İBB Anadolu Yakası Park ve Bahçeler Müdürlüğü Burgazadası meydandaki Saik Faik Abasıyanık heykeli çevresinde ve Şehir Hatları iskele önündeki yeşil alanlarda bakım ve onarım çalışması yaptı.
İstanbullular için sürdürülebilir kentsel yeşil alanlar ve enerji etkin kamusal mekanlar yaratmak ve sürdürmek için çalışmalar, iyileştirmeler devam ediyor.
1- Sürdürülebilirlik
Yaşanılan çevre, döngüsel bir sistemdir. Bu döngüsel sistemin devamlılığı ise ekolojik, ekonomik ve sosyolojik anlamda sürdürülebilir yaklaşımlar ile mümkün olabilmektedir. Sürdürülebilirlik, doğanın ve gelecek kuşakların kendi gereksinimlerine cevap verme yeteneklerini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçların temin etmek ve kalkınmak olarak tanımlanabilir. Bugünün ve gelecek kuşakların doğal kaynaklardan yararlanabilmesi en büyük yaşamsal haktır ve kentsel ölçekte bakıldığında bu yaşamsal hak, kendini yenileyebilen temiz bir doğal çevre, eşitliğe ve refaha dayalı sosyal koşullar ve toplum ile çevreyi gözeten bir ekonomik sistemin varlığı ile mümkün olacaktır. Kentsel ekosistemine ait bileşenlerin, çevre ve doğal kaynaklar zarar görmeyecek şekilde değerlendirilmesi, kentte yapılacak her türlü imar faaliyetinin planlama, tasarım, uygulama, bakım ve işletme süreçlerinin sürdürülebilir yaklaşımlarla belirlenmesi, kent halkına yaşam kalitesi yüksek, doğa bilinci kazandırılmış, doğa ile içiçe ve doğaya saygılı bir yaşam sunmayı kolaylaştıracak ve arzulanan yeşil bir dünya hedefine ulaşmayı mümkün olacaktır.
2- Yeşil İstanbul
Yaşanabilir, yaşam kalitesi yüksek kentlerin en önemli bileşenlerinden biri aktif ve pasif yeşil alan varlıklarıdır. İnsanlar, yaşamak, çalışmak ve eğitim almak amacıyla bulunduğu kentte, dinlenme ve rekreasyon ihtiyaçlarını da karşılayacak alanlara gereksinim duyarlar. Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’un da yeşil alanları, 16 milyon nüfusu ile birlikte tüm ziyaretçilerine de hizmet verecek büyüklükte ve kalitede olması gerekmektedir. Yaşam kalitesi yüksek bir İstanbul, tüm kentsel donatıları ile birlikte yeşil alanları sayesinde var olacaktır. Yeşil, Adil ve Yaratıcı Kent İstanbul sloganının üç temel ayağından biri olan Yeşil İstanbul da, Park, Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı’nın ana ilkelerinden biridir. Yeşil İstanbul ilkesi kapsamında büyük, orta ve küçük ölçekli projeler ile birlikte mevcut yeşil alanların sağlıklaştırılması projeleri ele alınmaktadır. Büyük Ölçekli Projeler başlığı altında, “Kent Ormanları”, “Yaşam Vadileri”, “İSKİ İçme Suyu Havzaları” ve “Maden Sahalarının Dönüşümü Projeleri” yer almaktadır. Orta Ölçekli Projeler başlığı altında “Potansiyel Yeşil Alanların Tespiti ve Değerlendirilmesi Projesi”, küçük ölçekli projeler altında ise, “Yeşil Sokak Hareketi” projeleri yer almaktadır. Mevcut Yeşil Alanların Sağlıklaştırılması başlığı altında, “Mevcut Park Rehabilitasyonları” ve “Hastalıklı ve Çürümüş Ağaçların Tespiti ve Rehabilitasyonu” projeleri bulunmaktadır.
3- İnsan ve Çocuk Sağlığı
Kentsel yeşil alanlar, kentli nüfus için sağlıklı yaşam fırsatları sunan açık alanlardır. Son dönemde salgın vakaları ve kronik hastalık oranlarında karşılaşılan ciddi artışlar ise, kent yaşamındaki sağlıksızlığı gözler önüne sermekte ve açık alanların öneminin bir kez daha altını güçlü bir biçimde çizmektedir. Kentlerdeki hareketsiz yaşam tarzı ve kötü beslenme alışkanlıkları ile mücadelede, park, bahçe, kent bostanı ve rekreasyon alanları, ekonomik, ekolojik, sosyal ve erişilebilir çözümler sunmaktadır. Park, Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığımız, daha sürdürülebilir ve sağlıklı alanlar tasarlamak, kentlilerin fiziksel olarak aktif olma fırsatlarını artırmak, sağlıklı gıdalara erişimi iyileştirmek ve özellikle çocuk gelişimine katkı sağlamak için tüm kaynak ve araçlardan en etkin biçimde yararlanmayı kendine bir zorunluluk olarak belirlemiş ve kamuya karşı görevleri içerisinde en üst sıraya yerleştirmiştir. Bu kapsamda, tüm kullanıcıların kaliteli yeşil alanlara kavuşması, bu alanlara güvenli erişiminin sağlanması; fiziksel aktivite standartlarının artırılması; insan sağlığı ve spor imkanlarına ilişkin eşitsizlikleri ortadan kaldırılması konularında, diğer belediye birimleri ve iştiraklerle işbirliği içerisinde program ve politikalar geliştirilmektedir. Bu noktada, 10 dakika yürüyüş mesafesinde, spor ve kültür aktivitelerine olanak sağlayan, çocuk gelişimini önemseyen, sosyal tecridi engelleyen ve sağlıklı yaşlanmaya imkân veren kentsel yeşil alanlar tasarlamak zorunda olduğumuzun bilinciyle çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu program ve politikalar içerisinde, çocuk sağlığı çok özel bir yere sahiptir. Özellikle oyun, çocukluk gelişiminin kritik bir parçasıdır ve yeşil alanlardaki olanaklar, bu büyümenin önemli bir bileşenidir. Çocuk oyun ve spor alanlarımız bu konuda önemli bir görev üstlenmekte; çocuk ve gençlerin fiziksel aktivitesini artırma arayışlarında kaliteli oyun alanlarının nasıl tasarlanacağı ve mevcutların nasıl iyileştirileceği konuları, başlıca çalışma konularımızı oluşturmaktadır. Araştırmalar, çocuk sağlığı ve gelişimi konusunda yetersiz yatırım yapılan toplumlarda yaşayan insanların, sağlık eşitsizlikleri, suç, şiddet ve sosyal uyumsuzluk gibi kötü sonuçlar yaşadıklarını göstermektedir. İnsan ve çocuk sağlığını önceleyen açık mekanların varlığı ise, kültürel/sosyal çeşitliliğin öneminin anlaşılmasını ve tecrit duygularının azaltılmasını, oyun aracılığıyla fiziksel becerilerin ve dengeye yönelik kabiliyetin artırılmasını, ve doğa bilincine sahip, psikolojik açıdan güçlü, sosyal bireylerin yetiştirilmesini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle, oyun grubunun malzemesinden tutun, yer kaplamasına kadar, doğal ve sürdürülebilir malzemelerden faydalanmak; günün her saatinde çocuk oyun ve aktivite alanlarının kullanılmasını sağlayacak tedbirler almak; güvenli, bakımlı, çocuk sağlığını tehdit eden unsurlardan da arındırılmış çocuk oyun alanları tasarlamak, birincil hedefler arasında yer almaktadır.
4- Toplumsal Katılımcılık
“Toplumsal katılım” kavramı, “vatandaşlık” kavramının siyasal, sivil ve sosyal boyutları ile yakından ilgilidir. Toplumsal katılım, insanların ulusal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarını siyasal, sivil ve sosyal hayatta kendisini ilgilendiren karar alma süreçlerinde kullanması ve/veya eyleme geçirmesi olarak tanımlanabilir. İstanbul’da yapılan bütün hizmetler vatandaş için yapılırken, vatandaşın süreçlere katılmadığı bir modeli uygulamak sürdürülebilir değildir. Yukarıdan aşağıya yönetim tarzı, içinde bulunduğumuz dönemin koşullarına uygun olmadığı için yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. İstanbul’da bu değişimin yeşil alan ve parklarla ilgili kısmı ise bu proje ile hayata geçirilecektir. Katılımcı kentler, korunmasız grupların gereksinmelerini de ön plana alarak, konuyla ilgili sektörler arası iş birliğine giderek, toplumsal gelişim inisiyatifleri ve programlarını temel alan, kent çevre profilleri ve planları ile stratejilerini içeren geniş bir projedir. Proje içerisinde, mevcut alanların yenilenmesi ve optimum seviyeye getirilmesinin yanı sıra, bebeklerden yaşlılara, engellilerden, evsizlere kadar uzanan bütün kentlilerin ihtiyaçları için özel tasarlanmış alanlar da planlanmaktadır. Yeşil alanlar ve parklar kimliklendirilerek, vatandaşlar tarafından sahiplenilmesine, bu sahiplenme gerçekleştikten sonra da vatandaşların İstanbullu kimliğinin pekiştirilmesi ve kente aidiyet duygusu geliştirilmesi hedeflenmektedir. İstanbul’daki yeşil alan ve parkların, her yaş ve kesimden İstanbullular için ziyaret edilecek bir alan statüsünden, sosyalleşebilecekleri, eğitici-öğretici-eğlendirici faaliyetlerin gerçekleştiği alanlar seviyesine çıkarılması planlanmaktadır. Sürdürülebilirlik hedefi dolayısıyla, enerji ve su yönetimi, bütün planlama aşamalarında ayrıca önemli bir başlık olarak tasarlanmıştır.
5- Sosyal Eşitlik
Birleşmiş Milletler (UN-Habitat) tarafından 1949 yılında yayınlanan ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre “Herkes ırk, renk, cinsiyet, yaş, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin eşittir ve bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilmelidir.” Yine 2005 yılında hazırlanan Unesco ve Birleşmiş Milletler gibi kuruluşların da katkı verdikleri Dünya Kent Hakkı Şartı içinde Kent Hakkı özel olarak tanımlanmış ve buna göre kent hakkını, “kentlerin sürdürülebilirlik, demokrasi ve sosyal adalet ilkeleri doğrultusunda adil bir şekilde kullanılması” olarak tanımlanmıştır. 2016 yılında hazırlanan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” (UNDP) nin 17 temel hedefinin içerisinde “Hedef 3: Sağlıklı bireyler, sağlıklı yaşam ve herkes için hareketliliği teşvik eden kamusal mekanların tanımlanması” ve Hedef 11: güvenli, kapsayıcı, dayanıklı ve sürdürülebilir kentler ve insan yerleşmeleri tasarlanmalı” şeklinde belirlenmiştir. Belirlenen tüm bu ilkelerden hareketle günümüz kentleri için sosyal eşitliğin sağlandığı yeni anlayışlar söz konusudur. Sosyal eşitlik, kentin sunduğu fırsatlardan kentte yaşayan herkesin eşit bir biçimde yararlanabilmesidir. Kentlerde sosyal eşitlik kavramı ile; kentsel hizmetlerin sunumunda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, kadınların, çocukların, yaşlıların, engelli bireylerin ve dezavantajlı tüm bireylerin kenti eşit derecede kullanma ve yararlanma hakkına sahip olduğu, topluma tam ve etkin bir şekilde dâhil olmanın yanında kente dair karar süreçlerine eşit, kolay ve etkin bir şekilde katılımlarının sağlandığı, her türlü ayrımcılıktan uzak, kültürel, sosyal, etnik ve ekonomik farklılıkların gözetildiği ve bu farklardan kaynaklanabilecek eşitsizlikleri bertaraf ederek hiçbir vatandaşın kentsel yaşam kalitesinin zarar görmediği bir anlayıştan söz edilmektedir.
6- İnovasyon
Akıllı kent teknolojileri, toplum faydası için sayısal bilgi teknolojilerinin, kentteki operasyonların iyileştirilmesi amacıyla kullanılmasını tariflemektedir. Kentlerde ve yeşil alanlarda akıllı kent sistemlerinin ve teknolojilerinin kullanılması, toplum sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve önemini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz doğal kaynaklarının yönetilmesine yardımcı olmaktadır. Kent içerisindeki yeşil alanların kullanımı ve bakımına ilişkin verilerin toplanması ve bu verilerin değerlendirilmesiyle yeşil alanların aydınlatılması, bakımı ve kullanımına ilişkin faaliyetlerin iyileştirilmesi esasına dayanmaktadır. Park alanlarında günlük bakım vb. faaliyetlerinin iş gücü, maliyet, zaman gibi gereksinimlerinin ve oluşturduğu çevresel etkilerin iyileştirilmesi konusunda akıllı kent teknolojilerinin önemli bir rolü vardır. Parkların gündüz kullanımı kadar, gece kullanımını ve ziyaretçilerin güvenliğini sağlayan aydınlatma donatılarının sürekliliği, otopark/trafik yönetimi, yeşil alanların sulanması, çim alanların otonom biçilmesi, atık yönetimi, etkileşimli çocuk oyun elemanları, enerji üreten spor donatıları, alternatif enerji kaynakları bu teknolojilerin park alanlarında kullanımına başlıca örnekler olarak sayılabilir. Uluslararası Veri Kurumu’nun yayınladığı rapora göre, küresel ölçekte 180 şehrin akıllı kent teknolojilerine yapacağı yatırımın 2021 yılında 135 Milyar $’a ulaşacağını öngörmektedir.
İstanbul ölçeğinde bir metropolitan kentin yeşil alanlarının bakımı gibi rutin faaliyetlerinin, tıpkı bir makine gibi işleyebilmesi için akıllı kent sistemlerinin ve teknolojilerinin kullanılması kaçınılmaz bir gereksinimdir. İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı olarak, akıllı kent teknolojilerini İstanbul’daki yeşil alanların tasarım sürecinden başlayarak yönetimin her aşamasında kullanılması ve bu sürecin paydaşlarından alınan geri bildirimler doğrultusunda süreçte iyileştirilmeler yapıyoruz ve gelecekte daha fazla teknolojiyi kullanmayı hedefliyoruz. Yeşil Alan Yönetim Sistemi sayesinde, Daire Başkanlığı bünyesindeki yeşil alanların tasarım, planlama ve bakım operasyonlarına ilişkin dökümantasyon ve iş takibi yapılmaktadır. Bu sayede, İstanbul içerisindeki yeşil alan yoğunluklarını genel ve mahalli ölçeklerde inceleyerek, aktif yeşil alan oranı düşük ilçelerden başlayarak dengeli ve adil bir gelişim planlanmaktadır. Ayrıca, yeşil alanlarda yapılmış geçmiş tarihli projeler ve uygulamalar incelenerek gelecek tasarımların iyileştirilmekte ve bakım kaynaklı altyapıda yaşanan zararlar önlenmektedir. Saha çalışmaları ve proje ekiplerinden gelen bilgiler doğrultusunda sistem sürekli olarak güncel tutulmaktadır. Akıllı sulama sistemleri sayesinde, yeşil alanların ihtiyacı olan sulama işlemleri, çevresel koşullar ve sulama rutinleri göz önünde bulundurarak gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu sayede su kaynakları israf edilmeyecek ve gereksiz sulama nedeniyle oluşan erozyon ve kirlilik ortadan kalkacaktır. Park Ağı Projesi sayesinde, mevcut park donatılarına entegre edilecek donanımlar sayesinde bir bilgi ağı kurarak, yeşil alanlar hakkında çevresel koşullar ve yönetimsel veriler toplayıp, bu verileri işleyerek park kullanımları ve bakım hizmetlerine ilişkin iyileştirmeler yapılması hedeflenmektedir. İSBAK ile işbirliği kurarak bu bilgi ağını park kullanıcılarına Internet hizmeti sunmak için de kullanılabilecektir. Ayrıca, afet sonrasında iletişim altyapı kaynaklı yaşanan sorunları düşünerek toplanma alanları olarak yeşil alanlarımızda iletişim imkanı sunmayı hedefliyoruz. Enerji alanında bir yenilik olarak, park alanlarımıza Elektrikli Araçlar için Şarj Etme Altyapısı kurmayı planlıyoruz. Bu sayede, daha sağlıklı bir gelecek için fosil yakıtlı araçlara göre daha düşük emisyon değerlerine sahip elektrikli araçların kullanımını teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Enerji Etkin Parklar projesi ile başta aydınlatma olmak üzere yeşil alanlarda ve bağlı İBB Tesislerinde tüketilen enerji sarfiyatını düşürerek; enerji verimliliğini arttırmayı, Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ndan faydalanarak en azından kendi tükettiği enerjiyi üreten parklar inşa etmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarından azami seviyede faydalanmayı sağlamak için Enerji Verimliliği Farkındalık Eğitimleri organize etmeyi hedefleniyor.
7- Bütünsel Yaklaşım
İstanbul’da yeşil alanlar halkın her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyduğu ve kullandığı alanlardır. Planlarda yeşil alan olarak gösterilen alanlar bugüne kadar çoğunlukla parçacı uygulamalar ile hayata geçirilmiştir.
Çevredeki halkın gerçek ihtiyaçlarını dikkate almadan gerçekleşen bu uygulamalar ne yazık ki kullanım aşamasında çeşitli olumsuzluklarla karşılaşmaktadır. Kentsel gelişimin veya dönüşümün nasıl ki bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekliliği bulunuyorsa, aktif ve pasif yeşil alanların da aynı bütüncül yaklaşımla ele alınması ve tüm kent ölçeğinde değerlendirilmesi ve planlanması gerekmektedir. Planlarda yeşil alan olarak belirtilen alanların içeriğinin de detaylandırılması, kullanım amaçlarının, etkinliğinin vb. diğer özelliklerinin de belirlenmesi gerekmektedir. Tüm bu detaylar bir master plan yaklaşımıyla karşılanabilir.
Tüm master plan çalışmaları, planın oluşturulması, planlama stratejilerinin belirlenmesi, tasarım bölgelerinin oluşturulması, sorunların tespiti, tasarım kararları, tasarım uygulaması, yönetim planının hazırlanması ve koruma ve bakım şeklinde eylemlerle; İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde gerçekleştirilecek çalıştay ve atölyelerle yerel halk, üniversiteler, profesyoneller, kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının da dahil olduğu bir projelendirme ve uygulama süreciyle hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. İstanbul, nüfus ve alan büyüklüğü olarak oldukça büyük ve çeşitli ekosistemleri bir arada barındıran özel bir kenttir. Bu nedenle bütün alt sistemlerin bütüncül olarak ele alınması ve yönetilmesi gerekmektedir. Bu amaçla İstanbul’da planlama marifetiyle belirlenmiş yeşil alanların detayına, nasıl kullanılacağına ve yönetileceğine ve bu alanlarda yapılacak eylemlere ilişkin ayrıntıları barındıracak bir master plan yaklaşımına ihtiyaç vardır. Öncelikle belirlenen vizyon ve ilkeler çerçevesinde İstanbul’daki yeşil alanların bütüncül bir yaklaşımla üst ölçekli bir master planının oluşturulması, mahalle, ilçe ve kent ölçeğinde yeterliliğin sağlanması, sağlıklı ve kaliteli kentsel çevrenin oluşturularak yaşam kalitesinin arttırılması amaçlanmaktadır. İstanbul Yeşil Alanlar Master Plan çalışmasıyla beraber, yeşil alanlar açısından bütünlük ve devamlılık potansiyeline sahip alanlar ve akslarda, master plan ile uyumlu şekilde alt master planlar hazırlanacaktır. Tarihi Kırkçeşme Su Yolları’nın korunmasının yanında şehrin yeşil alan ve rekreasyon sisteminde kentli ile buluşmasını sağlamak ve şehri Kuzey Ormanları’na bağlayan bir rekreasyon aksı oluşturmak amacıyla İstanbul Senin Haliç Kıyıları projesine de entegrasyonu sağlanacak şekilde Haliç-Kırkçeşme Tarihi Su Yolları Master Planı hazırlanacaktır. Ayrıca, İstanbul Kara Surları Koruma Alanı ve tampon bölgesinin tamamını kapsayan, alanın tarihi önemini ön plana çıkarırken aynı zamanda kentli için rekreatif çekim alanı oluşturmak amacıyla Yedikule-Haliç Kara Surları ve Çevresi Master Planı hazırlanacaktır. Çocuk oyun alanları, yeşil alanların önemli bir bölümünü oluşturan, çocuk kentlilerin ve ailelerinin çokça vakit geçirdiği alanlardır. Oyun alanlarının dönüşümü ile mahalle kültürü yaratma, mevcut parkları iyileştirme ve pedagojik uyumluluğu sağlama, parkların kapsayıcılığını artırma (0-18 yaş), parkların erişilebilirliğini, dizaynını iyileştirecek yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek amacıyla İstanbul Çocuk Oyun Alanı Master Planı hazırlanacaktır. Ayrıca, Daire Başkanlığımız sorumluluk alanına giren enerji ve aydınlatma konusunda İstanbul Aydınlatma Yönetmeliği ve modelleme işi kapsamında şehrimizin aydınlatma düzeyini iyileştirerek kent kimliğini ön plana çıkarmayı ve kamusal alanların güvenliğini sağlamayı amaçlamaktayız. (İBB)