2-8 Kasım LÖSEV – Lösemili Çocuklar Haftası’dır. Bu haftayı ülkemize LÖSEV kazandırmış ve lösemi hastalığı farkındalığı oluşturmayı, lösemili çocukların tedavi süreçlerindeki sorunları ve çözüm yollarını paylaşmayı amaçlamıştır. Lösemi, kemik iliğindeki kötü huylu kök hücrelerden kaynaklanan bir KAN hastalığıdır. En çok 2-8 yaş arasında görülürken ülkemizde ortaya çıkma ve en sık görülme yaşı 1-4 yaşlarına düşmüştür.
Nedenleri:
Tek bir neden değil, birden fazla etkenin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar. Genetik yatkınlık çok önemlidir. Ailesinde KANSER yükü olan çocuklar için genetik danışmanlık ve yakın takip çok önemlidir.
Belirtileri nedir?
Lösemi ilk dönemlerde burun / diş eti kanamaları ve lenf bezlerinde büyüme İle ortaya çıkar.
LÖSEV UYARIYOR: Erken tanı için çocuklarınızda nedensiz burun ve dişleri fırçalarken, meyve yerken ortaya çıkan diş eti kanamaları görülürse mutlaka bir kan hastalıkları uzmanına müracaat ediniz.
Daha sonraki belirtiler:
Kemik iliğinde kan yapımının bozulması nedeniyle kansızlık, halsizlik, solukluk ve iştahsızlıktır.
LÖSEV UYARIYOR: Çocukların nedensiz bacak ağrıları veya düşmeyen nedensiz yüksek ateş olması durumunda mutlaka çocuk hematoloji uzmanına başvurmalısınız.
İleri dönemlerde:
Karında şişkinlik, karaciğer ve dalak büyümesi, baş ağrısı,
deri altında kanamalar, gözde tutulum sonucu çift
görme veya gözde dışa doğru aşırı büyüme görülebilir.
LÖSEV UYARIYOR: Lösemi sadece çocuklarda
değil, her yaşta görülür. Özellikle 50 yaşın
üzerindeki kansızlık ve nedensiz yorgunluklarda
mutlaka hematoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Lösemi Bulaşır mı?
Lösemi bulaşmaz. Çocuklarımızın taktıkları maskeler,
onları dışarıdan gelebilecek hastalıklardan korumaktadır.
Sevgili Oya’nın Mektubunu size sunuyoruz…
Kalbimiz LÖSEV ile atıyor, Kalbimiz LÖSEV sayesinde atıyor…
“Ben, 2009 yılı Eylül 13;yaz ile kış çekişmesi yaşarken aylar, hastane odalarına mahkûm hayatı yaşamaya başladım. Zorlu bir serüvenin başlangıcı, şaşkınlık, korku, endişe, hepsi bir arada bir yolculuk başlamıştı. Ailem ve ben şehir değiştirmek zorunda kalmıştık. Halk adı ile zengin hastalığı dedikleri doğruydu. Maddi ve manevi desteğe ihtiyacımız vardı. Burada LÖSEV ailesine hakkını ödeyemeyeceğimiz hala devam etmekte olan destekleri için saygıyla, minnetle, gururla teşekkür ediyoruz.
Size hasta hallerimi yazmak istemiyorum. Ailelerimizi nasıl bilinçlendirebiliriz bunlardan bahsetmek istiyorum. Ben bilinçli bir hastaydım ve doktora gitmeden teşhisimi kendim koymuştum. Vücudumda anlam veremediğim halsizlik, kas ağrılarım, diz ve dirsek altlarında küçük küçük morluklar, iştahsızlık, hızlı kilo kaybı vs vs. Ben 15 yaşındaydım başta kendime ergenlik sıkıntılarındandır desem de o esnada geçmeyen bir gribe yakalandım. Grip devam ederken bir sabah uyandığımda, sol bileğimin biraz üstü, iç kısmının kocaman morardığını fark ettim. Evet bu dün yoktu, bir yere vurmamıştım ve acımıyordu. Bu olayda bir terslik vardı! Her aradığımız bilgiyi internette bulabiliyoruz. Araştırmaya başladığımda pek iç açıcı bilgiler okumadım tabi… Doktora gittiğimde “5 dakikanı bile burada harcama hemen İstanbul, İzmir, Ankara seç ve git” dedi. Kendimizi Ankara’da buluverdik. Ne yaşayacağımızı, başımıza ne geleceğini bilemiyorduk. Girişi hızlı olan, sonucu sabır gerektiren bir serüvene “merhaba” demiştik. Genelde çocuklarda fark edilmeyip “vurmuştur bir yere çocuk o” deyip göz ardı ettiğimiz; sonradan ağır tablolarla karşılaştığımız bir kabus. Çocukları iyi gözlemlemenin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
“Erken Teşhis Hayat Kurtarır” Çocuklarımızın ilk doktoru biz ebeveynleriyiz. Yeni teşhis konulmuş, ne olduğunu bilmeyen, hastane bankına oturmuş bir hasta ailenin halinden en iyi başka bir hasta yakını anlar. O esnada ona en iyi gelecek şey omzuna sıcacık dokunan başka bir hasta elidir. Senin akraban olur, dostun olur, en iyi sırdaşın dert ortağın olur. Olur olur… Bütün hastaların omuzlarına sıcacık elleriyle dokunan LÖSEV ailesi de yuva olur, hastane olur şifa olur.
Lösemi iyileşebilen ancak uzun ve pahalı bir hastalıktır. Gelin 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftasında lösemili çocukların yüzünü güldürün, bu zorlu süreçte onların yanında olun.
Sevgilerimle…”
OYA ARI TOPALOĞLU