Newcastle Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdürmekte olan atmosfer bilimci Dr. Abdullah Kahraman, aynı üniversitede çalışmakta olan diğer …
Newcastle Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdürmekte olan atmosfer bilimci Dr. Abdullah Kahraman, aynı üniversitede çalışmakta olan diğer bilim insanlarıyla önemli bir çalışma gerçekleştirdi. Süper bilgisayarlar kullanarak iklim değişikliğinin gezegenimiz üzerindeki etkilerini inceleyen bilim insanları, 2100 yılına geldiğimizde Avrupa’nın bugünkü halinden çok uzakta olacağını tespit ettiler.
Kahraman’ın liderliğindeki çalışmaya göre 2100 yılına geldiğimizde, Avrupa’da yaşanan şiddetli yağmur fırtınaları şimdikinden kat be kat fazla olacak. Uzmanlar, havanın giderek nemleneceğini, bulutların ise daha yavaş hareket etmeye başlayacağını, bunun doğal bir sonucu olarak da karaya düşen yağışın 14 kat artacağını belirtiyorlar. Hareketli bulutların yol açacağı ekstreme düzeydeki yağışların 7 kat artacağını tespit eden uzmanlara göre hareketsiz bulutların bırakacağı ekstreme yağış miktarı ise 11 katına çıkacak. Özetle Avrupa, can ve mal kayıplarına yol açan afetlerle daha sık yüzleşecek.
Türkiye’yi bekleyen büyük kuraklık ve su kıtlığı tehlikesi
Anadolu Ajansı’na konuşan Dr. Abdullah Kahraman’a göre Türkiye’yi de hiç iyi bir gelecek beklemiyor. Yaptıkları hesaplamalara göre Türkiye’yi de içine alan Akdeniz ikliminin 2100 yılında çok ciddi kuraklıklara yol açacağını ifade eden bilim insanı, özellikle de batı ve Akdeniz’e kıyısı olan bölgelerde bugünkünden kat be kat fazla seviyede kuraklık yaşanacak. Kahraman’a göre bu bölgelerde yaz ve sonbahar yağmurları, çok ciddi oranda düşecek. Bu durum, su kıtlığına yol açacak
Dr. Abdullah Kahraman, Avrupa’yı etkileyecek ani ve yüksek miktardaki yağışların Türkiye’yi de etkileyeceğini belirtiyor. Bilim insanına göre Avrupa genelinde etkili olacak ani ve şiddetli yağışlar, Türkiye’de de pek çok bölgeyi etkileyecek. Ancak bu tip yağışların kuraklığı engellemede işe yaramayacağını söyleyen Kahraman, bu iki kavramın zıt şeyler gibi görünüyor olmasına rağmen aslında böyle bir şeyin olmadığını ifade ediyor. Yani bir bölgede sel felaketi yaşansa bile o bölgenin kurak olma ihtimali bulunuyor.