UYUSUN DA BÜYÜSÜN

Yayınlama: 27.06.2013
Düzenleme: 13.07.2013 11:29
A+
A-

BU DA GEÇER,KIRMIZI YUMURTA        UYUSUN DA BÜYÜSÜN

 

Prens Adaları yaza kucak açtı. Adalar için en zor mevsim. Henüz vapurların yaz tarifesi başlamamışken, sabah çok erken Kabataş vapuruna bindim. Oturacak yer bulmak çok zor çünkü çalışan kesim mecburen o vapura biniyor ve koltukların üstünde uzanıp mışıl mışıl uyuyor. Adaların kış tarifesi oldukça sorun yaratır. Şehir Hatlarının çözemediği sorunları bilemem ama kışın adada yaşayanlar üvey evlât muamelesi görüyorlar. Onlara hiçbir sosyal yaşam hakkı tanınmıyor.

 

Sabahın erken saatinde Kınalıadaya gelen vapur haliyle çok daha erken saatlerde Büyükadadan kalkıyor. İnsanlar uykulu oluyor ve bu çile her gün çekiliyor. Onlar da sorunu bu şekilde çözmüşler. Yatıp uyuyorlar. Üstünü örten var, örtmeyen var. Ayakkabısını çıkaran var, çıkarmayan var. Horlayan var, horlamayan var. Anlamadığım tek şey, nasıl bu şekilde rahat ettikleri, uyuyabildikleri. Bu durumda bizler de “Kardeşim, kalk da oturayım” demek için saygı ediyoruz da kendileri üç kişilik yer kapladıkları için nasıl rahatsız olmuyorlar. Görgü kurallarını nasıl da yok sayabiliyorlar.

 

Anlıyorum, yorgunlar, uykusuzlar. Ben onlara uyumayın demiyorum ama vapurda uyumanın da bir şekli var, alırsın başını avucunun içine, dirseğini de dayarsın bir yere ve uyursun, dinlenirsin. Oysa benim gördüğüm manzara çok farklı. O sabah vapurda rastladığım hanım, boylu boyunca koltuğa yayılmış üstünü de yanına aldığı polar battaniye ile de yarım yamalak örtmüştü. Bu nasıl bir kadınlık oluyorsa, kimseyi takmamak gibi bir lux yaratmış kendisine. Vapurun Kabataşa yanaşması ile uyanıverdi bizim hatun, şöyle bir gerildi, mahmurluğunu tüm ayrıntıları ile sergiledi, esnedikçe esnedi, bir de tarak çıkardı çantasından, uzunca saçlarını bir güzel taradı, bir tutam saçı da yere atarak yolculara saçtan hatıra bıraktı. Sonra yürüdü gitti. Şık bir hanım fakat ne kadar görgüsüz.

 

Bazı gençlere de şaşırıyorum. El ele, kol kola öpüşerek koklaşarak ada gezisine çıkıyorlar. Belli ki vapura binerken kaçamak yapmanın heyecanı ile mutlular ama neden birbirlerine yaslanıp horul horul uyurlar? Neden o değerli zamanı böylece öldürürler?

 

Geçenlerde öğleye yakın bir saatte yine vapurdaydım. Üç adalı bey, yan yana oturmuş sohbet ediyorlardı. Şişmanlıktan ancak nefes nefese yürüyebilen bir kadın yaşlıca beylerin karşısına geçti ve oturdu. Çok geçmeden çantasını başının altına yerleştirdi, uzun plili eteğinin altından görünen çoraplı ayaklarını da yeleği ile örttü ve koca vücudunu koltuğa devirip hiç sıkılmadan uykuya daldı. Belli ki o koca vücut daracık yerde rahatsızdı ki bir sağa bir sola devrilip adamların karşısında komik show başladı.

 

Hep hanımlardan bahsettim, sakın bana alınmasınlar. Erkekleri de görmüyor muyuz? Erkekler bu işte daha şanssızlar çünkü onları uyandırıp “Kardeşim oturabilir miyiz?” diyenler çoğunlukta.

 

Saygı karşılıklıdır. Bence, insanları münasip bir lisanla ikaz etmek veya vapurları yatakhaneye çevirmeyi yasaklamak gerekir.

 

Sosi Cındoyan

 

 

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.