İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar Belediyesinin yetersiz hizmet vermesi ve belediye hakkında şikayetlerin artması sonucu Adalara koordinatör görevlendirdi.
Adalar Belediyesine kayyum başlığını okuyan okurlarımızın akıllarına İçişleri Bakanlığının Adalar Belediyesine kayyum atadığının geldiğini tahmin edebiliyoruz. Çünkü bu zamana kadar kayyum hep İçişleri Bakanlığı tarafından atanmıştı. Ancak bu sefer Adalara kayyum İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından atandı.
Tabi bu işin mecazi tarafı…
Öncelikle işin siyasi boyutuna bakalım. Bu görevlendirme, Adaların CHP’li idarecileri yönünden tam bir fiyasko. Yetersizlikleri yüzünden Adaların idaresini İBB’ye bıraktılar. “Canım ne var, İBB’de CHP’li” diyebilirler. Ama üç sene sonra İBB’yi CHP’nin kazanacağı garanti mi? Yani İBB, CHP’nin elinden gittiği zaman CHP Adaları kazansa bile artık Adaları İBB yönetecektir. Anlaşılan bu arkadaşlar belediyeciliği bırakın, en basit siyasi öngörüden bile mahrumlar. 2004 yılında ANAP’tan seçilip, sonra Ak Parti’ye geçen Coşkun ÖZDEN ve ekibi dahi böyle bir görevlendirmeye sebebiyet vermemişken, bu arkadaşların bu duruma sebebiyet vermesi onlar için içler acısı bir durum olmalı.
Peki ne oldu da Adalara koordinatör atandı?
Koordinatör, bize göre KAYYUM’un kibarca yazımı. İBB, Adalar Belediyesinin yetersiz yönetimi ve yetersiz yöneticilerini devre dışı bırakırken görevlendirmeyi, halka karşı olayı basitleştirmek, üstünü kapatmak için yaptığı kamufle diyebiliriz. İBB resmen Adalar Belediyesini Bypass ederek tüm birimleriyle Adalara çıkarma yapmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda eski fayton bekleme alanının girişindeki Beyaz Ev adlı binayı kiraladı. Bu kiralama işinde birtakım iddialar var ama o konuya girip konuyu sulandırmayalım.
Konumuza dönersek İstanbul Büyükşehir belediyesi (İBB), Adalar Kaymakamlığına bir yazı yazıyor. Yazıyı kaleme alan İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar…
Yazı şöyle…
‘Adalar ilçemizdeki çalışmalarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı birimleri arasındaki eşgüdümün güçlendirilmesi ve daha etkin yürütülmesi, tarihi ve kültürel mirasının korunarak geleceğe taşınması için gerekli hedef ve faaliyetlerin takip edilmesi amacıyla…
Adalar ilçemizdeki kamu kurum ve kuruluşları ile kurumumuz arasındaki koordinasyonun sağlanması ve sivil toplum kuruluşları ile vatandaşlarımızın belediyemizden taleplerinin karşılanmasına ilişkin işlemlerin yürütülmesi için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Adalar İlçesi Koordinatörü olarak …… sicil numaralı Eyüp KARATAŞ görevlendirilmiştir’
Şimdi bu yazının Türkçe mealini açarsak, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar bize göre diyor ki…
Adalara PKK savunucusunu getirip, besleyip, eski fayton bekleme meydanını ucubeye çeviren, halktan ruhsat adı altında haraç alan, başkalarının yaptığı hizmete konup, kendi yapmış gibi gösteren, İstiklal Marşımızı ağzına almayan, bayrağımıza saygı göstermeyen, bu ulusun değerlerini hiçe sayan, Nihilistliğiyle ahlaki olguları yadsıyarak, toplumu tehdit eden Erdem Gül ve Avanesinin kontrolündeki Adalar Belediyesi…
Yaptığı haksız ve kanunsuz uygulamalarla Adalıları canından bezdirdi.
En ufak bir tamirat için gözünü Adalıların cebine dikti.
Ruhsatlarda usulsüzlük yaptı. Kanunları çiğnedi. İmar yolsuzluğuna, kaçak inşaatlara boğulan adayı talan ettirdi.
Kıyıları, Kıyı kanununu hiçe sayarak parayı bastıran işgalcilere, mafya bozuntularına peşkeş çekti.
Belediyenin kadastral paftalarda gözüken, sahillere inen yolların işgal edilmesine, arsaların içine dahil edilmesine, yol üzerine gecekondu yapılmasına, önüne kapı yapılmasına, bekçi konulmasına, demir parmaklıklar ile kapatılmasına ve sahile iniş için engellenmesine, zengin kişilere, CEO’lar, holding sahipleri ve kulüplerin sahile kadar uzanan parsellerindeki köşk, villaları ve sözde sosyal tesislerine bedeli karşılığında göz yumdu!
Sahil parsellerindeki yasal olmayan, yasal kılıfa sokulması da mümkün olmayan yüzme havuzları, rıhtımlar, iskeleler, plaj işletmelerini görmezden geldi.
Kamunun yani halkın faydalanması kanunlar ile güvence altına alınmış olmasına rağmen Adalar Belediyesi’nde tek bir zabıtanın tutanağı akabinde 3194 S.K (imar kanunu), 3621 S.K (Kıyı Kanunu) göre ceza ve yolların halkın kullanımına açılması yapmadı.
Adalar sahillerinin spor kulüpleri adı altındaki sosyete kulüplerinin, dernek adı altında kurulup plaj işletmeciliğiyle rant sağlayanların yağması altında olmasına, yerli halkın denize uzaktan bakmasına, yaz boyunca ücret ödemeden denize girememesine, kanunlar ve anayasa ile güvence altında olduğu söylenip de bunu lafta kalmasına sebep oldu.
Bilhassa Atilla Aytaç döneminde bağış adı altında Adalıların cebinden elini çekmedi. İllegal bağışlar alarak Adaların canına okudu.
Pandemi döneminde sokağa çıkma yasağı olduğu günlerde bile Adalara gemi gemi çimento getirerek kaçak inşaatlara göz yumdu.
Denizleri doldurttu. Adalıların, yürüme mesafesindeki sahillerden denize girilmesinin, denizin, yosun, iyot kokusunun, sabahları balıkçıların oltaları ile tuttukları ufak leğenlerdeki canlı balıkların, sabahları araba gürültüleri ile değil de martı çığlıkları ile uyanmasının, hafta sonları ailece çay bahçelerindeki simit peynir ve çay ile kahvaltı yapmanın hayalini kurmasını elinden aldı. Cennet köşesi Adalarımızı cehenneme çevirdi.
Yazı böyle uzayıp gider…
Sonuç: Koordinatör adı altında Adalar Belediyesine KAYYUM…
Şimdi İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar kardeşimiz kendi kendine ‘yahu bu Kaymakamlığa yazdığım görevlendirme yazısında neler söylemişim’ diye kendine soruyordur herhalde!
Şükrü Abanoz