İstanbul’un “Özel Çevre Koruma Bölgesi” statüsündeki Prens Adaları, belediye tarafından dökülen tonlarca hafriyat ve çöp yığınlarıyla can çekişiyor. Sit alanı ilan edilen bölgelerin döküm sahasına çevrilmesi ada sakinlerini isyan ettirdi.
Tarihi dokusu, yeşil doğası ve eşsiz atmosferiyle İstanbul’un nefes alanı olan Adalar, tarihinin en büyük çevre tahribatlarından biriyle karşı karşıya. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle “Özel Çevre Koruma Alanı” ilan edilen ve en ufak bir yapılaşmanın dahi sıkı izinlere tabi olduğu bölge, Adalar Belediyesi’nin uygulamalarıyla adeta bir açık hava çöplüğüne dönüştü. “Geçici depolama alanı” adı altında, adaların en güzide noktalarına dökülen tonlarca inşaat atığı, moloz ve evsel atıklar, hem halk sağlığını hem de ekosistemi tehdit ediyor.
Skandalın en çarpıcı boyutları Büyükada’da gözler önüne serildi. Turistlerin uğrak noktası olan, önünden toplu taşıma araçlarının geçtiği Aya Nikola mevkii, dökülen atıklar nedeniyle tanınmaz hale geldi. Çevreye yayılan ağır koku ve görüntü kirliliği, bölgeyi kullanan yüzlerce ada sakininin tepkisini çekiyor. Vatandaşlar, belediyenin maliyetleri düşürmek ve lojistik kolaylık sağlamak adına atıkları doğrudan anakaraya nakletmek yerine ada toprağına dökmesini “tarihi ve doğal mirasa ihanet” olarak nitelendiriyor.
Çevre katliamının yaşandığı belirtilen kritik noktalar ise şunlar:
Büyükada: Aya Nikola Mevkii (İnşaat ve evsel atık merkezi)
Heybeliada: Ormanlık alan ve kıyı şeridi tehdit altında.
Burgazada: 6 Numara Mevkii.
Kınalıada: Taş Ocakları bölgesi.
Ada sakinleri, “Burası herhangi bir ilçe değil, dünya mirası. Çözüm bellidir; hafriyat çıktığı anda bekletilmeden gemiye yüklenip anakaraya gönderilmelidir. Hiçbir maliyet hesabı Adalar’ın doğasından değerli değildir” çağrısında bulunarak, yetkililerden acil çözüm ve döküm sahası uygulamasının kalıcı olarak durdurulduğuna dair garanti bekliyor.