YORUM SİZİN

Yayınlama: 11.09.2012
Düzenleme: 03.12.2012 07:56
A+
A-

Tesadüfen, Adamızın plaj tesislerinden birinde yürüyüşüme kısa bir mola vermiştim. Ani bir sesle irkildim. “Düştü, düştü, düü-şü-yor” Başımı çevirip baktığımda, gördüğüm manzaraya inanamadım. Bir kadın, elinde koltuk altından ve ayaklarından tuttuğu çıplak ve ıslak bir bebek.”Düüş-tü” dedi ve yere bir parça kaka düştü.

 

Bir başka gün, sahilden denize giren yabancı uyruklu bir çift, çocuklarının tuvaletini yaptırmak için çantalarından plastik bir lazımlık çıkarmıştı, içine bir nylon koydular ve bebeği üstüne oturttular. Sonra da nylonun ağzını iyice bağlayıp çöpe attılar.

 

*** *** ***

 

Aylardan Haziran, vapura binip Büyük Adaya gidiyorum. Mahşeri bir kalabalık ve inanılmaz bir uğultu. Cezalı gibi bir köşeye yaslanıp etrafı seyrediyorum. Bir an için “Ben neredeyim?” dedirtecek bir manzara. Çöpler alenen yere atılıyor, ağlayan, tepinen bir çocuk ordusu, gizliden satış yapan seyyar satıcılar, tokyolu, kara gözlüklü, kostüm gömleği ile şort giyen erkekler. Çılgın gençlik, kıyafetlerle uyum sağlamayan erotik sahneler, denize, eğlenceye koşan deniz kültürü ada kültürü olan, olmayan, yarınlarımızın gerçek sahipleri, gençlerimiz.

 

Sonbaharda, Kabataş’tan vapura biniyorum. İnsanı rahatsız etmeyecek kadar bir kalabalık, tertemiz bir vapur. Tavşankanı çaylar, temiz giyimli yolcular. Koltuklara bağdaş kuran, uzanıp da yatan kimse yok. Bir Beyefendi tepsi ile ailesine çay getiriyor, bir bardak çay da köşede oturan turist gence ikram ediyor. “Danke schön – Bitte schön” ve dostça bakışlar içimi ferahlatıyor.

 

*** *** ***

 

Kınalı Ada sahilinde yürümeye çalışıyorum. Yere serilmiş bezlerin üstünde yiyeceklerden sanki sergi açılmış. Afiyet olsun, Allah bin bereket versin de o gün patlıcanlar, dolmalar, fasulyeler yenmese de çaylar demleneceğine termosla getirilse olmaz mı? Artık çok az görülmesine rağmen beyaz donla denize giren delikanlı hiç mi pazardan ucuz bir şort alamazdı? Donla gezilir mi?

 

İskeledeyim, çocuklu bir aile yaklaşıp aile plajı soruyor. Biraz sohbet ediyoruz. Sabah kahvelerini bir café’de içmeye karar veriyorlar. Minik kızlarına da çantalarından bir meyve çıkarıyorlar. Daha sonra büfeden meşrubatlarını alıp, folyolara sarılı sandwichlerini deniz kenarında afiyetle yiyecekler. Adamıza hoş gelmişler, bana huzur verdiler.

 

 

*** *** ***

 

Eyvah! Karşıdan bir bisiklet geliyor, yana çekileyim derken, ani bir frenle 15-16 yaşında bir genç yere seriliyor, bisiklet havaya uçuyor ve gencin üstüne düşüyor. Gencin başı kanıyor, bense duvara yapışıyorum. Gencin cebinde eczaneye gidecek para yok, bisiklet de kiralık.

 

Yıl 1969. Kınalı Adamızda tek bir fayton vardı. Zarardan fazla adamıza faydası oldu. Fakat bir gün her nedense atlardan biri bir kadına çarptı ve ikinci bir kazayı önlemek için faytonu geri çektiler.

 

Yazıyı fazla uzatmadan yorumunu sizlere bırakıyorum, sevgili okurlarım.