İstanbul’un Prens Adaları çevresindeki sularda son günlerde görülen, farklı görünümüyle dikkat çeken bir denizanası türü, vatandaşlar ve tatilciler arasında hem merak hem de endişe yarattı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, denizde süzülen ve hatta bazı vatandaşlar tarafından incelenmek üzere kovayla tekneye alınan bu canlıların ne olduğu araştırılıyor.
Karnabahara benzeyen yapısı, sarımsı kahverengi gövdesi ve üzerindeki mor renkli, boncuğa benzer çıkıntılarıyla oldukça estetik bir görünüme sahip olan bu denizanası, Marmara Denizi ekosisteminin tanıdık bir üyesi.
Bilimsel adı Cotylorhiza tuberculata olan bu türe, halk arasında “Deniz Mantarı” veya görünümünden dolayı “Sahil Denizanası” denilmektedir. Akdeniz’e özgü olan bu tür, özellikle yaz sonu ve sonbahar başlarında deniz suyu sıcaklığının artmasıyla birlikte Marmara Denizi’nde de sıkça görülmektedir.
Sosyal medyada paylaşılan görüntüler sonrası en çok merak edilen konu ise bu denizanasının zehirli olup olmadığı oldu. Uzmanlar, Cotylorhiza tuberculata’nın yakıcı kapsüllerinin insan cildi üzerinde etkisinin çok zayıf olduğunu ve genellikle tehlike arz etmediğini belirtiyor. Diğer birçok denizanası türünün aksine, teması halinde ciddi bir yanma veya acıya neden olmaz. Hassas cilde sahip kişilerde hafif bir kaşıntı yapabilse de, genel olarak zararsız kabul edilir.
Deniz biyologları, bu canlıların ekosistemin bir parçası olduğunu ve küçük balıklar için bir sığınak görevi görebildiğini vurguluyor. Mor renkli kolları arasında minik balıklar saklanarak avcılardan korunur. Bu nedenle, paniğe kapılmadan, onlara zarar vermeden uzaktan gözlemlemenin en doğrusu olduğu belirtiliyor. Denizden çıkarılmaları, yapıları çok hassas olduğu için canlıya ciddi şekilde zarar vermektedir.
Marmara Denizi’nin zengin biyoçeşitliliğinin bir göstergesi olan “Deniz Mantarları”, endişeden çok doğanın bir harikası olarak görülmeli ve korunmalıdır.