Marta Koyu’nda “Belediye Eliyle” Ekolojik Dönüşüm Tehdidi: Dayanışma Ayakta!

Marta Koyu’nda “Belediye Eliyle” Ekolojik Dönüşüm Tehdidi: Dayanışma Ayakta!
Yayınlama: 20.12.2025
A+
A-

İSTANBUL / BURGAZADA – Burgazada’nın en hassas ekosistemine sahip noktalarından biri olan ve 1. derece doğal SİT alanı statüsündeki Marta Koyu, bu kez bizzat Adalar Belediyesi’nin ticari projeleriyle karşı karşıya. Yıllardır koyun özelleştirilmesine ve yapılaşmasına karşı hukuk mücadelesi veren Marta Koyu Dayanışması, belediyenin “koruma” sözünden dönerek alanı ticari bir plaj ve işletmeye dönüştürme kararına karşı sert bir açıklama yayınladı.

Dün “Dava Konusu” Olan Planlar, Bugün Belediye Projesi Oldu

Basın açıklamasında dikkat çeken en çarpıcı nokta, Adalar Belediyesi’nin geçmişteki tutumu ile bugünkü planları arasındaki çelişki oldu. 2024 yılında Danıştay kararıyla iptal edilen ihalelerde, belediyenin bizzat “ekosisteme zarar verir, kıyı kanununa aykırıdır” diyerek sunduğu gerekçeler, bugün belediye yönetimi tarafından göz ardı ediliyor.

Marta Koyu Dayanışması’nın dikkat çektiği temel çelişkiler şunlar:

  • Hukuki İtiraz: Belediye, daha önce “ticari faaliyet yapılamaz” dediği 46 dönümlük SİT alanında şimdi kendi şirketi üzerinden işletmecilik yapmayı planlıyor.
  • Kıyı Kanunu İhlali: Kıyılara serbest erişim savunulurken, belediyenin ücretli plaj ve ticari işletme planı kamusal erişimi kısıtlama riski taşıyor.
  • Ekolojik Risk: Deniz çayırları ve hassas flora, planlanan konserler ve yoğun kullanıcı baskısı nedeniyle yok olma tehdidi altında.
  • Kaçak Yapılar: Geçmişte ruhsat verilmeyen kaçak binaların, belediye tarafından restoran olarak işletilmek istenmesi “hukuka aykırılık” olarak nitelendiriliyor.

“Beton Girmeyecek Demek Yetmez, Bilimsel Koruma Planı Şart!”

Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’ın “beton girmeyecek” sözlerinin ekosistemi korumak için yeterli olmadığını belirten gönüllüler; alanın bir “piyasa aktörü” mantığıyla değil, akademisyenler ve yerel paydaşlarla birlikte hazırlanacak bir “Bilimsel Alan Yönetimi” planıyla korunması gerektiğini vurguluyor.

Dayanışmanın Talepleri Net:

  1. İçeriği gizli tutulan ve ticari amaç güden kira sözleşmesi derhal iptal edilsin.
  2. Marta Koyu’ndaki tüm ticari işletme ve “ücretli plaj” planlarından vazgeçilsin.
  3. Marta Dayanışması ve bilim insanlarının katılımıyla acilen bir “Koruma Planı” hazırlansın.

Marta Koyu Dayanışması, açıklamasını şu sözlerle bitirdi:

“2024’te ‘hukuka aykırı’ denilerek durdurulan projeleri, 2025’te belediyenin bizzat uygulamak istemesi kabul edilemez. Kıyılar halkındır, Marta Koyu hepimizindir!”

BASIN VE KAMUOYU AÇIKLAMASI

Birinci dereceden doğal SİT alanı olan Marta Koyu ilk olarak 2018 yılında bir şirkete iki yıllığına kiralandı. İşletmeciyle yapılan görüşmeler sonucunda kiralanan alana kapsamlı bir tesis yapılacağı öğrenildi. Ekolojik olarak çok önemli olan bu alanı korumak, tesise dönüşmesini ve özelleştirilmesini önlemek amacıyla, Adalardan ve İstanbul’dan gönüllülerinin katılımıyla Marta Koyu Dayanışması kuruldu. Marta Dayanışması, bağımsızlar, doğaseverler ve daha sonra kurulan Burgazada Mahalle Meclisi Adaların en hassas kıyılarından birini barındıran Marta Koyu’nu savunmak için yıllardır mücadele ediyor. Marta Koyu’nda nöbetler tutuldu, alan aralıklarla izlendi. Açılan her ihale için çok sayıda itiraz dilekçeleri gönderilerek bazı ihalelerin geri çekilmesi sağlandı. Koyun doğal dokusuna zarar verecek her girişim hukuk yoluyla ve yerel dayanışmanın iradesiyle durduruldu. Bu süreçte (2019- 2024) Adalar Belediyesi de duyarlı bir tutumla Marta Koyu Dayanışması’nın bu mücadelesine destek verdi.

Marta Koyu son olarak 2024’de ihaleyle kiraya verildi. Bunun üzerine Marta Koyu Dayanışması, Burgazada Mahalle Meclisi ve Adalar Belediyesi farklı iki dava açtı. Danıştay kararıyla kira sözleşmesi iptal edildi ve koyun işletmeye açılması engellendi.

Bugünse durum tersine döndü.
Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat göreve başladığından beri yaptığı açıklamalarda Marta Koyu’nun ekolojik değerini vurguluyor ve doğal yapısını olduğu gibi koruma konusunda sözler veriyordu.
Şimdi ise Adalar Belediyesi Başkanı, Marta Koyu’nu Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiraladığını, Marta Koyu’nu belediye adına işleteceğini, alanda ticari bir plaj düzenine geçeceğini söylüyor.
Geçmişte hukuka aykırı olduğu ve ekosisteme zarar vereceği gerekçesiyle belediyenin desteğiyle engellenen ihalelerde Marta Koyu’nda yapılması tasarlanan projeleri şimdi belediyenin kendisi uygulamak istiyor. Bu durum, Danıştay’da kazanılan davada belediyenin ileri sürdüğü koruma gerekçeleriyle tamamen karşıt görünüyor. Başka deyişle, 2024’te Marta Koyu’nun işletilmesine ve doğal yapısının dönüşüme uğratılmasına karşı çıkan Adalar Belediyesi, 2025’te Marta Koyu’nu işletmek ve doğal yapısını dönüşüme uğratmak istiyor.

Adalar Belediyesinin geçmişte Marta Koyu’nun doğal yapısının korunması için yürütülen mücadeleye verdiği destekle oynadığı olumlu role karşılık, bugün Marta Koyu’nda soyunmak istediği işletmeci rolden kaynaklı çelişkileri şöyle özetlemek mümkündür:

  1. Sit Alanı ve Koruma Statüsü
  • Belediyenin açtığı dava dilekçesinde; Marta Koyu olarak bilinen 46 dönümlük parselin büyük kısmının 1. derece doğal sit alanı olduğu, 3. derece doğal sit ve kentsel sit parçaları da içerdiği, ayrıca Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiği vurgulanıyor. Burada her türlü yapılaşmanın ve ticari faaliyetin ekosisteme zarar vereceği için kesinlikle önlenmesi gerektiği belirtilmiş.
  • Bugünkü durumda; Adalar Belediyesi yaptığı açıklamada, Marta Koyu’nun belediyenin kendi şirketi tarafından işletileceğini söylüyor. Bu, dava dilekçesinde söz edilen “doğal karakteri korunacak alan” statüsüyle taban tabana zıttır.
  1. Kıyı Kanunu ve Kamusal Erişim
  • Dava dilekçesinde; kıyılar herkesin eşit ve serbest kullanımına açık olmalıdır; çit, tel örgü, engel konulamaz, deniliyor. Önceki kiracıların çit çekmesi, patikaları kapatması, denizden müşteri taşıması engellenmişti.
  • Bugünkü durumda; belediyenin kıyıya ücretli giriş planlaması, kıyı kanununa aykırı olarak fiilen kamusal erişimi kısıtlama riskini doğuruyor.
  1. Ticari Faaliyet Yasağı
  • Dava dilekçesinde; kiracıların restoran açma, konser verme, iskele kurma, çadır işletme gibi ticari girişimlerinin hepsi Marta Dayanışması’nın başvuruları sonucunda hukuka aykırı görülmüş ve belediyenin desteğiyle engellenmiştir.
  • Bugünkü durumda; belediye, şimdi sahili ticari işletme olarak kullanmayı, konser vermeği, kaçak iki binayı restoran olarak kullanmayı planlamaktadır.
  1. Ekosistem ve Deniz Çayırları
  • Dava dilekçesinde; Marta Koyu’nun deniz çayırları açısından oksijen üretimi, balık yavruları için korunaklı bir alan olduğu vurgulanmış; telafisi mümkün olmayan çevresel tahribat gerekçesiyle ihalenin iptali istenmiştir.
  • Bugünkü durumda; belediyenin planladığı şezlonglu plaj işletmesi, kaçak yapıların yiyecek ruhsatsız/ kaçak yapıların içecek satışı için kullanılması, konser ve etkinlik düzenleme planları, aynı hassas alan üzerinde yoğun kullanıcı baskısı yaratacaktır ve doğal yapı tahrip olacaktır.
  1. İmar Planı ve Hukuka Aykırılık
  • Dava dilekçesinde; “Plan kesinleşmeden hiçbir ticari kullanım olamaz” denilmiş; doğal SİT alanında ruhsatsız yapıların işletmeye açılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
  • Bugünkü durumda; belediyenin kendisi, aynı hukuki aykırılıklara rağmen, kaçak yapılarda işletme açma niyeti taşımaktadır ve ruhsatlı olarak işleteceğini söylemektedir.
  1. Önceki Belediye Yönetiminin Tutumu
  • Geçmişte Marta Dayanışması’nın koyu sürekli izlemesi, yapılan hukuk dışı müdahalelere derhal karşı tutum alması ve Adalar Belediyesi’nin desteğini sağlamasıyla;
    • Marta Koyu’na çit çekilmesi engellendi,
    • Ücretli giriş engellendi,
    • Konserler iptal ettirildi,
    • İskele daha yapılırken söktürüldü,
    • Restoran ruhsatı verilmedi,
    • Çadır işletmesi engellendi.
  • Bugün: Belediye aynı uygulamaları kendi eliyle hayata geçirmeyi düşünmektedir. Yani, daha düne kadar çevreyi savunan taraf olan belediye, bugün bizzat “ticari işletmeci” rolüne bürünmüş görünmektedir.
  1. Kamu Yararı ve Belediyenin Rolü
  • Dava dilekçesinde; belediye kendisini kamusal faydanın savunucusu olarak tanımlıyor, “kamunun kıyılardan eşit yararlanma hakkını” ve doğal yapıyı korumak için dava açıyor.
  • Bugünkü durumda; belediye, aynı kamusal hakkı kendi işletmesi üzerinden kısıtlamaya hazırlanıyor. Bu, kamu yararı adına dava açıp sonrasında kamusal hakkı belediye işletmesine devretmek anlamına gelir.

Sonuç olarak:
Adalar Belediyesi’nin 2024 tarihli Dava dilekçesinde “hukuka aykırı, ekosisteme zarar veren, kamuya kapalı, ticari işletme” diye reddedilen tüm gerekçeler bugün belediyenin kendi işletmesi için bizzat uygulanmak istenmektedir.
Kamuya Marta Koyu için açıklanan planın içeriği sadece ticari planlarını kapsamaktadır.
Belediye Başkanının açıklamasında Korumaya yönelik söylediği ise, sadece Marta koyunun doğal yapısının korunacağı ve betonun koya girmeyeceğidir.

Oysa ekosistemin bu kadar değerli bir parçası olan Marta Koyu’nun doğal yapısıyla olduğu gibi korunabilmesi için ilk yapılacak çalışma, ilgili akademisyenlerle, meslek odalarıyla, uzmanlarla birlikte bir bilimsel “Koruma Planı” nın oluşturulmasıdır.

Marta Koyu’nun canlı, cansız bütün değerleriyle, güzellikleriyle birlikte, zengin ekosisteminin korunması için, ticari uygulamalardan vazgeçilmesini, içeriği açıklanmayan ve kamusal değil, “piyasa aktörü” mantığıyla hazırlandığı imajı doğuran kira sözleşmesinin iptal edilmesini, ivedilikle bilimsel bir “Alan Yönetimi” planının Marta Dayanışması ve diğer yerel aktörlerin katılımıyla hazırlanmasını istiyoruz.

Dayanışma yaşatır
Marta Koyu hepimizin
Kıyılar hepimizin

20 Aralık 2025
Marta Koyu sahili

Marta Koyu Dayanışması

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.