Sait Faik Abasıyanık, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak, hikaye anlatımıyla ve insan ruhunu derinden kavrayışı ile tanınır.
Vefatından sonra, eserlerinin telif haklarının Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakılması, onun eğitime verdiği değeri ve sosyal sorumluluğunu ortaya koyar. Ancak, 1 Ocak 2025 itibarıyla, Abasıyanık’ın eserleri üzerindeki telif hakkı kalktı. Buna rağmen, bazı yayınevleri, Abasıyanık’ın vasiyetine saygı göstererek telif gelirlerini Darüşşafaka’ya aktarmaya devam edeceklerini açıkladı.
Sait Faik Abasıyanık, ömrünün son yıllarında Darüşşafaka Lisesi’ni ziyaret etmiş ve oradaki öksüz ve yetim çocukların eğitimine katkıda bulunmanın önemini kavramıştır. Vefatından sonra, annesi Makbule Abasıyanık tarafından hazırlanan vasiyetnamede, Sait Faik’in tüm mal varlıkları ve eserlerinin telif hakları, Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakılmıştır. Bu bağış, 1964 yılından bu yana Darüşşafaka’da eğitim gören çocuklara destek sağlamıştır.
Türkiye’de ve Avrupa’da yürürlükte olan yasalara göre, bir yazarın ölümünden 70 yıl sonra onun eserlerinin telif hakkı sona erer. Bu kapsamda, Sait Faik Abasıyanık’ın eserleri 1 Ocak 2025 itibarıyla telifsiz hale geldi. Bu, eserlerin artık herhangi bir telif ödemesi yapılmadan yayımlanabileceği anlamına gelir. Ancak, bu durumun Darüşşafaka’ya sağladığı gelir kaynağını sonlandırması, birçok yayınevinin bu bağış geleneğini sürdürme kararı almasına yol açtı.
İş Bankası Kültür Yayınları, İthaki ve Can Yayınları gibi önde gelen yayınevleri, telif hakkının kalkmasına rağmen Sait Faik’in eserlerinden elde edilecek gelirleri Darüşşafaka’ya bağışlamaya devam edeceklerini açıkladı. Bu karar, yazarın eğitim sevgisine ve mirasına olan saygının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. İş Bankası Kültür Yayınları’nın bu konuda yaptığı açıklama, diğer yayınevlerine de öncülük etti
Sait Faik Abasıyanık’ın eserleri, telif hakkı sona ermiş olsa da, onun eğitime olan katkısı ve Darüşşafaka’ya sağladığı destek, bu yayınevlerinin attığı adımlarla devam edecek. Bu, sadece bir yazarın mirasını değil, toplumsal dayanışma ve eğitimde fırsat eşitliğine olan inancın da bir yansımasıdır. Bu taahhüt, edebiyat dünyasında ve ötesinde, kültürel mirasın ve sosyal sorumluluğun nasıl korunabileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.