Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ya göre en riskli 10 hastalık listesinde yer alan obezite, başlı başına evrensel olarak sorun haline gelmiştir.
Diyetisyen ve Yaşam Koçu Tuğba Yaprak konu ile ilgili bilgiler verdi.
Teknoloji çağında olmamız nedeniyle artan hareketsizlik kilo vermeye engel neden gösterilse de aslında arkasında yatan birkaç faktör barındırır. Bireyin artan yağ oranı ile şekillenen obezite aynı zamanda bireyin hayat kalitesini düşürür. Kilo vermenizi zorlaştıran etkenlere değinecek olursak;
Genetik Faktör
Bireyin ailesinde obez birey varlığında kendisinin de bu duruma yatkın olması yüksek ihtimaldir. Bazı bireylerin diğer kişilere göre metabolizma hızı daha yavaş olabilir. Genetik nedenler kilo vermeyi zorlaştırsa da hareketsiz yaşam yerine aktif yaşam tarzını benimsemek bu etkiyi minimalize etmenize yardımcı olacaktır.
Besin – İlaç Tüketimi
Antidepresan veya kortizol türevi hormonlar üzerinde etkili olan ilaç gruplarının kullanımı pek çok kişide kilo alımını tetikler. Bazı kronik hastalıklarda; tiroid rahatsızlıkları, çeşitli hormonel tanılar, polikistik over, cushing sendromu vb gibi durumlarda ilaç kullanımı sürekli hale gelir. İlaçlarla beraber etkileşim yapan besinler saptanıp bireyin yaşam tarzına uygun diyet önerilmelidir. Bu sayede yağ depolanmasının önüne geçilerek bireyin ideal kilosuna çok daha hızlı ve sağlıklı ulaşması hedeflenmektedir.
Düşük Kalorili Şok Diyetler
Bireyin besin alımını kısıtlayarak düşük enerji yoğunluğuna sahip bir diyet programını diyetisyen kontrolünde olmaksızın yapması sonucu metabolizma yavaşlar. Devamında seyreden sinirlilik, şiddetli baş ağrısı, kansızlık, depresyon ve kabızlık gibi sorunlara rastlanılır. Bu diyetler sürdürülebilir olmadığı için bireyde bir süre sonra ani yeme atakları oluşur ve verdiği kiloyu hızlıca geri alır. Bu yüzden düşük kalorili şok diyetler çok sık uygulanmamalıdır.
Hormonal Düzensizlik
Vücudun bir bütün sistemini ayakta tutan kimyasallar bütünü olan hormonlar Aldesteron, östrojen, progesteron, kortizol, prolaktin, ACTH ve büyüme hormonları gibi kimasalların az ya da çok çalışması sonucu hormonel düzensizlikler kilo vermeyi yavaşlatabilir. Tiroit bezlerinin az çalışması olarak bilinen hipotiroidi metabolizmanın yavaş çalışmasına neden olur ve kilo verme sürecini yavaşlatır. Aynı zamanda metabolik rahatsızlıklardan birisi olan insülin direnci kandaki şekerin hücreye girmesine engel oluşturarak bölgesel yağlanmaya neden olur. Bu yüzden kilo verme sürecine başlamadan önce hormon testlerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.
Hareketsiz Yaşam Tarzı
Hareketsiz yaşam tarzı alışkanlığı obeziteye yol açarak kilo verimini yavaşlatır. Alınan kalorinin harcanan kaloriden fazla olması kilo vermeyi zorlaştıran etkenler arasındadır. Spor yapmayı hayat tarzımız haline getirmek kalori yakımını sağlayarak istenmeyen kiloları vermemize yardımcı olacaktır. Ayrıca egzersiz sonrasında salgılanan serotonin hormonu kendinizi çok daha iyi ve mutlu hissetmenize yardımcı olacaktır. Haftada en az 3 kez yapılan egzersiz kalori yakımını sağlayarak kilo verme sürecinizi hızlandıracaktır.
Etiket Tuzaklarına Düşmek
Az yağlı, light, laktozsuz veya glütensiz gibi etiketlerin kalorisiz olduğunu düşünerek sıkça tüketmek yanlış bir davranıştır. Diğer ürünlere göre az da olsa bu ürünlerinde kalorileri vardır ve fazlası kilo alımına yol açacaktır. Bunun yerine sağlıklı beslenerek gerekli olan enerji ihtiyacını doğru şekilde doğru besinlerden; tam tahıllı karbonhidratları tüketerek, sebze ve meyve porsiyonlarımızı arttırarak, kırmızı eti azaltıp yerine beyaz eti tüketerek, trans yağ içeren besinlerden uzak durup doymamış bitkisel yağları tercih ederek kilo verimini olumlu yönde etkileyebiliriz.
Uyku Düzensizliği
Yetersiz uyku vücuttaki leptin hormon düzeyinin düşmesine ve gün içerisinde çok fazla iştah ataklarının oluşmasına neden olur. Uyku saatimizde düzensizlik oluştuğunda sirkadiyen ritim adı verilen mekanizma gece 23.00 – 03.00 arası hormon salınımı ve düzenlemesini gerçekleştiremez. Bu sebeple kortizolde artış meydana gelir. Artan stres seviyesi kan glukoz düzeyinin dalgalanmasını neden olur. Bu yüzden uyku saatinin düzenli olması ve gün içerisinde yeterli uyumak ağırlık kontrolünde etkili faktörlerdendir.