enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık

Özel Çevre Koruma Bölgesi Alanı Olan Ama Uygulanmayan İlçe: Adalar

Özel Çevre Koruma Bölgesi Alanı Olan Ama Uygulanmayan İlçe: Adalar
Yayınlama: 16.03.2025
Düzenleme: 17.03.2025 09:49
A+
A-

Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB), Türkiye’de biyolojik çeşitliliği, doğal ve kültürel kaynakları korumak amacıyla oluşturulmuş özel statülü alanlardır. Bu yazının ortak noktası, 2021 yılında ilan edilen Marmara Denizi ve Adalar ÖÇKB’dir. Yazı, bu bölgenin ilan edilme nedenlerini, yürürlükteki temel düzenleme ve planlama çerçevelerini, karşılaşılan önemli zorlukları ve geleceğe yönelik değerlendirmeleri özetlemektedir.

Müsilaj krizi sonrasında ilan edilen bu ÖÇKB, Adalar’ın eşsiz ekolojik ve kültürel değerlerini koruma altına almayı amaçlamaktadır. Ancak, imar planları, uygulama zorlukları ve farklı paydaşların beklentileri arasındaki denge, bu koruma statüsünün etkinliği konusunda süregelen tartışmalara yol açmaktadır.

Türkiye’de Özel Çevre Koruma Bölgelerini Anlamak

Türkiye’de Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB), ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik öneme sahip, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı, biyolojik çeşitliliğin korunması açısından kritik kara, su veya deniz alanlarıdır. Bu bölgeler, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynak değerlerinin korunması ve devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili mevzuata göre yönetilen koruma statüsüne sahiptir. Türkiye’nin farklı ekosistemlerini barındıran korunan alanları arasında ÖÇKB’ler önemli bir yer tutmaktadır.

ÖÇKB’lerin oluşturulması, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden, özellikle Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması (Barselona) Sözleşmesi’nden kaynaklanan bir yükümlülüktür. Bu sözleşme, taraf ülkelere ekolojik öneme haiz ancak sanayi, turizm ve yapılaşma gibi baskılar nedeniyle bozulma veya yok olma riski altında olan alanları koruma altına alma görevini vermektedir. Dolayısıyla, ÖÇKB statüsü, hem ulusal düzeyde çevresel hassasiyeti olan bölgeleri koruma altına alma amacını taşımakta, hem de Türkiye’nin uluslararası alandaki taahhütlerini yerine getirmesini sağlamaktadır. Bu bölgelerin temel amacı, ekolojik öneme sahip toprak ve su alanlarının, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynaklar ile tarihi ve kültürel değerlerin gelecek nesillere en doğal haliyle ulaştırılmasıdır.

Türkiye’deki korunan alanların yasal çerçevesi, öncelikle 2872 sayılı Çevre Kanunu ile çizilmiştir. Bu kanunun 9. maddesi, ÖÇKB kavramını ilk kez tanımlamıştır. Ayrıca, “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” gibi alt düzenlemeler de ÖÇKB’lerin belirlenmesi ve yönetilmesi süreçlerini detaylandırmaktadır. Belirli bölgelerin ÖÇKB ilan edilmesi ve bu bölgelerdeki uygulamaların düzenlenmesi ise Cumhurbaşkanlığı Kararları ile hayata geçirilmektedir. Türkiye’deki korunan alanlar, ÖÇKB’lerin yanı sıra doğal sit alanları ve tabiat varlıkları gibi farklı kategorilere ayrılmaktadır. ÖÇKB’ler, bu kategoriler arasında ekolojik öneme sahip ve insan baskısı altında olan alanların korunmasında özel bir yere sahiptir.

Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bir Vaka İncelemesi

Tarihi Bağlam ve İlan Gerekçesi

Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin ilanı, esas olarak 2021 yılında Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj krizi sonrasına denk gelmektedir. Cumhurbaşkanlığı’nın 4 Kasım 2021 tarihli ve 4758 sayılı kararıyla bu bölge ÖÇKB ilan edilmiştir. Bu karar, Marmara Denizi’nde görülen müsilajın etkilerini en yoğun şekilde hissettirdiği dönemin sonunda alınmıştır. Ancak, bu ilanın altında yatan temel gerekçeler sadece müsilaj ile sınırlı değildir. Marmara Denizi ve Adalar, Karadeniz ve Akdeniz’in biyolojik çeşitliliği için büyük önem taşıyan bir biyolojik koridor olma özelliğiyle korunması gereken nadir alanlardandır. Bölge, zengin flora ve faunaya ev sahipliği yapmakta, Akdeniz fokları ve deniz kaplumbağaları gibi nesli tehdit altında olan türleri barındırmaktadır. Ayrıca, Marmara Denizi, nesli kritik düzeyde tehlike altında bulunan Pina midyesi için son sığınaklardan biridir.

ÖÇKB ilanının, Türkiye’nin 1976 yılında imzaladığı Barselona Sözleşmesi’nin “ekolojik öneme sahip, ancak sanayi, turizm ve yapılaşma gibi baskılar nedeniyle bozulma veya yok olma riski altında” olan alanları koruma altına alma yükümlülüğünden kaynaklandığı da belirtilmektedir. İstanbul Adaları özelinde bakıldığında, Adalar’ın zaten 1984 yılında doğal, kültürel ve arkeolojik değerleri itibarıyla bütünlüklü sit alanları olarak koruma altına alınmış olması, ÖÇKB ilanının ek gerekliliği konusunda bazı soru işaretleri yaratmıştır. Adalarda doğal ve kültürel mirasın korunması konusunda 1983 tarih ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu hükümleri geçerliyken, ÖÇKB ilanının koruma amaçlı imar planlama sürecini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağladığı ifade edilmektedir.

Coğrafi Kapsam ve Sınırların Evrimi

Marmara Denizi ve Adalar ÖÇKB’nin ilk ilan edildiğindeki kapsamı 1.2 milyon hektar olarak belirlenmiştir. Bu bölge, İstanbul İli’ndeki Prens Adaları (Kınalıada, Burgazada, Heybeliada, Büyükada, Sedefadası, Kaşıkadası, Tavşanadası, Yassıada, Sivriada) ile birlikte Marmara Denizi’nin tamamını kapsamaktaydı. Ancak, Danıştay 4. Dairesi’nin ÖÇKB sınırının Adalar yönünden iptali kararı sonrasında, bölge sınırları yeniden değerlendirilmiştir. Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Projesi’nden elde edilen bilimsel veriler doğrultusunda, 6 Eylül 2024 tarihinde bölge sınırları yaklaşık 9.5 km² genişletilerek 12.246 km² büyüklüğünde yeni bir sınır onaylanmıştır. Bu genişleme ile birlikte, Balıkesir’in Bandırma-Yenice Köyü’nde 485 hektarlık orman alanı, Çanakkale Kumkent bölgesinde 195 hektarlık alan, Çanakkale Kumkale Deltası’nda 108 hektarlık alan ve Tekirdağ Uçmakdere’de 138 hektarlık orman alanı da ÖÇKB’ye dahil edilmiştir. Bu sınır değişiklikleri, Marmara Denizi ekosisteminin bütüncül olarak korunması amacını yansıtmaktadır.

Düzenleyici ve İdari Çerçeve

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Rolü

Marmara Denizi ve Adalar ÖÇKB’nin ilan edilmesi, yönetilmesi ve düzenlenmesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (önceki adıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) merkezi bir rol oynamaktadır. Bakanlık, ÖÇKB’nin tespiti, ilanı ve sınırlarının belirlenmesi süreçlerini yürütmekte, bölgedeki çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için gerekli tüm tedbirleri almaktadır. Bu kapsamda, habitatların ve türlerin izlenmesi, korunması, kara ve su ürünleri avcılığına yönelik koruma tedbirlerinin belirlenmesi, biyolojik çeşitlilik ve sosyo-ekonomik araştırmaların yapılması, her türlü alıcı ortamın kirlenmeden korunması gibi çok çeşitli görev ve sorumluluklar Bakanlığa aittir.

Geçmişte Bakanlık bünyesinde nispeten özerk bir yapıya sahip olan Özel Çevre Koruma Kurumu bulunmaktaydı. Ancak, yapılan idari değişikliklerle bu özerk yapı kaldırılmıştır. Bu durum, ÖÇKB’lerin yönetiminde daha merkezi bir yaklaşımın benimsendiği anlamına gelebilir. Bakanlık, aynı zamanda ÖÇKB içinde çevrenin araştırılması, korunması ve izlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemekte ve bu esaslara uygun olarak imar planlarını hazırlayıp onaylama yetkisine sahiptir.

ÖÇKB’yi Yöneten Temel Düzenlemeler ve Yasal Araçlar

Marmara Denizi ve Adalar ÖÇKB’de 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümleri uygulanmaktadır. Bu KHK, ÖÇKB’lerin yönetimi konusunda Bakanlığa geniş yetkiler tanımaktadır. Bölgenin ÖÇKB olarak tespit ve ilan edilmesine ilişkin temel yasal araç ise 4/11/2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’dır. Bu karar, daha sonra 7/09/2024 tarihli ve 8948 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile değiştirilmiştir. Bu değişiklikler, bölgenin sınırlarında ve yönetim esaslarında güncellemeler yapıldığını göstermektedir. Bakanlık, KHK ve Cumhurbaşkanı Kararları çerçevesinde, ÖÇKB içindeki çevresel araştırmalar, koruma çalışmaları ve izleme faaliyetleri için gerekli planları hazırlamak ve onaylamakla yetkilidir.

Adalar İçin İmar Planlarının Analizi

1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planlarına Genel Bakış

Adalar için 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı (KANİP) ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (KAİUP) hazırlanması ve onaylanması süreci, Marmara Denizi ve Adalar’ın ÖÇKB ilan edilmesiyle birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. ÖÇKB ilanının ardından, Adalar ilçesinin tamamında plan yapma, yaptırma ve onaylama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Adalar Belediyesi tarafından daha önce halka danışılmadan hazırlanan planlar, bu yeni yetki devri sonrasında Bakanlık tarafından yeniden değerlendirilmiştir.

Bakanlık, Adalar’ın 1/5000 ölçekli KANİP’ini ve 1/1000 ölçekli KAİUP’ini 12 Mayıs 2023 tarihinde onaylamıştır. Ancak, bu planlara yapılan itirazlar ve yeni değerlendirmeler sonucunda, 2 Mayıs 2024 tarihinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu planlar, Adalar’ın gelecekteki mekânsal kullanımını ve yapılaşma koşullarını belirlemektedir.

Planların Amaçları ve Temel Hükümleri

Adalar için hazırlanan imar planlarının temel amacı, “Tarihi, kültürel ve doğal çeşitliliklerin izinde, dengeli ve dayanıklı birlikte yaşam alanı Adalar” vizyonu çerçevesinde Adalar ekosistemini yaşatmaktır. Bu vizyon doğrultusunda, Adalar’ın özgün ekolojik ve kültürel değerlerini bütüncül ve katılımcı bir yaklaşımla koruyarak tüm canlılar için birlikte yaşam olanaklarını iyileştirmek hedeflenmektedir. Planlar, orman alanlarının tamamen korunmasını, yeşil alanların biyoçeşitlilik durumu göz önünde bulundurularak belirlenmesini ve ekolojik yapıyı tahrip edecek düzenlemelerden kaçınılmasını öngörmektedir. Orman alanlarında yeni mesire alanları açılması plan hükmüyle yasaklanmış, ormana yakın doğal sit alanlarında yeni kullanımlar önerilmemiştir. Bunun sebebi mesire yeri adı altında kıyı talanı olabilir!

Ancak, bazı paydaşlar bu planların konut stoğunu ve nüfus yoğunluğunu artırma potansiyeli taşıdığını, bunun da koruma hedefleriyle çelişebileceğini belirtmektedir. Özellikle kıyı bölgelerinin ilk başta planlara dahil edilmemesi, bazı SİT derecelerinin düşürülmesi ve büyük parsellerde ek yapılaşmaya izin verilmesi gibi konular eleştirilere neden olmuştur. Bazı görüşlere göre, planlar Adalar’ı kıyıları olmayan, denizle ilişkisi olmayan bir kara parçası gibi tanımlamakta ve en önemli kentsel peyzajı plana dahil etmemektedir.

Planlara Yönelik Hukuki İtirazlar, Kamuoyu Tartışmaları ve Güncel Durum

Adalar için onaylanan imar planları, kamuoyunda geniş tartışmalara yol açmış ve hukuki süreçlere konu olmuştur. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanarak askıya çıkarılan planların iptali istemiyle davalar açılmış ve mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması ve iptal kararları verilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi’nin de dahil olduğu çeşitli kurum ve kuruluşlar kendilerinin yaptıkları ancak daha sonra bakanlık tarafından değiştirildiği veya eksik iddialarıyla planlara itiraz etmiştir.

Mahkeme kararlarında, planlarda Büyükada ve Heybeliada’da “doğa odaklı turizm alanı”, Sedef Adası, Burgazada ve Kınalıada’da günübirlik rekreasyon alanı sembollerine yer verildiği, ancak bu alanlara ilişkin kurum görüşlerinin güncel olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, orman alanlarıyla ilgili yangın güvenliği yönetmeliğine uygun güncel bir değerlendirmenin yapılmadığına dikkat çekilmiştir. Kıyıların planlamaya dahil edilmemesi de eleştirilen bir diğer nokta olmuştur.

Danıştay’ın ÖÇKB sınırlarına ilişkin verdiği karar, Adalar’daki planlama yetkisi konusunda yeni bir durum ortaya çıkarmıştır. Bu karara göre, kıyı kenar çizgisinin dışında kalan denizel alanlar ÖÇKB kapsamında kalmaya devam ederken, kıyı kenar çizgisi içinde kalan alanlardaki imar kararlarını Adalar Belediyesi ve İBB verebilecektir. Bu durum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu alanlardaki yetkisinin sona erdiği anlamına gelmektedir. Ancak, açılmış davalardan iptal kararı çıktığı için mevcut 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları geçerliliğini korumamaktadır.

Adalar’daki Özel Çevre Koruma Tedbirleri ve Düzenlemeleri

Yapılaşma ve Arazi Kullanımına İlişkin Kısıtlamalar

Adalar’daki ÖÇKB statüsü, yapılaşma ve arazi kullanımına çeşitli kısıtlamalar getirmektedir. Bu kısıtlamaların temel amacı, mevcut doğal ve kültürel mirasın korunmasıdır. Planlarda, orman alanlarının korunması, yeşil alanların biyoçeşitliliğe uygun olarak düzenlenmesi ve yeni yapılaşmaların sınırlandırılması gibi hükümler yer almaktadır. Bazı bölgelerde, ekolojik kentsel tasarım rehberine uygun olarak belirli büyüklükleri geçmeyen, demonte nitelikte geçici yapılar yapılmasına izin verilmektedir. Ancak, bazı eleştirilere göre, planlarda SİT derecelerinin düşürülmesi ve büyük parsellerde ikinci bir yapıya izin verilmesi gibi uygulamalar, yapılaşma baskısını artırabilir. Ayrıca, kaçak yapıların yasallaştırılması gibi endişeler de dile getirilmektedir.

Ulaşım Düzenlemeleri ve Yönetimi (elektrikli araçlar, yaya bölgeleri)

Adalar’ın en belirgin özelliklerinden biri, motorlu araç trafiğine kapalı olmasıdır. Ada içi ulaşım, elektrikli otobüsler ve taksiler ile sağlanmaktadır. İstanbul anakarası ile Adalar arasındaki ulaşım ise şehir hatları ve özel motorlarla yapılmaktadır. Adalar’daki motorsuz ve elektrikli araçların kullanımını düzenleme yetkisi İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nde (UKOME) bulunmaktadır. UKOME tarafından 3 Haziran 2021’de yayınlanan Adalar İlçesi Ulaşım ve Lojistik Yönergesi, bu konudaki temel düzenlemeleri içermektedir. Yönerge, motorsuz ve elektrikli taşıt kullanımını düzenlemeyi, sürdürülebilir ulaşım ve lojistik çözümleri sunmayı amaçlamaktadır. Ancak, son yıllarda bireysel akülü ve elektrikli araç kullanımının artması, özellikle yaya öncelikli bölgelerde bazı sorunlara yol açmaktadır. Adalar’da sadece ikamet eden 65 yaş üstü ve yürüme engelli kişilerin bireysel akülü araç kullanmasına yasal olarak izin verilmesine rağmen, bu araçların sayısının hızla artması ve korsan taksi hizmetlerinde kullanılması gibi sorunlar yaşanmış ve daha sonra Adalılara verilen yasal plakalar iptal edilmiş karar, bir kısım tarafından olumlu karşılanmış bir kısım tarafından tepki çekmişti.

Doğal Kaynakların Yönetimi ve Biyoçeşitlilik Koruma Çalışmaları

Adalar, orman, maki, çayır ve falez ekosistemleri gibi farklı habitatları barındırmasıyla önemli bir biyoçeşitliliğe sahiptir. Bölgede, endemik bitki türleri ve nesli tehdit altında olan kuş ve memeli türleri de dahil olmak üzere zengin bir flora ve fauna bulunmaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ÖÇKB ilanının ardından bölgedeki biyoçeşitliliği tespit etmek, tehdit altındaki tür ve habitatları sınıflandırmak, tehditleri belirlemek ve koruma-kullanım ilkelerini oluşturmak amacıyla iki yıl süren bir “Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Projesi” yürütmüştür. Bu projede 37 akademisyen görev almıştır. Burgazada’da yapılan flora ve fauna envanter çalışmaları, Türkiye için endemik iki bitki alt türünün ve nadir fauna türlerinin varlığını ortaya koymuştur. Ayrıca, Marmara Denizi’nde ekonomik değeri olan türlerin azalması ve deniz çayırı alanlarının kirlilik nedeniyle gerilemesi gibi sorunlar da tespit edilmiştir. Bakanlık, habitatların ve türlerin izlenmesi ve korunması için gerekli tedbirleri almak, projeler geliştirmek ve tür eylem planları oluşturmak gibi çalışmalar yürütmektedir.

Atık Yönetimi ve Kirlilik Kontrolü

Adalar’da atık yönetimi ve kirlilik kontrolü, çevrenin korunması açısından kritik öneme sahiptir. Hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hem de Adalar Belediyesi bu konuda çeşitli sorumluluklara sahiptir. Adalar Belediyesi, hava, su ve toprak kalitesinin korunması amacıyla her türlü atığın sıfır atık yönetim hiyerarşisine uygun olarak yönetilmesi konusunda yetersiz kalmıştır. Bu kapsamda, ambalaj atıklarının ve bitkisel atık yağların kaynağında ayrı toplanması gibi uygulamalar hayata geçirilsede amacına ulaşmamıştır. Ancak, Adalar’daki mevcut atık su arıtma sistemlerinin yetersizliği ve derin deşarj uygulamalarıyla ilgili çevresel etkiler konusunda endişeler bulunmaktadır. Özellikle yaz aylarında artan nüfus ve turizm baskısı, atık yönetimi konusunda ek zorluklar yaratmaktadır. Planda atık su arıtma sistemlerinden bahsedilmesine rağmen, detaylarının ve yerinin belirtilmemiş olması eleştirilmektedir.

Zorluklar ve Uygulama Sorunları

Koruma Amaçları ile Kalkınma Baskıları ve Turizm Arasındaki Denge

Adalar ÖÇKB’nin uygulanmasında karşılaşılan en temel zorluklardan biri, bölgenin doğal ve kültürel mirasını koruma altına alma hedefi ile kalkınma baskıları ve turizm talepleri arasındaki dengeyi sağlamaktır. İstanbul gibi büyük bir metropolün yakınında bulunması, Adalar’ı günübirlik ziyaretler ve turizm faaliyetleri için cazip kılmaktadır. Ancak, artan turizm, altyapı üzerinde baskı yaratmakta, doğal kaynakları tüketmekte ve bölgenin kendine özgü atmosferini tehdit edebilmektedir. Bazı yerel sakinler, ÖÇKB ilanının gerçek amacının koruma mı yoksa başka çıkarlar mı olduğunu sorgulamaktadır. Özellikle kıyı bölgelerindeki ticari turizm faaliyetlerinin, yerel halkın bu alanlara erişimini zorlaştırması ve yüksek maliyetlerle işletilmesi gibi sorunlar yaşanmaktadır.

Altyapı Sınırlamaları ve Çevresel Endişeler (örneğin, atık su yönetimi)

Adalar’daki mevcut altyapı sınırlamaları, özellikle atık su yönetimi, su kaynakları ve atık yönetimi konularında önemli çevresel endişeler yaratmaktadır. Atık suyun derin deşarj yöntemiyle denize boşaltılması, oksijen azalması, besin kirliliği ve denizaltı yaşam alanlarının zarar görmesi gibi potansiyel çevresel etkilere sahip olabilir. Mevcut su sistemlerinin envanterinin çıkarılmamış olması ve kriz anlarında su kaynaklarına erişim konusundaki belirsizlikler de önemli sorunlardır. Artan nüfus ve turizm baskısı, bu altyapı sorunlarını daha da derinleştirebilir.

Paydaşların Farklı Bakış Açıları ve Çatışmalar

Adalar’ın yönetimi ve gelişimi konusunda yerel sakinler, Adalar Belediyesi, İBB, Bakanlık ve çevre örgütleri gibi farklı paydaşlar arasında zaman zaman farklı bakış açıları ve çatışmalar yaşanmaktadır. Özellikle imar planları konusunda yaşanan hukuki süreçler ve kamuoyu tartışmaları, bu farklılıkların bir yansımasıdır. Adalar sakinlerinin motorlu araç trafiğine karşı hassasiyeti ve elektrikli araç kullanımının artmasıyla ortaya çıkan yeni sorunlar da paydaşlar arasındaki farklı beklentileri göstermektedir. ÖÇKB ilanının ardından yerel topluluklarla yeterli bilgi paylaşımının yapılmamış olması, bazı kesimlerde güvensizlik ve tepkiye neden olmuştur.

Uygulama ve İzleme Zorlukları

ÖÇKB içindeki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve izlenmesi de önemli bir zorluktur. Özellikle “hassas zon” olarak belirlenen bölgelerde sıkı kontrol ve denetim gerekmektedir. Ancak, imar planlarına yönelik devam eden hukuki süreçler, iptal kararları planların uygulanabilirliği konusunda belirsizlikler yaratmaktadır. Kaçak yapılaşma, usulsüz arazi kullanımı ve çevreye zararlı faaliyetlerin önlenmesi için etkin bir denetim mekanizmasının kurulması ve işletilmesi gerekmektedir.

Geleceğe Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

ÖÇKB Statüsünün Etkinliğini Artırmaya Yönelik Potansiyel Stratejiler

Adalar ÖÇKB statüsünün etkinliğini artırmak için çeşitli stratejiler geliştirilebilir. Öncelikle, tüm paydaşların katılımını sağlayacak şeffaf bir karar alma süreci oluşturulmalıdır. Koruma önceliklerini, sürdürülebilir kalkınma ilkelerini ve uygulama mekanizmalarını net bir şekilde tanımlayan kapsamlı ve bütünleşik bir yönetim planı hazırlanmalıdır. Atık su arıtma ve atık yönetimi gibi altyapı sistemlerine yatırım yaparak çevresel etki en aza indirilmelidir. Ekolojik izleme ve etki değerlendirme çalışmaları düzenli olarak yapılarak koruma önlemlerinin etkinliği takip edilmelidir. Yetkisiz yapılaşma ve çevreye zararlı faaliyetlerle mücadele için daha sıkı düzenlemeler ve denetim mekanizmaları uygulanmalıdır. Ekolojik ayak izini en aza indirecek ve yerel topluluklara fayda sağlayacak sürdürülebilir turizm modelleri teşvik edilmelidir.

Adalar’da Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre Yönetimi İçin Öneriler

Adalar’da sürdürülebilir kalkınma ve çevre yönetimi için doğal habitatların ve biyoçeşitliliğin korunması ve restorasyonu öncelikli olmalıdır. Adaların araçsız karakterine saygı duyularak sürdürülebilir ulaşım çözümleri desteklenmelidir. Enerji verimliliği artırılmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilmelidir. Yerel, çevre dostu işletmeler ve girişimler desteklenmelidir. Eğitim ve bilinçlendirme programları aracılığıyla hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin çevreye duyarlılığı artırılmalıdır.

Yerel Yönetimlerin ve Topluluk Katılımının Rolü

Danıştay’ın son kararıyla birlikte yerel yönetimlerin, özellikle Adalar Belediyesi’nin planlama ve yönetim süreçlerindeki rolü daha da önem kazanmıştır. Yerel yönetimler, ÖÇKB’nin yönetimine daha aktif bir şekilde dahil edilmeli ve karar alma süreçlerinde yerel toplulukların katılımı için etkili platformlar oluşturulmalıdır. Yerel bilgi ve uzmanlık, koruma ve sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında önemli bir rol oynamalıdır. Ancak bu bir kesime yandaş olanlarla değil ada bütününü, halkını kapsamalıdır.

Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, Türkiye’nin biyoçeşitliliğinin korunması ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir. Mevcut düzenleme ve planlama çerçeveleri, bu değerli bölgenin korunması için önemli adımlar içermektedir. Ancak, uygulama aşamasında karşılaşılan zorluklar ve farklı paydaşların beklentileri arasındaki denge, ÖÇKB statüsünün etkinliği konusunda süregelen tartışmalara neden olmaktadır. Gelecekte, daha katılımcı, bütünleşik ve etkin yönetim stratejilerinin geliştirilmesi, altyapı sorunlarının çözülmesi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, Adalar’ın eşsiz doğal ve kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılması için hayati önem taşımaktadır.

Tablo 1: Adalar ÖÇKB ile İlgili Temel Olayların Zaman Çizelgesi

OlayTarih
Türkiye’nin Barselona Sözleşmesi’ni imzalaması1976
Adalar’ın bütünlüklü SİT alanı ilan edilmesi1984
Marmara Denizi ve Adalar’ın ÖÇKB ilan edilmesi (Cumhurbaşkanı Kararı No. 4758)4 Kasım 2021
İBB’nin Adalar için imar planı taslaklarını sunmasıHaziran 2021
İBB’nin ÖÇKB ilanını gerekçe göstererek plan taslaklarını geri çekmesiOcak 2022
İBB’nin revize edilmiş imar planlarını Bakanlığa sunması8 Nisan 2022
Bakanlığın 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarını onaylaması12 Mayıs 2023
İmar planlarının askıya çıkarılması28 Temmuz – 28 Ağustos 2023
İmar planlarının iptali için dava açılmasıTemmuz 2023
ÖÇKB sınırlarının genişletilmesi6 Eylül 2024
Cumhurbaşkanı Kararı No. 4758’de değişiklik yapılması7 Eylül 2024
Adalar İlçesi İmar Planları İptal Edildi31.12.2024

Tablo 2: Adalar’ın Koruma Statülerinin Karşılaştırılması

Statüİlan Edildiği YılYöneten YasaTemel Odak NoktasıPlanlama Yetkisi (ÖÇKB Öncesi)Planlama Yetkisi (ÖÇKB Sonrası)
SİT Alanı (Bütünlüklü)19842863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma KanunuDoğal, kültürel ve arkeolojik değerlerin korunmasıİBB ve ilgili Koruma KurullarıİBB ve ilgili Koruma Kurulları (Danıştay Kararı sonrası kıyı içi alanlar için)
Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB)20212872 Sayılı Çevre Kanunu, 383 Sayılı KHKEkolojik önem, biyoçeşitlilik ve kirliliğe duyarlılıkİBB ve ilgili Koruma KurullarıÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (başlangıçta, Danıştay Kararı sonrası kıyı dışı denizel alanlar için)

Bir Yorum Yazın

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.