Cüneyt Uzunlar’ın yazıp oynadığı, yönetmenliğini Seda Güney’in yaptığı, İmparatorluk dönemi geleneksel halk tiyatrosu ile cumhuriyet dönemi modern ulusal tiyatronun; tip ile karakterin bireşimi, ‘bir nev-î meddah’ gösterisini sahneye taşıyan “Merdâne” isimli oyun, Burgazadası’nda seyircisiyle buluştu. Burgazadası’nda sahnelenen tiyatro oyunu çok büyük beğeni topladı. Oyun sonrası sanatçıyla halk birlikte sohbet etti.
Cüneyt Uzunlar İnstagram hesabından yaptığı paylaşımda: “oyun öncesi gerilimin yerini sevinçli, canlı bi gevşeme aldı. bir sonraki oyuna, (hep istediğim gibi gene) bu canlı gevşeklikle çıkmayı hayal ediyorum. anlatıp oynadığım hikâyelerin (hikâye olmaktan gelen kendine özgü) gerilimlerini, bu gevşekliğin içinden çıkarıp kurmak istiyorum. önceki sekiz oyuna göre, bu oyunun oyun öncesi gerilimi özlediğim gevşekliğe daha yakındı. tabiyatıynan oyun sonrası çok daha şenlikliydi. bir oyunun, anlatının doğasını ortaya çıkaran şey (herhalde) kendi seyrine bırakılmış olmasıdır. yer yer sesim martı sesleriyle, klarnetimin sesi bir eğlence yerinden gelen moda şarkıların sesiyle yarıştı; sahneye dönüştürdüğümüz yer oldukça yaşlı bir çam ağacının altıydı. hemen dibimizden gelip geçenlerin konuşmaları, sahne alan kediler oyuna dahil oldular. kısa aralıklarla oyun kesintiye uğradı, ben oyunun dışına çıktım, seyirci oyunun içine girdi. yetmiş dakikanın bakiyesi seyirciyle sohbet ettik. sohbetin içeriğinden ziyade bakışlar, seslenişler, edalar, alıp vermedeki arzu yoğunluğu ilgi çekiciydi. ne acayip bişiy: hikâye kurguluyorsun sonra bir de üstüne o hikâyeyi eylem olarak yeniden kuruyorsun ve bu kat kat kurgusallık etrafında ilişkiler kuruluyor; herkeste iyi kötü bir hatıra kalıyor. gündelik hayatın içinde kim bir hikâye sahnelerse seyircisiyle arasında bir bağ kurulur a, öyle. çok yüceltilecek bir durum değil aksine çok sıradan bir olağandışılık bu. gündeliğin içindeki olağan gündelikdışı hâdiselerden bir tanesi. neyse efendim. seyirciler gittikten sonra tiyatrocu ve tiyatro bilimcileriyle kaldık başbaşa, devam ettik konuşmaya. konuştuk da konuştuk. hava serin, tertemiz; deniz kokuyor, yapraklar haşırdıyor huşurduyor. şartları zorlasak da ağaçlar evimiz, ağaç altları sahnemiz olsa. aparthanlar yıkılsa hür ormanlar kurulsa… sa sa saaaa! ses sesssss!” ifadelerini kullandı.