Hoş Geldin Yaz

Yayınlama: 05.06.2020
Düzenleme: 13.12.2022 15:22
A+
A-

Baharı beklediğim kadar yaz mevsimini beklemedim. Bu yıl da yaz geldiği sadece takvimlerden belli oldu zira havalar, akıllara durgunluk veren Covit-19 zulmüne ayak uydurmuş olacak ki bahar aylarında evde karantinada kaldığımız sürece içimizdeki endişe havanın aniden ısınması ile daha da dayanılmaz hale geldi.

Artık birçok şey önemini kaybetti. Havaların bize ne derece mutlu edip etmeyeceği sağlık sıhhat kadar önemli değil. Yaz mevsimi açıldı ama bizler ölmemek ve öldürmemek için hayatı ertelemek zorunda kaldık. Ne zaman Adalara, evlerimize, doğaya kavuşacağımız benim için eskisi kadar önemli değil. Bu Covit-19 la dünya nasıl baş edecek? İmal edilen bir virüsün korumaya alınmasını nasıl yöntemler kullanarak engelleyecekler? Malum bu vicdansızların plan projeleri henüz tamamlanmadı. Global ve viral katliam hedefine ulaştı mı? Ben bunları ve gelecek nesilleri düşünüyorum.

İnsanların psıkolojisini rahatlatmak ve çokça da ticareti canlandırmak için dünya normalleşmeye başladı. Olay ne güzelleşti, ne şifalandı, sadece makyajla gerçekler gizlenmeye çalışılıyor ta ki bilim kalıcı bir çare bulana kadar. Ölen ölür kalan sağları çipleriz diyor bu virüsü imal edenler.

Durum bu hale getirildi ise bizlere de aklımızca yaşamak kalıyor. Bu bir seçenek değil, seçme luxümüz kalmadı. Bu bir hayat tarzı olacak ve bizlere insanlık ve vicdani potansiyelimizi sergileyeceğiz.

Yaş alan grubuna ait olanlar doğal olarak isyanda. Onlara gösterilen ihtimam aylar geçince sıkıntıya neden oldu. Yatalak, hasta veya hatayı umursamayanlar, tembeller Covit-19 a ayak uydurmak zorunda kaldılar veya rahatlarını bozmadılar. Hayatı sırtlamış olanları, kendilerini faal tutanları, işlerini başkalarına yaptırmayanları hayat endişesi sardı. Atamadıkları her adım önemli olmaya başladı ve bunların hayati ve ekonomik endişesi ile yürek tükettiler. İşler askıda kaldı, hayat belirsiz, ya evlâtlar, ya sevenler, ya sevilenler, onlara ne olacak? Her aile eve para girmeden hayatını idame ettiremiyor. Emekliler en çok mağdur olanlar. Aileden veya hayat boyu yaptıkları birikimlerden alacakları ek gelirlerinden mahrum kaldılar çünkü işe bir de fırsatçılık karıştı.

Bahar aylarında top yekun bir müddet ev karantinasını sürdürme isteğim eğer kabul olunsaydı şu günlerde ciddi bir ferahlama görünürdü ama ekonominin çöküşü mü olurdu? Kaldı ki tanıdığım pek çok kişi buna da razı değildi. Şimdi 65 yaş üstü ticarette faal olan kişiler yola çıkabiliyor ve diğerleri bundan rahatsız oluyor. Aslında o kişiler daha çok risk altında ama çalışan kesimi ayakta tutmak için onlar ülke ekonomisine gerekli. Napoleon ne demiş? Para, para, para.

Diğer kesim yine mübrem ihtiyaçlarını karşılamak için yine ele muhtaç durumda çünkü onlara özel bir hizmet verilemiyor. Peki ne yapalım, hanımlar, beyler? Biraz daha sabredeceğiz. Hayat geçip gidiyor, haklıyız ama yine de insanlık ne gerektirirse onu yapacağız kaldı ki toplumun fertleri arasındaki akıl ve eğitim düzeyi uçurumunu göz ardı edemeyiz ve hala etrafımızda işi şımarıklığa, anlayışsızlığa vuran insanlar, gündemi takip etmek zahmetine katlanmayanlar var. 

Adalar bizi bekler, biz Adaları. Patiler bizi özler, biz patileri. Doğa bize kucak açmış biz unuttuk kucaklaşmayı. Dost bizi bekler, biz de dosta hasretiz.

Ada aşkı içimizi yakar, içimizdedir özlemi. Kavuşmak olacak ama önlemler dikkate alınacak. Bu yaz böyle olur, bu da geçer, anısı nesiller boyu anlatılır yeter ki acısı yüreğimizi dağlamasın.

Sosi Cındoyan

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.