Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi’nde beklenen büyük deprem senaryolarına ilişkin çarpıcı açıklamalarını yineledi. Marmara’da 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem potansiyelinin bilimsel temellere dayanmadığını savunan Üşümezsoy, “Marmara’da 7.8 büyüklüğünde bir deprem olması için 400 km uzunlukta 15 km derinlikte bir yüzeyin yırtılması gerekiyor. Marmara Denizi’nin toplam uzunluğu ise 150 kilometredir,” diyerek mevcut fayların büyük bir deprem üretemeyeceğini belirtti
İstanbul’da katıldığı bir etkinlikte konuşan Prof. Dr. Üşümezsoy, deprem büyüklüğü ile fay uzunluğu arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, kamuoyunda dile getirilen felaket senaryolarını eleştirdi. Üşümezsoy, “Bir kilometrekarelik bir yırtık 4 büyüklüğünde, 100 kilometrekarelik bir alanın yırtılması 6 büyüklüğünde, bin kilometrekarelik bir alanın yırtılması ise 7 büyüklüğünde deprem üretir. 10 bin kilometrekarelik bir alanın yırtılması 8 büyüklüğünde bir deprem demektir. Marmara’nın geometrisi bu büyüklükte bir kırılmaya olanak tanımıyor,” ifadelerini kullandı.
“Kuzey Anadolu Fayı Adalar’dan Geçmiyor”
Prof. Dr. Üşümezsoy, 1999 Gölcük Depremi’nden bu yana sıkça işaret edilen Adalar segmenti hakkındaki yaygın kanıya da karşı çıktı. Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) Adalar’ın güneyinden geçmediğini vurgulayan Üşümezsoy, şunları söyledi:
“1999 depreminden sonra herkes ‘Büyük deprem geliyor’ diyerek Adaları işaret etti. Ancak Adalar ve çevresindeki Çınarcık çukuru, KAF’ın sıkıştırmasıyla değil, tam tersine kuzey-güney yönlü bir gerilme ve çökme ile oluşmuş bir yapıdır. Adalar fayı, bu gerilme sistemi içinde yer alan ve deprem üretme potansiyeli olmayan ölü bir faydır. KAF’ın aktif kolu Adalar’dan değil, Yalova ve Çınarcık’ın güneyinden geçmektedir.”
“Beklenen Büyük Deprem 17 Ağustos’ta Oldu”
Marmara Denizi’ndeki sismik geçmişe de değinen Üşümezsoy, bölgenin büyük depreminin 1999’da yaşandığını savundu. “Marmara Denizi’nde daha önce kırılmış bir fay var. 1894 yılında Yalova ile Yeşilköy arasındaki yaklaşık 65 kilometrelik fay kırılmıştır. Bir fayın yeniden büyük bir deprem üretecek stresi biriktirmesi için uzun bir zaman gerekir,” diyen Üşümezsoy, “Yüzyıllardır beklenen deprem 17 Ağustos’ta oldu. Bundan sonra Marmara Denizi’nde söylendiği gibi tek parçalı, büyük bir fay hattı bulunmamaktadır,” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un bu görüşleri, Marmara Denizi’nde KAF’ın kuzey kolunun tek parça halinde kırılarak 7 ve üzeri bir deprem üretebileceğini öngören birçok yer bilimcinin senaryolarıyla farklılık göstermeye devam ediyor.
