Alerji uzmanı Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, farklı coğrafyalardan ithal edilen süs bitkilerinin yeni alerjilere yol açtığı uyarısında bulundu…
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) eski başkanı Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, alerji vakalarında yaşanan artış ve değişime ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Atopik dermatitin her beş bebeğin birinde, besin alerjisinin ise her 15 bebekten birinde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Bülent Emin Şekerel, astımın çocukluk çağında yüzde 10’a, alerjik rinitin ise artarak ergenlik çağında yüzde 25 gibi bir sıklığa ulaştığını ifade etti.
ALERJİ 10 KAT ARTTI
Hacettepe Üniversitesi’nde gerçekleştirdikleri çalışmalarda Türkiye’de alerjilerin zaman içinde şekil değiştirdiğini gördüklerini aktaran Prof. Dr. Şekerel, değişimin nedenlerini de şöyle açıkladı:
“İnsan, neyle yaşarsa ona alerji geliştirir. Önceleri kedi köpek bahçede beslenirken şimdilerde artan kentsel yaşam ile artık evlerimizde yaygın bir şekilde beslenir oldular. Bu da beraberinde kedi ve köpek alerjisinde iki kattan fazla bir artışı getirdi. Önceleri park, bahçe ve yol kenarlarına yerel ağaçlar dikilirdi. Oysa son 10 yılda arizona servisi gibi hem görselliği yüksek hem de sıcaklık değişimlerine dayanıklı ağaç türlerinin dikimi çok yaygınlaştı. Bu da beraberinde arizona servi polen alerjisinde 10 kata yakın bir artışa neden oldu. İklim değişikliği ile artık kara kış yaşamaz olduk ve bu da Avrupa’dan gelen arsız zaylan gibi istilacı otların ülkemizde yaygınlaşmasına neden oldu. Artık özellikle Karadeniz kıyı şeridinde ve Bolu-Düzce gibi bölgelerde arsız zaylan polen alerjilerine daha çok rastlar olduk.”
Son 20 yılda alerjilerin görülme sıklığında 2 kata yakın artış olduğunu ve bunun yaşam koşullarından kaynaklandığını ifade eden Prof. Dr. Şekerel şöyle devam etti: “Araştırmalar alerji gelişiminin sezaryen doğumların, bebek beslenmesinde anne sütü kullanımının azalmasının, aşırı hijyenik yaşama çabasının, fazla antibiyotik kullanılmasının, endüstrileşmenin, batı tipi yaşam biçiminin tercih edilmesinin, doğal yaşamdan kopuşun ve bebeklerde ek gıdaya başlamanın geciktirilmesinin yol açtığını düşündürmektedir. Alerjilerin artışı bu etmenlerden birinden ileri gelmiyor, aksine bunların birçoğunun ve hatta belki de tümünün ortaklaşa sorumlu olduğunu düşünüyoruz. O yüzden de atalarımızın yaşam biçimine yani doğal yaşama geri dönebildiğimiz takdirde alerjileri azaltabileceğimizi inanıyoruz” dedi.