Marmaray ve Metro projeleri kapsamında İstanbul’un kalbi Yenikapı’da gerçekleştirilen kazılar, dünya arkeoloji tarihinin en büyük batık koleksiyonlarından birini gün yüzüne çıkardı. Bizans dönemine ait Theodosius Limanı’nda bulunan 37 batık, gemi inşa teknolojisinden kentin neolitik geçmişine kadar pek çok sırrı aydınlattı.
2004-2013 yılları arasında sürdürülen Yenikapı kazıları, Türkiye’de ilk kez bu kadar çok sayıda batığın bir arada çıkarıldığı çalışma olarak tarihe geçmiştir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri başkanlığında yürütülen bu devasa projede arkeologlar, denizbilimciler, jeologlar ve adli tıp uzmanlarından oluşan geniş bir uzman kadrosu görev almıştır.
Kazı alanında, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’in en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Theodosius Limanı açığa çıkarılmıştır. Liman dolgusu altından çıkarılan 37 gemi gövdesi, kum tabakası sayesinde oldukça iyi korunmuş durumda bulunmuştur.
Yenikapı batıkları, denizcilik teknolojisi açısından devrim niteliğinde veriler sunmuştur. Batıkların farklı yüzyıllara ait olması, gemi inşa teknolojisinin zaman içindeki gelişimini izlemeyi mümkün kılmıştır.
Yenikapı kazıları sadece batıklarla sınırlı kalmamış, İstanbul’un tarihöncesi dönemlerine de ışık tutmuştur. Bölgenin geçmişte önce kara parçası olduğu, ardından bataklığa dönüştüğü ve en sonunda sular altında kaldığı tespit edilmiştir. Kazılarda, deniz seviyesinin altındaki katmanlarda İstanbul’un en eski sakinlerine ait Neolitik dönem yerleşim izleri ve Lycos (Bayrampaşa) Deresi yatağı bulunmuştur.
Batıkların sudan çıkarılması ve korunması süreci, en az keşif kadar hassas bir çalışma gerektirmiştir.
Buluntuların sadece korunması değil, nasıl göründüklerinin anlaşılması için de kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Özellikle Yenikapı 12 batığı üzerinde yapılan çalışmalar, rekonstrüksiyon (yeniden kurma) süreci için önemli bir örnektir.