Bostancı sahilinde, 18 Ocak 2025 tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin (İBB) mobil tuvaletin bulunduğu noktadan denize akan atık su, çevrecilerin ve yerel halkın öfkesini çekti. Bu ve buna benzer olaylar, Marmara Denizi ve Adalar ilçemizde görülen müsilajın sebeplerinden sadece bir tanesidir.
Sahil yolundaki tuvaletten sızan atık suyun doğrudan denize karışması, çevre sağlığına verilen önemin ne denli yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Fotoğrafta da net bir şekilde görüldüğü üzere, lağım suyu önüne konulan taşlarla engellenmeye çalışılmış ancak bu önlem yetersiz kalmış.
Bu olay, zaten küçük teknelerde bile zorunlu tutulan mavi kart uygulamasının bir alay konusu haline geldi. Vatandaşlar, “Sahilde milletten para alıp, atığı denize basıyorsunuz. Bu nasıl bir çevre politikası?” diyerek yetkililerin çifte standartlı tutumunu eleştirdi. Bu durum, belediyenin ve ilgili çevre kurumlarının sorumluluklarını yerine getirmediğinin açık bir göstergesi.
Yetkililerin bu tür çevre kirliliği vakalarına karşı daha proaktif ve etkili önlemler alması gerektiği aşikar. Bu olay, sadece Bostancı sahilinde değil, benzer sorunların yaşandığı diğer bölgelerde de acil eylem planlarının yapılmasını zorunlu kılıyor. Çevre sağlığı ve deniz kirliliği konusunda daha ciddi, kalıcı ve şeffaf çözümler üretilmesi şart. Aksi takdirde, bu tür olaylar sadece çevreye zarar vermekle kalmayıp, halkın güvenini de kaybetmeye devam edecek.