belgesel firmasında işe başlaması. Bu sırada bir sahafın hayatını belgesele almaları, Nazım Hikmet Erkan’ı çok etkilemiş.. Sahaf Murat Uncu ile tanışan Nazım Hikmet Erkan, Murat Uncu’nun iş teklifi ile beraber çalışmaya başladılar. “Kitap için” adındaki sahaf, Heybeli Sahaf’ın arkasındaki en büyük neden denilebilir. Heybeliada’ya gelmeden önce İstanbul’da çalışan Nazım Hikmet Erkan, arkadaşlarının da ısrarıyla Heybeli’de bir dükkan açmış; 2016 yılından itibaren de Heybeliada’nın sahaflığını yapıyor.
Denize girmek için değil de Heybeliada sokaklarında dolaşmaya geldiyseniz, birçok güzellik görmeye hazır olun. Bisikletinizle ya da yaya olarak adayı gezmek, çekebileceğiniz eşsiz manzara fotoğraflarını düşününce çok iyi bir fikir olabilir. Heybeliada’nın büyük bölümünü yorulmadan gezmek için yapmanız gereken en iyi şey büyük ve küçük tura çıkmak olabilir.. Yoksa yolun yarısında “çok yoruldum bitmiyor” diyerek vazgeçebilirsiniz!
Diyorsanız ki “yok şimdi bisiklet turu yapmayalım” o zaman tabii ki Heybeliada’yı Heybeliada yapan tarihi yapılarını da sokaklarda yürüyerek keşfedebilirsiniz. Geziniz sırasında Heybeliada’nın tatlıcı, dondurmacı ve kafelerinde dinlenebilir ya da ada merkezinden uzaklaşmak istiyorsanız Değirmenburnu mesire alanında piknik yapabilirsiniz!
Bu yazının devamında her aktivite için detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Yaya olarak gezilebilecek adalardan birisi olan Heybeliada’da, bisiklet ile turlamak isteyenler için iki farklı tur bulunuyor.
Kendinize bir bisiklet kiraladıktan sonra, sizin gibi birçok kişi özellikle yaz aylarında Heybeliada’nın keyfini çıkarmak isteyecektir. O yüzden keyifli ve sakin bir gezi için ilk adımda kalabalıktan uzaklaşmanız gerekebilir. Daha sonra istediğiniz gibi Heybeliada’da bisiklet turu yapabilirsiniz.
Heybeliada köklü tarihi ile birçok tarihi binaya ev sahipliği yapıyor. Dört bir yanından tarih fışkıran bu adada, gezilerinizde mutlaka uğramanız gereken tarihi köşkler, önemli yapılar, Heybeliada’ya yolu düşmüş ya da Heybeliada ile özdeşleşmiş ünlü isimlerin evleri ve çeşitli dinlerin ibadet yerleri bulunuyor. Sizler için Heybeliada’nın önemli tarihi ve dini yapılarını listeledik!
Heybeliada Sanatoryumu
Senatoryum 2005 yılında kapanmış önemli beş yapısından biri 1924 yılında açılmış. Çam Limanı’nın burnunu oluşturan Yeşil Burun’da deniz kenarında bir uçurum üzerine kurulmuştur. Prof. Dr. Sever Kamil yönetiminde kurulan sanatoryum İstanbul’un ilk sanatoryumu oalrak tarihe geçmiştir.
Heybeliada Bahriye Çeşmesi
Lozan Zaferi Caddesi’nde, Deniz Lisesi karşısında bulunan çeşmenin 1914/18 arasında yapıldığı biliniyor. Yapılış dönemi Osmanlı devri olan çeşme I. Dünya savaşı yıllarında II. Abdülhamid Han’ın talimatıyla Bahriye Nazırı Cemal Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çeşme, mimari özellikleri bakımından kare planlı ve süslemeleri bulunuyor. Kesme taş ve mermerden mamul eklektik uslupla yapılan bu meydan çeşmesi, bugün halen ayakta. Çeşmenin mimarı ise bilinmiyor.
Heybeliada Ruhban Okulu
Adanın kuzeyinde bugünkü adıyla Ümit Tepesiyle adalıların deyimiyle Papazdağ’ındadır. İlk adı Sina Kilisesi’ne bağlı anlamına gelen “Siyon” idi bunun sebebi ise muhtemelen Kudüs Patrikhanesi’ne bağlı olmasıdır. Daha sonra Hristiyanlığın temel ilkesi olan “Tanrı, Hz. İsa, Ruh-ül Kudüs” anlamına gelen “Triada” adı verilmiştir. Okulların en ünlüsü, Papaz Mektebi – Ruhban okuluydu. Burada yabancı öğrenciler de eğitim görmüştür. O dönemde okulun bahçesinde İstanbul’un ilk kiliserinden Aya Triada bulunmakta. Ruhban okulu 3.000i aşkın el yazması kitap ve 40.000 basılı kitabıyla dünyanın sayılı kütüphanelerine sahiptir. Okul ve kilise özel izinle gezilebiliyor.
Heybeliada Süslü Mezar
Aya Yorgi Manastırı’nın önündeki yola yakın bir yerde, kubbeli, renkli camlı, içindeki yüksek bir kaide üzerinde melek heykeli olan oldukça dikkat çekici ve özgün bir mezardır. İngiltere’nin Gemlik başkonsolosu Kangelidis’in karısına aittir. Kangelidis ailesi anıt mezarı olarak da anılan Süslü mezar, İtalya’dan getirilen mermerler ile neoklasik bir tarzda yapılmıştır. Arkasında oldukça hüzünlü bir aşk hikayesi barındıran anıt mezarı, Spyridon Kangelidis ve ölümünün ardından hemen onun yanına defnedilen eşi Sebaste Kangelidis Pellone’un mezarlarına ev sahipliği yapıyor. Heybeliada’nın görkemli yapılarından olan anıt mezarı, turistlerin ve ziyaretçilerin akımına uğruyor.
Halk (Andon) Eczanesi
Yapılış tarihi üzerinden yıllar geçmesine rağmen sahip olduğu önemle Heybeliada’nın değerli yapıları arasında yer alan heybeliada Andon Eczanesi, 1930 senesinde kurulmuştur. 1950 yılında Andon ailesinin devralması sebebiyle Andon adıyla da anılmakta. Eczanenin işletilme süresi kısa olsa da taşıdığı tarihi doku ve yaşantıları kaybetmemiş ve görülmesi gereken tarihi yapılar arasında.
Ateş Yakmayalım! Sigara İzmaritlerini Yanarken Yere Atmayalım! | Orman Yangın İhbar: 177
Heybeliada Halk Kütüphanesi
Heybeliada’da önce okul olarak kullanılan; 1965 yılından itibaren de halk kütüphanesine döndürülen tarihi köşk, 2008 yılında kapatılmıştı. 2013 yılında ise Adanın yerlileri, tarihi binayı kendi emekleri ve çabaları sonucu yıkılmaktan kurtardılar. Kültür bakanlığı tarafından tekrar restorasyona açılmıştı. Heybeliada Halk Kütüphnesi’nin daha sonra Milli Eğitim ve Halk Eğitim’e verilmesiyle tekrardan gündeme geldi. Uzun mücadeleler sonucu 20 şubat 2020 tarihinde 2500 kitapla Heybeliada sakinlerinin hizmetine açıldı.
Heybeliada İsmet İnönü Evi
Heybeliada’nın İsmet İnönü ile ilişkileri 1924 yılında geçirdiği rahatsızlığı ile başladı. O dönemde, İsmet Paşa’nın istirahat edebilmesi için en uygun olan yer olarak Heybeliada seçildi ve İsmet İnönü ailesiyle beraber Heybeliada’da şuan müze olan evlerine yerleşti. Buna karşın, ülkenin o yıllardaki durumu İsmet Paşa’nın sağlığının düzelmesine hızla katkıda bulunan bu yerde istirahat etmesine izin vermedi. Doğu’da başlayan Şeyh Sait isyanıyla beraber Mustafa Kemal Atatürk, onu Ankaraya çağırdı ve kısa süre içinde İsmet İnönü başbakanlığa tekrar atandı. Bu sürede yıllar geçti. İnönü ailesi kirada oturdukları evlerini satın almak istedi. O zamanın parasıyla eşyalı olarak 25 bin lira, oldukça büyüktü ve altından kalkamazlardı. Atatürk, evi eşyasız almasını söyleyerek 9.500 liraya evi aldırarak eşyasını da kendisi hediye etti. Bugün müzede sergilenen ve zaman zaman yalnızca yüzleri yenilenen eşyaların her biri İsmet İnönü ve Atatürk’ten kalmaktadır.
İsmet İnönü ve Heybeliada’nın ilişkisi böyle başlamıştı. Gelecek yıllarda İsmet İnönü’yü sahilde görürler, ailesiyle beraber gelen siyasetçi çivileme atlayışı ve gazetelerde çıkan fotoğraflardaki mayosuyla artık adanın yerlisi haline gelmiştir. O dönemde, Heybeliada sakinleri, İsmet İnönü’ye büyük bir ilgi ve sevgi beslemektedirler. İsmet İnönü’nün heybeliada’daki evinde yaşamı oldukça muntazam bir düzen içerisinde ilerler. Önce plajda ve denizde gençlerle vakit geçirilir; daha sonra faytonla eve dönülür. Eve gelen İsmet Paşa, bir saat kadar uyumanın adından öğle yemeğine oldukça şık bir şekilde katılır. Akşamüstü balkonda çay içerler, bu sırada yoldan geçenler ile selamlaşılır. Tabii bu sırada İsmet İnönü’nün hayatında siyaset de büyük yer kaplamaktaydı. Adalar – İstanbul arası uzun yıllar gidip gelen İsmet İnönü, evinde de birçok basın toplantısı düzenlemiştir.
İsmet İnönü, 25 Aralık 1973’te Ankara’daki Perili Köşk’te hayata gözlerini yumar. Böylelikle Heybeliada’daki ev, ölüm ardından ilk yazlar açılmaz. Karısı Mehibe Hanım ve çocukları oldukça etkilenmiş ve evi temizlemekten başka sebeplerden ötürü açmak istememişlerdir. Böylece geçen yıllar boyunca ev yıpranmaya başlar. Hatıraların dolu olduğu evin harabe haline gelmemesi için ailesi tarafından İnönü Vakfı’na bağışlar ve evin bir müze değil; İsmet İnönü Evi olarak Heybeliada’ya kazandırılmasında öncü olur.
Heybeliada İnönü Evi pazartesi günü hariç hergün saat 10.00-17.00 arasında açıktır.
Adres: Refah Şehitleri Cd.No:67 Heybeliada-İSTANBUL
Telefon : 0 216 351 84 49
Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi/ Müzesi
İskeleden yürüyerek yarım saatte ulaşabileceğiniz Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 32 yıllık yaşamına şahit olan evi 2000 yılından bugüne müze halinde. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kişisel eşyalarına, yaşadığı dönemden birçok tarihi detaya ulaşabilirsiniz. Yazarın hayatından kesitlere şahit olmak için muhteşem bir seçenek.
Heybeliada, sahip olduğu populasyonu itibarıyle birçok dinin kutsal yapılarına da ev sahipliği etmektedir. Camiiler, kiliseler ve bir adet sinagog bulunan Heybeliada’da hem tarihe tanıklık etmek hem de farklı dinlerin kutsal mekanlarında o dokuyu deneyimlemek isterseniz, zengin tarihiyle Heybeliada oldukça güzel ve ideal bir fırsat. Sizin için bu yapılar hakkında bilgi dolu bir liste hazırladık.
Aya Yorgi Uçurum Manastırı
Ayias Yeorgios Krimnu Manastırı, Askeri alanın içinde kalan yüksekçe tepenin etkileyici manzaraında kurulmuş Büyükada’ya bakıyor. Deniz Lisesi Ordu Evi’nin hemen ötesinde, yeşilliklerin içinde kalan pembe renkli bir yapıdır. Büyükada’da bulunan Aya Yorgi Manastırı ile karıştırılmaması ve denize doğru dik bir yanı bulunduğu için Uçurum manastırı olarak da anılmaktadır. Yapılma tarihi tam olarak bilinmiyor fakat 1583 – 93 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Patrikhane’deki görevi sona erip emekli olarak aziz George manastırına gelen Patrik III. İonnikos Karacas tarafından, harabelerin yerine yeniden yaptırılıp Kutsal Kudüs Kabri’ne bağlanmış. Bulunamayan ama 10. Yy’da yapıldığı bilinen Osios Akepsima Manastırının burada olduğuna dair görüşler var.
Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi (Büyük Rum kilisesi)
Balıkçı ve denizcilerin koruyucusu Aziz’e adanan kilise Rum cemaatinin en çok kullanılan ibadethanesi. Aya Nikola Kilisesi, Patrik I. Samuil’in hayatının son 4 senesini yaşadığı Heybeliada’da 10 Mayıs 1775 tarihinde ölünce, defnedildiği yerin üzerine inşa edilmiştir. Birkaç kez yandıktan sonra bugünkü hali yapıldı. II. Abdülhamid zamanında (1894) büyük zelzele sırasında oldukça harap olduğundan, esaslı bir tamir görmüştür. İskeleye çok yakın.
Terki Dünya Manastırı
Adanın Güneybatı sahilinde konumlanan ve Çam Limanı adıyla bilinen hilal şeklindeki koyun Batı tarafında kalan ucunu oluşturan burun üzerinde kurulmuştur. Bu buruna “terki dünya” denilmektedir; bu isim, elini eteğini dünya nimetlerinde çekmiş keşişlerin burada yaşamasından dolayı verilmiştir. Ayios Spiridonos Kilisesi olarak da anılmaktadır çünkü Arsenios olarak bilinen Trakyalı genç bir keşiş tarafından ona adanmıştır. 1868’de kurulmuş manastır, adalılar arasında Terk-i Dünya olarak anılsa da asıl adı Tarik-i Dünya’dır. Cephalonia kent psikoposu Embariki Mazarakis; Arsenios’un katholikon’u ve keşişler için küçük bir yurt inşa edilmesini istemiştir. 1894 yılında meydana gelen depremle yerle bir olan manastır daha sonra yeniden inşa edilmiş ve Peder Arsenios öldüğünde bu manastırın bahçesine gömülmüştür. 1954’te yine restore ettiren manastır, deprem ve yangın gibi olaylardan ötürü oldukça zarar görmüştür o yüzden şuan harabe halindedir.
Beth Yaakov Sinagogu
Heybeli’nin tek sinagogu Beth Yaakov, Kuyu mahallesinde 1956’da ibadete açılmıştır. Bunun sebebi, özellikle yaz aylarında adaya giden Yahudilerin sayısı 250 aileyi geçmesiyle, adada bulunan bir sinagog ihtiyacıdır. Bunun üzerine alınan izinle 1953’te Beth Yaakov Sinagog’u açılmıştır.
Heybeliada Metamorfoz (Başkalaşım) Manastırı
Heybeliada’nın Deniz Lisesinin batısında, Burgaza en yakın olan en alçak bir tepe olan ve güneybatı ucunda bulunan Baltacıoğlu (Makarios) Tepesi’nde konumlanan küçük bir manastırdır. 1835 yılında Andonis Tsimas tarafından kurulmuş ve ilk aşamada bir keşişhane olarak ortaya çıkmıştır. Birçok farklı isime sahip olan manastıra Makarios denilmesinin nedeni, bir zamanlar burada Makarios isimli bir keşiş yaşamasıdır. Daha sonra Hritos Manastırı/Makarios manastırı olarak Türkçe’de isimendirilmiş manastır, Hz. İsa’nın Başkalaşımı anlamında, Metamorphoseos tou Sotiros Christou olarak Başkalaşım Manastırı’na dönüştürülmüştür. Günümüzde manastır, tarihteki yapıyı tam anlamıyla korumamakta; geriye yalnızca küçük bir kilise ve kiliseye bağlı bir ev kaldığı görülmektedir. Tepenin zirvesinde olduğundan, oldukça görkemli bir manzaraya sahiptir.
Panayia Kamariotisa Kilisesi:
Heybeliada’nın en eski kiliselerinden biridir. Meryem Ana’ya ithaf edilmiş Panayia Kamariotisa Kilisesi, eski bir bizans yapısı olarak geçer. Kilisenin adı (Kamariotisa), girişindeki nartekste olan bir kubbe-kemer mimarisinden gelmektedir. Dört yapraklı yonca olarak bilinen hac planlıdır. Askeri alan içinde kalan kilise, 1942 yılında Manastır, Deniz Kuvvetleri tarafından istimlak edilmiştir ve o tarihten itibaren faal değidir. 9. Yy’da kurulduğu söyleniyor. Birçok kez onarım geçirmiş.
Heybeliada Camii
Tek müslüman mabedi Heybeliada Camii 1935 yılında yapılmıştır. Ümit Sokak’ta bulunan cami daha önceki cami askeri kışla içindeymiş. 1930larda kapanarak okul binasına eklenmiş
Heybeliada Su Sporları Kulübü, adanın Kuzeydoğu ucunda bulunan Değirmenburnu’nda konumlanmaktadır. Heybeliada’nın eşsiz manzarası içinde konumlanan kulüp doğanın içinde, mavi ve yeşilin ortasında bulunuyor. 1984 yılında kurulan kulüp, yelken, yüzme ve sutopu çalışmaları yapmaktadır. 1200’den fazla yüzücü, 200e yakın yelkenci ve 500ü aşkın sutopçu yetiştiren kulüp aynı zamanda olimpiyatlara birçok sporcu gönderiyor.
Bünyesinde bir olimpik havuz, bir antrenman havuzu, bir çocuk havuzu, çocuk parkı ve bir adet basketbol sahası bulunduran Heybeliada Su Sporları Kulübü’nün imkanlarından kulüp üyeleri faydalanabiliyor. Çamların altında birçok faaliyete ev sahipliği yapıyor ve birçok konser, etkinlik ve sergi imkanı sunmakta. Ayrıca spor adına da birçok müsabaka ve turnuvalar düzenlenmektedir.
Heybeliada’nın eğitim adası olarak anılmasının önemli sebebi, Prens Adaları içinde bulunan ilk eğitim kurumunun burada açılmasıdır. Şuan halen farklı düzeylerde eğitim kurumlarının bulunduğu ada, bünyesindeki ortaokul ve lisesler ile öğrenci yetiştirmekte. Tarihsel olarak bakıldığında önemli yapılar eğitim vermese de bir değer olarak Heybeliada’da bulunmaktadır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi
Günümüzde bütün adaların ilk lisesi Heybeliada yazar Hüseyin Rahmi’nin adıyla, 1932’de ortaokul daha sonraları lise olarak açıldı. Sonrasında ise adalar arasındaki eğitim kurumları Büyükada’da görüldüğü gibi artmaya başladı. İlk olarak Adalar Lisesi olarak eğitim veren okulda 1950 yıllarına kadar eğitim verilmiştir. Çeşitli meslek gruplarına yönelik eğitimin verildiği okul, 8 yıl eğitim vermesinin ardından kapanmıştır.
Heybeliada Deniz Lisesi
Deniz Lisesi İskelenin solunda 1773 yılında kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa tarafından kurulan Bahriye Mektebi olarak 1824’te heybeliye taşınmış. Önceleri aynı yerde Deniz Harp Okulu, eski rum ticaret okulunda da deniz lisesi vardı. Daha sonra düzenlemeye uğradı ve Deniz Lisesi oldu. Heybeliada Deniz Lisesi’nde farklı komutanlıklar da görev yapmıştır. İlk adıyla Mekteb-i İdadiye-i Şahane olarak kurulan Heybeliada Deniz Lisesi, Bahriye Mektabi’ne alınan öğrencilerin yetersiz eğitim gördüğü tespit edilmesiyle kurulmuştur. İstiklal savaşının verildiği yıllarda öğrenci alımı yapılmamış; böylelikle 1920-23 senelerinde öğretim vermeyen okul, 1924 senesinde ilk öğrencilerini 4 yıllık eğitim sürecine almıştır.
Heybeliada, Prens Adaları’nın Büyükada’dan sonra gelen ikinci adası ve Adalar arasında yeşillik açısından en zengin olanı. Hemen hemen Büyükada’nın tüm imkanlarına sahip olan Heybeliada çamlarla kaplı yapısı ve çiçek dolu sokaklarıyla görsel bir şölen sunuyor. Özellikle manzaranın güzelliği, Heybeliada’ya gelen her insanı mutlaka etkiliyordur. Adanın edebiyattan siyasete önemli isimleri de ağırlaması onun tarihini zenginleştirirken, her manzarasına da anlam yükleyen bir diğer unsur. Heybeliada’nın yapılarına ve özelliklerine bakıldığında tarihe uzun yıllardır ev sahipliği yapan bir ada olduğu görülüyor. Adanın ismi yıllara ve adanın zenginliğine, coğrafi yapısına göre değişiklik göstermiş. Aristoteles; Heybeli’de, eski adıyla Halki’de bolca bakır bulunduğunu ve adının da buradan geldiğini söylemiştir. Aynı şekilde Tarihçi Bizantios’da bu adadan “Bakır yuvası” olarak söz etmektedir. Fakat Bakır madeni çok uzun zamandır kullanımda değil. Daha sonraki isimlerini çoğunlukla coğrafi şeklinden alan adanın heybeye benzemesi, bugünkü ismi için yol gösterici olmuş ve bugünkü adıyla ada Heybeliada olarak geçmektedir.
Patrik Konstantios’un Aristotales’ten naklen 1848’deki bir el notuna göre:
Çamlimanı’nda (hala izleri bulunan) bu bakır madeninden, Sicilya’daki Apollon heykeli yapılmıştır.
Tarihsel olarak bakıldığında, 16. Yüzyılda İstanbul’da görülen veba salgınından kaçmak isteyen Hristiyanların sığınak noktası haline gelen ada, yerleşim yerlerinin artmasıyla yangınlardan çok zarar görmüştür. Bizans döneminde kızlarıyla beraber İmparatoriçe Theodise; Osmanlı döneminde ise Fener ve Kudüs patrikleri buraya sürgün edilmiştir. Heybeliada’ya ilk vapur seferleri 19. Yüzyılda yapılmaya başlanmıştır. İnsan populasyonuna bakıldığında ilk olarak zengin rumların, daha sonraları ise Bahriye’nin de etkisiyle Türk nüfusu da çoğalmıştır.
Heybeliada’nın geleceğinde bir dönüm noktası olan durum ise 1924’te, şuan hâla adı anılan sanatoryumun açılması olmuş. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı ve ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü, sanatoryumda kalıyor. Adayla bağlantısı kopmayan İsmet Paşa ardından birçok insan arasında adanın ismi yayılıyor. İsmet Paşa ise daha sonra meşhur olacak ve kendisi ile özdeşleşecek çivileme atlayışını da burada yapıyor. Yalnızca İsmet Paşa değil, Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) da Heybeliada’nın önemli değerlerinden bir tanesi. Heybeliada’da oturduğu ev şuan hâlâ Heybeliada’da. Ahmet Rasim (1865 – 1932) edebiyat ve tarih açısından önemli bir isim ve uzun yıllar burada yaşamış. Gittiğinizde onların evlerinin önünden geçerken bir düşünün o sokaklardan nasıl insanlar geçmiş J
Adalar arasında “eğitim adası” olarak geçen Heybeliada’da ilk defa okul kurulmuş, bu yüzden adanın eğitim ile ilişkisi de göze çarpıyor. Daha sonra tabii ki Adalar’da yine okul açıldı, fakat temeli Hüseyin Rahmi’nin adını taşıyan okuluyla Heybeliada attı. 1932’de ortaokul, daha sonraları lise açıldı. 1773’te bir deniz lisesi kuruluyor fakat daha sonra Kasımpaşa’ya taşınıyor. 19. Yüzyılın ortalarında ise okul tekrardan Heybeliada’da faaliyete geçmiş. Türkiye Cumhuriyeti ile beraber Deniz Harp Akademisi ismini alan okul, daha sonra Tuzla’ya taşınmıştır. İşte o tarihten sonra, Heybeliada’nın bir deniz lisesi oluyor ve Atatürk, Savarona ile buraya gelip gidiyor. Okulu ziyaret eden isimler ise dünya siyasetinden isimler; İran Şahı Rıza Pehlevi, Yugoslavya Devlet Başkanı Mareşal Tito ve Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto. Ada, bugüne kadar da birçok savaşa şahit olmuştur.
Din tarihi de oldukça geniş bir yelpazeye sahip. İçinde bulunan bazı manastırların tarihi tam belirlenmese de özellikle Aya Triada Manastırı’nın köklü bir tarihi olduğu biliniyor. Heybeliada’da bir manastırın sözü ise ilk olarak 9. Yüzyılda Aziz Thodore Studius’un yazılarında geçiyor. Savaşların ardından yapılan yapılar, kiliseler her biri Heybeliada’nın bir sembolü haline gelmiştir. İbadet yerlerinin çeşitliliğinden ve çokluğundan tarihinin zenginliği de anlaşılabilir. Deniz Kuvvetleri’nin elinde bulunan iki yapıya bakıldığında bunlar Heybeliada’nın fethinden Kraliçesi I. Elizabeth’in elçisi Edward Barton’ın mezar taşı kalıntısıdır. Bu eserler ise askeri alanda olduğundan izin almadan görülemiyor.
Heybeliada, yüzölçümü ve nüfus açısından Prens Adaları arasında ikinci büyüklüktedir. İki kilometreden biraz büyüklükte (2.350) ve dört tepeli bir adadır. Değirmen, Köy, Domuz, Ümit olmak üzere dört adet tepe sıralanmakta. Değirmen Tepesi, eski adıyla Kutrulomilo, 136 metre yüksekliğinde; Köy Tepesi, eski adıyla Taşocağı Tepesi 128 metre; Domuz Tepesi, eski adıyla Makarios Tepesi 98 metre ve son olarak Ümit Tepesi, yani eski adıyla Papaz Dağı 85 metre. Heybeliada’nın yerleşimi incelendiğinde, Doğu yönü Büyükada’ya ve Kuzey yönü ise Maltepe-Dragos’a bakıyor.
Çamlimanı koyu, Heybeliada’nın en geniş ve en güzel coğrafyaya sahip koyudur. Yüzölçümüne oranla ormanı kaplayan en çok çam da burada bulunmakta. Osmanlı Döneminde Heybeliada’da Buğday ve Üzüm tarımına elverişli toprakları vardı. Adalar arasında doğal bitki örtüsü en zengin ada Heybeliada’dır. Yoğun çam ormanları sağlık açısından çok olumlu bir iklim yaratmaktadır.
Heybeliada, diğer adalar içinde en fazla çamlık olması sebebiyle, Bizans ve Osmanlı devirlerinde daha ziyade sayfiye yeri olarak kabul ediliyordu. Adaların en güzel manastırları burada idi. Tabiatı çok güzel olduğu için rahipler, din adamları sürgün yeri olmaktan ziyade son senelerini rahat geçirmek için buraya geliyorlardı.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Heybeliada’dan yolu geçmiş ya da bizzat Heybeliada’da doğmuş ünlü isimler bulunuyor. Bu isimlerden ilki tabii ki Hüseyin Rahmi Gürpınar. Türk edebiyatına birçok eseriyle ismini kazımış yazar, 8 mart 1944’te İstanbul’da doğmuş; daha sonra 1912 yılında Heybeliada’ya taşınmıştır. Kütahya milletvekili olduğu 1936 – 1943 yılları dışında tüm hayatı Heybeliada’da geçmiştir. Ömrünün son 30 yılını Heybeliada’da geçiren yazarın köşkü, ona ilham oldu ve ölümünde Heybeliada Abbas Paşa Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Aziz Nesin
Türk edebiyatının önemli kalemlerinden olan ve ayrıca mizah konusunda değerli bir isim Aziz Nesin, 20 Aralık 1915’te Heybeliada’da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Nusret Nesin olan Türk Mizah yazarı, Alaçatı’da hayatını kaybetmiştir. “Böyle Gelmiş Böyle Gitmez” isimli eserinde, çocukluğunun Heybelisi’ni ve yaşadıklarını en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Kendine bir kabir yaptırılmasını istemeyen Aziz Nesin’in mezarı Nesin Vakfı’nın bahçesinde bulunuyor. Tam yerini ise Müjdat Gezen’in anlattıklarına göre yalnızca 7 kişi bilmekte.
Yesari Asım Arsoy
“Biz Heybeli’de her gece mehtaba çıkardık” başta olmak üzere, yazdığı şarkılarda Adalar’dan bahseden Yesari Asım Arsoy’un da mezarı Heybeliada’da bulunmaktadır. Heybeli parkında ise bestecinin anısına yapılan bir heykel bulunuyor.
Karanlığın Oğlu
Papa tarafından “karanlığın oğlu ve cehennemin sporcusu” olarak nitelendirilen Cyril Lucadris, altı defa Fener Patriği, bir defa da Mısır İskenderiye Patriği olmuş. “İnanç Deklarasyonu”nu yazıncaya dek Hollanda Şapeli’nde Protestanlık üzerine çalışmış fakat daha sonrasında tutucu Rum Ortodoksları, kendisini sultana casus olarak ihbar etmişler. Lucadris, idam edilerek cesedi Boğaza atılmış; daha sonra Boğazdan çıkartılarak Heybeliada’ya gömülmüştür.
Adaların ilk kütüphanesi Refah Şehitleri Caddesinde bulunuyor, kütüphane olmadan evvel ilkokuldu. İkinci kütüphane ise Büyükada’da açıldı.
Heybeliada İlkokulu
1909 yılında, tek odalı ahşap bir bina olarak eğitim vermeye başlamıştır. Daha sonra Orhan Gazi Numune Mektebi adını almış ve 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgalinden sonra bir süre kapalı kalmıştır. 1923’e kadar Hamit Naci Ödeş ve Abbas Paşa’nın evinde eğitime devam eden okul bünyesi, günümüzde kütüphane olarak kullanılan ahşap binaya taşınmış ve adı Orhan Gazi İlkokulu olarak kullanılmıştır. 1992 ile beraber 8 yıllık eğitim planı uygulanmış, Heybeliada İlköğretim Okulu adını almıştır. Günümüzde Heybeliada İlkokulu olarak hizmet vermektedir.
Heybeliada Ortaokulu
Heybeliada Anadolu Lisesi
2010 yılında açılan Heybeliada Anadolu Lisesi, 9. Sınıfa başlayan 70 öğrenci ile birlikte eğitim hayatına başlamıştır. Heybeliada’da bulunan lise, İstanbul’un Adalar ilçesindeki tek Anadolu Lisesi olması ile dikkat çekmektedir. Birinci yabancı dil eğitimi İngilizce iken, ikinci yabancı dili ise Çince olarak belirlenmiştir. Oldukça kaliteli bir eğitim ve başarıya imza atmış Heybeliada Anadolu Lisesi, ilk mezunlarını 2013-2014 eğitim- öğretim yılında 60 öğrenci ile vermiştir ve halen başarılı bir eğitim kurumu olmaya devam etmektedir.
Heybeliada Özel Rum Erkek Lisesi
1844 yılında Yüksek Ortodoks Teoloji Okulu adıyla, din adamı yetiştirmek amacıyla faaliyete geçen okul 1923 yılında Heybeliada Ruhban Okulu adını almıştır. 1960 yılında restore edilen okulun bitişiğinde Aya Triada Kilisesi ve okul bahçesinde eski patriklerin mezarları bulunmaktadır. 1971 yılında Türkiye’deki tüm özel okulların devlet denetimine geçmesine Fener Rum Patrikhanesi karşı çıkmış ve bunun sonuncunda okulda verilen teoloji eğitimi kaldırılmıştır. Yalnızca lise olarak devam eden okul 1971- 1972 yıllarında Heybeliada Özel Rum Lisesi olarak adlandırılmış, hemen sonraki yıl ise patrikhane tarafından tamamen kapatılmıştır. ABD başkanı Bill Clinton’ın Türkiye’ye gelişi ve okulu ziyaret etmesi üzerine, Süleyman Demirel’den yeniden açılması istenmiş fakat bu talep reddedilmiştir. Kapatılmasının ardından zaman zaman çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmıştır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
7 ekim 1958 yılında Celal Yardımcı tarafından eğitime açılan okulun temelini, Hüseyin Rahmi Bey Sokak ile Bahriye Hamamı Sokağın kesişiminde bulunan ve 1950’lere kadar eğitim veren bahçeli bir köşk oluşturmuştur. Celal Yardımcı’nın bugünkü binayı hizmete açması ile eğitim hayatına devam eden lise bir dönem Adalar Lisesi olarak adlandırılmıştır. 1965 yılında Hüseyin Rahmi Gürpınar adını almıştır. 8 yıllık bir süre içinde yabancı dil eğitimi ağırlıklı bir eğitim politikası izleyen lise 29 Mayıs 2017 tarihinden itibaren Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kategorisi ile eğitim vermeye devam etmiştir. Okulun bünyesinde bilişim teknolojileri, çocuk gelişimi ve eğitimi, konaklama ve seyahat hizmetleri, muhasebe ve finansman alanı yer almaktadır.
İlk adıyla Triandafilidis Köşkü, şimdinin Heybeliada Halk Kütüphanesi, Heybeliada’da bulunan birbirinden güzel ahşap yapıların bir tanesidir. Geniş bir bahçeye sahip olan köşk, önceki zamanlarında ilkokul olarak da kullanılmıştır. Ömrünü kütüphane olarak sürdürmüş, bir dönem kullanılmamış, 2014 yılında restore edilmiş yapı, Heybeliada’da görülmesi gereken yerler arasındadır.
Milli Eğitim ve Halk Eğitim’in idare binasına dönüştürülen Heybeliada Halk Kütüphanesi hakkında daha sonra bu değeri korumak isteyen gönüllülerden oluşan Heybeliada Kütüphanesini Koruma Derneği toplandı. 44 yıllık kütüphane olarak Heybeliadalılara hizmet veren Halk kütüphanesi ve yapının korunması için dernek oldukça yoğun şekilde çalışmıştır. Restorasyondan sonra kütüphane olması gerektiği söylenen ve bizzat İstanbul Valisinden söz alınan yapı, uzun mücadelelerin ardından 20 şubat 2020 tarihinde kütüphane olarak adalıların hizmetine açıldı.
2013 yılında bir grup Heybeliadalının eski ilkokulu gezmesi ile karşılaştıkları üzücü durum sonucunda, binaya ve kitaplara sahip çıkılması amacıyla kurulmuş gönüllü bir dernektir. Okulun eski mezunlarının öncülük ettiği bir grupla önce okul bahçesinde ot ve çöpler temizlenmiş, yangına karşı önlem olarak yangın tüpleri yerleştirilmiştir. Bu küçük adımlarla başlayan kütüphane direnişi daha sonra insanlar arasında yayılmış ve adalılar başta olmak üzere birçok kişiye ulaşmışlardır. Daha sonra bu yapının dernek adına kullanılması için Kültür Bakanlığı’na başvuran gönüllüler uzun bir sürecin ardından mezunlar arası ilişkileri kuvvetlendirecek ve böylece yapıyı ve kültürel değerleri kurtarmak adına toplantılar, konserler ve görüşmeler ayarlamışlardır. Bu sırada 6 bakanlığa da dilekçe göndererek resmiyete ulaştımışlardır. 2013 ve 2016 yıllarında hem kütüphaneyi kurtarmaya çalışmış hem de birçok etkinlik düzenleyerek seslerini duyurmaya uğraşmışlardır. Uzun ir süre ve uğraşlar sonucu 20 Şubat 2020 tarihinde Halk Kütüphanesi hizmete açılmıştır.
Derneğin internet sitesi: https://www.heybeliadakutuphanedernegi.org/
Denizbank’ın ve Yapı Kredi’nin ATM’si bulunmaktadır.
Heybeliada’nın güvenliği Küçük Bey Sokaka’ta bulunan Heybeliada polis merkezi amirliği tarafından sağlanmaktadır. Umarız polis merkezine işiniz düşmez.
Heybeliada’da, adalıların sağlığı Orta Yalı Sokak’ta bulunan Aile Sağlığı Merkezi tarafından sağlanmaktadır.
Telefon: 0216 351 84 44
Heybeliada’da Bulunan Eczaneler ve Nöbetçi Eczane Listesi için tıklayın!
Heybeliada Rum Ortodoks Mezarlığı
Neo-klasik yapıda küçük bir kiliseye sahip Rum Mezarlığı Azize Barbara’ya adanmıştır. HEybeliada Ruhban Okulu ile yan yanadır.
Heybeliada Mezarlığı
Mezarlık Değirmen Tepesi’nde bulunmaktadır. Heybeliada’da zamanı geçmiş Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Nurullah Berk gibi önemli isimlerin de defnedildiği mezarlık aynı zamanda tarihe ev sahipliği yapıyor. 1826’da yasaklanan sarık, 1925’te yasaklanan fes de bu tarihin bir parçası olarak mezar tepelerinde yerini almıştır.
İskele | 216 351 84 37 |
Heybeliada H. Rahmi Gürpınar L. | 216 351 84 04 |
Heybeliada Hayat Eczanesi | 216 351 99 07 |
Heybeliada Eczanesi | 216 351 84 15 |
Heybeliada Deniz lisesi | 216 351 85 79 |
Heybeliada Su Sporları Kulübü | 216 351 90 35 |
Heybeliada Emniyet | 216 351 84 24 |
Heybeliada Elektrik İdaresi | 216 351 85 33 |
Heybeliada İSKİ | 216 351 80 08 |
Heybeliada sağlık konusunda da yerlilere ve ziyaretçilere imkan sunuyor. Adanın bünyesinde bulunan iki adet eczane bulunuyor.
► Heybeliada eczaneler hakkında detaylı bilgiler için tıklayın.