Adalar’daki atlarda görülen ve itlaflarıyla infiale neden olan Ruam salgınında “Belediyenin Hizmet Kusuru” olduğu iddialarını sizler için araştırdık. Bakınız çıkan sonuç ne?
Tarım Bakanlığı 2018 yılı öncesi Adalar’da Ruam salgınına önlem olması için, Adalar’a at giriş ve çıkışlarının yasaklamış. Ne kadar doğru bir karar olduğunu bugün daha net anlıyoruz.Ama yasak sürerken, Adalar Belediyesinin Maltepe kapak atma yerine kamyonlar dolusu atlar indirildiğinin haberini alan hayvan severler, yakından takip ettikleri faytoncuları, protesto etmek için, Belediyenin Maltepe Kapak atma yerine gelmiş ve faytoncular ile arbede başlamış. Bu görüntüler Youtube vb. sitelerde mevcut… Faytoncular, Hayvan sevenlerin üzerine saldırıyor. Hayvan sevenlerin şikayeti üzerine gelen polis bile, öfkeli Faytoncuların, hayvan severleri darp etmesine engel olamıyor. Çekilen görüntüler polisin yetersiz kaldığını gösteriyor. Atlar itiş kakış Belediyenin çıkartma gemisine bindirilip Büyükada’ya gönderiliyor.
Gemideki 209 adet atın resimleri incelendiğinde, atların sağlık durumlarının çok kötü olduğu, atların kaburgalarının sayılmasından, atların ne kadar zayıf ve bakımsız olduğunu, yetersiz beslenmeden ve uzun seyahatlerden atların bitap durumda olduğunu gözüküyor.
Belediyeye ait çıkartma gemisine bindirilen atların, kurbanlık hayvanlar gibi adaya götürülürken ki hali, adadaki evleri olacak ahırların yetersiz olması, at ahırlarının, meydanlarının, fayton duraklarının Belediye tarafından periyodik temizliğinin yapılmaması, dezenfekte edilmemesi, hastalıklara davetiye çıkartıyor görünümünde olması, görünüşleri bile sağlıksız olduğu görülen atların Adaların ağır koşulları altında hastalıklara yenik düşeceklerini ve hayatlarını Adalar’da noktalanacağı belli ediyor.
Bu illegal at sevkiyatını, Adalar Belediyesinin bizzat kendi araçları ile yapıyor olması da ayrı bir handikap. Bari bu nakli yapıyorsun, Adalara giren atların sağlık kontrolünü yapıp, hastalıklı atların ayıklamasını, yapsanız dense acaba dinlerler miydi? Sağlık taraması da yapılmıyor. Atlar darp edilen, sopa yiyen hayvanseverlerin protestoları arasında, adeta adaya doğru son yolculuklarına çıkıyor.
Bu atların kayıtlarının tutulup tutulmadığı, çipli olup olunmadığı bilinmiyor. 105 ruamlı itlaf edilen atın akıbetlerini mi paylaşmışlardır, yoksa daha önce ölüp denize mi atılmışlardır veya Adaların başıboş köpeklerine yemek mi olmuşlardır bilinmez ama bilinen tek şey devletin bir Belediyesi eliyle, Ruam itlafı denen at katliamlara, çanak tutulduğudur.
Tarım Bakanlığı karantina uygularken, Adalara at, eşsek, katır sevkiyatına yasak koyarken, Adalar Belediyesi sanki ayrı bir cumhuriyet, Bakanlığın yasağını tanımıyor.
Adalar’daki karantina uygulaması, dönemin kaymakamı Hikmet Dengeşik, Ak Parti Adalar Belediye Başkan Adayı Özlem Öztekin Vural ve dönemin belediye başkanı Atilla Aytaç eliyle deliniyor, 209 adet at iddiaya göre sağlık taramasız, kontrolsüz, kayıtsız, çipsiz, belgesiz, Adalara sokuluyor, bugünkü Ruam Hastalığının 209 adet atın arasındaki bir ve bir kaç hayvan taşımış, diğer sağlıklı atlara bulaştırmış olma ihtimali yüksek ve buna sebep olan 2018 yılındaki Belediye Başkanı, Başkan Yardımcısı, İşletme Müdürünün sorumlular arasında isimleri, esameleri yok. Hatta onlar hakkında hiçbir bile şikayet yok. Yaptıkları illegal işten, hesap soran da yok. Her ne kadar faytonlardan ve ahırlardan İBB sorumluysa da Karantinayı delen Adalar Belediyesi. Denetim görevi kendilerinde, ama sorumluluk gelince bizde suç yok havaları enteresan. Ama öyle yağma yok. Araştırmalarımız, Ruam Hastalığı ve bugünkü at itlaflarının birinci mesuliyetlisi Adalar Belediyesi olduğu yönünde, bilgiler ile dolu. Talimatlar yukarıda saydığımız isimlerden gelmiş olabilir ama sen çıkarma gemisini vermeseydin bu miktarda atın adaya girmesi imkansızdı.
Gazetemiz o tarihlerde Ruam hastalığının, illegal şekilde Adalara sokulan 209 adet at ile birlikte Adalar’a girebileceğini beyan ettiğimizde, her nedense alakasız bir şekilde, Ak Parti Adalar Belediye Başkan Adayı Özlem Öztekin Vural, bir basın bildiri yapmış ve gazetemizi yalancılıkla suçlamıştı.
Neden bu suçlamaya muhatap olduğumuzu araştırınca, faytoncuların Adalar’da eksilen atlarının (hastalanıp ölen atların yerine) yerine yeni atlarını Adalara sokabilmek için, Ak Parti Adalar Belediye Başkan Adayı Özlem Öztekin Vural’dan uygulanan karantinanın aşılmasında yardımına ricacı oldukları ve Özlem hanımında, 2019 seçimlerinde Belediye Başkanı adaylığı olması ve oy beklentisi ile faytoncuların taleplerini, dönemin Kaymakamı Hikmet Dengeşik’e ilettiği, Kaymakam beyinde karantinaya rağmen, dönemin Belediye Başkanı Atilla Aytaç’ı arayarak çıkartma gemisini, faytonculara tahsis ettirdiği ortaya çıktı.
Eğer 209 atın içinde ruam hastası at var ise (Bize göre hastalık bu atlarda adaya geldi) Ruam salgını devlet eliyle Adalara sokulmuş demektir. Ama böyle olmasına rağmen, araya giren şahısların mevkileri nedeniyle, sorgu, sual, işlem yapılmasını beklemek hayal tabi. Sade vatandaş veya faytoncu olsa ağır cezalık olurdu da, vaziyet böyleyse zor. Temennimiz suçlu kimse makam mevki gözetilmeden cezasını çekmesi. Hukuk devleti olunmasının gereği budur çünkü.
Peki Ruam hastalığı nedir ve Adalar’da hem de kışın nasıl ortaya çıkmıştır, bu konuları mercek altına alınca, bakın çıkan sonuçlar bizleri pek şaşırtmadı ama Belediyeyi tanımayan, bilmeyen, Adalıları şaşırtacağını düşünüyoruz.
Düşünün ki ilçeniz faytonlarla tanınıyor. Fayton deyince akıla Diyarbakır, Şırnak veya Erdem GÜL’ün memleketi olan Giresun akıla gelmiyor. Fayton denince akıllara tabii ki, hayatı boyunca Adalar’a tatile bile geldiğini düşünmediğimiz ama Adalar’a piyangodan çıkar gibi Belediye Başkanı olan Erdem GÜL’ün Belediye Başkanlığı yaptığı, Adalar İlçesi geliyor.
Ruamın, esas itibariyle at, eşek ve katır gibi tek tırnaklı hayvanlarda görülen bir hastalık olduğu, ender olarak tek tırnaklı hayvanların dışında köpek, kedi, keçi ve deve gibi hayvanlarda da ruam hastalığına rastlanabildiği, hastalığın hayvanlar arasında direkt ve endirekt yollarla bulaştığı, direkt bulaşmanın, hasta hayvanların solunum havası ile ortak suların içilmesi, kirli yataklık, kirli fayton durakları, hasta hayvanların dışkılarının sağlıklı hayvanların toynaklarına girmesi ile bulaşabileceği gibi, hastalık bulaşmış tımar ve koşum takımlarının kullanılmasıyla yayılabileceği, insanların ise hastalığı, vücutlarının açık yaralarının hastalıklı havyalar ile temasları, hastalıklı at etinden yapılan sucukların yenmesi, enfekte hayvanlar ile teması sonucunda aldıkları, laboratuvar çalışmaları esnasında aerosol yolla ve dikkatsizlik sonucu ortaya çıkan enfeksiyonlar görüldüğü, köpekler ve diğer canlı varlıkların, hasta hayvanlarla direkt temas etmeleri veya ölen defin edilmemiş enfekte at etlerini yemeleri sonucu enfeksiyona yakalandıkları bilinmektedir. Korunma ve hastalığın kontrolü için henüz etkili bir aşının olmaması bu hastalığı çok tehlikeli yapmakta, yetkilileri de Ruam’a neden olacak nedenleri ve tedbirleri ciddiyetle takip etmelerini gerektirmekte.
Sorumluluklar açısından bakıldığında baş rolde, Kaymakamlık olduğu söyleniyor. Kaymakamlık (Eski Kaymakam Hikmet Dengeşik zamanı) uygulamada olan karantinayı delmeseydi, delinmesi için ricacı olan parti temsilcilerine, bana halkın sağlığını etkileyebilecek, salgın hastalıklara sebebiyet verecek böyle bir teklifle gelmeyin diyebilseydi, bugün bu itlaflar olmazdı. Kaldırılması için kimlerin ne baskılar yaptığı hiç konuşulmuyor ama bugünkü Kaymakamlık birinci derece suçlanıyor. Yardımcı oyuncularda ise, Adalar’da faytonların kontrolünden ve yatak yerleri olan ahırların yapılmasından sorumlu olan İBB gözüküyor. Onlara sorarsan da, göreve geldiğimiz dün bir, bugün iki, geçmişten gelen sorumsuzlukların, 9 ay içinde sorumlusu olamayız havalarındalar.
Nerdeyse daha ahırların yerini haritada bile bilmiyoruz, diyecekler.
Figüran oyuncu pozisyonunda ise, Adalar Belediyesi. Adalar Belediyesine göre de veya Erdem GÜL’e göre diyelim, eskiden de Ruam vardı, yeni bir şey değil, üstelik ülkenin bir sürü sorunu varken Ruama takılıp kalınması da ne demekmiş beyanlarını medyada söylediği gibi, faytonların sorumluluk sahamızda da değil açıkça demiyor, diyemiyor ama Belediye Başkanı olduğu ilçesine, TOMA ve 50’ye yakın çevik kuvvet polis gelmeseydi Büyükada savaş alanına dönecekken sanki salgında hiç dahli yokmuşçasına ortada gözükmüyor ve bu durumun tezatlık olduğunun bile düşünmüyor, umursamıyor.
Devlet yönetimi tecrübe ister. Kamu Kurumları kriz yönetimlerinde, ilçenin İta amiri Kaymakam olmak üzere, protokol sıralamasında bulunan ve kriz çözümü ile dirsek temasında olan görevlilerin, kriz masasında yada kriz mahallinde görülmeleri, halk içinde çok önemlidir. Halk böyle bir krizin vitrininde, sorumlu bir yetkili, devleti temsil eden kişi ister. Açıkçası Devletinin, ortadaki krize sahip çıkmasını arzular. Devletimiz nerde der. Devletin kriz yerindeki varlığı, marjinal kişilerin toplulukları provoke etmesinin önüne geçer.
Bu savı dikkate alırsak olay günü Adalar Kaymakamı Dr. Mustafa Ayhan ve Adalar İlçe Emniyet Müdürü Murat Bingöl’ün olay mahallinde, 10 saat süren olaylar boyunca, olay mahallinden ayrılmadıklarını şahit olduk. Ancak başka bir yönetici de, göremedik.
Adalar Kaymakamı Dr. Mustafa Ayhan’a biraz değinirsek sinirlerin gergin olduğu, her an bir olayın çıkma ihtimalinin bulunduğu, başında onlarca televizyon kamerası ve spikerlerin çapraz sorularına ve faytoncuların taşkınlıklarına karşı, süreci çok iyi yönetti. O gün Büyükada’da Kaymakam Mustafa AYHAN sayesinde, Devlet’in varlığı hissedildi.
Sırası gelmişken İlçe Tarım ve Orman Müdürü Dr. Feramis Çifçi’ye de bir parantez açmak lazım. Gecesini gündüzüne katan, ailesinden uzak kalarak hastalığın diğer atlara bulaşmasını önlemek için her türlü fedakarlığı yapan Feramis beyi de unutmamak lazım.
Tabi gerekli önlemleri kusursuz bir şekilde alan, kalabalık faytoncuların her an yapabilecekleri taşkınlıkları dakika dakika izleyen Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin de hakkını verelim.
Siyasi olarak da gözümüze çarpan Adalar CHP İlçe Başkanı Ercan Akpolat ve faytoncularla birebir konuşan CHP üyesi Erkan Genco Doğan’da, olayların büyümesini eski adalı ve sözü geçen kişiler olarak olayları yatışmasında faytoncuların evlerine dönmesinde etkileri olduğu muhakkak.
Toplulukların galeyana gelmesi an meselesidir. Bu tür toplulukları polise karşı ateşleyecek provokatörlerin olabileceği unutulmamalıdır. Faytoncuların çoğu doğu kökenli vatandaşlarımızdan oluşmakta ve çoğunluğu HDP’yi desteklediği bilinmektedir. PKK militanlarının veya FETÖ’cü kişilerin kalabalık arasından bir silah sıkması ile ortalığın kan gölüne döndürebilirdi.
Yerel seçimlerde de CHP ile HDP’nin ittifak içinde olduğu düşünülürse Fayton Krizinin baş rol oyunculuğunun Kaymakamlıktan, yerel seçim ittifak ortağı olan CHP’li Erdem GÜL’e geçtiğini anlamak zor değildir. Adalar’da faytoncuların 2000’ne yakın oyunun olduğu ve bu oylarında CHP’ye gittiği bilinmektedir.
Aslında, faytoncuların oy potansiyeli, Ruam hasatlığını hortlatmıştır. Adalar’a atların gelmesi belediyenin çıkartma gemisi vasıtasıyla olmaktadır. Kaymakamlığın izni olmadan şu an Adalar’a tek bir akülü araç bile gelememekteyken, Adalar’da 2018 yılında karantina delinerek 209 adet at nasıl getirilmiştir? (2018 yılında getirilen atlardan bugüne kadar ölen atların yerine devamlı surette yeni atların getirilmeye devam edildiği iddia ediliyor) Bu atlar Adalar’a yüzerek gelmiyorsa, dışarıdan at getirmeme yasağı, bizzat Adalar Belediyesi tarafından kendilerini destekleyen faytonculara kıyak olsun diye delindiği sabittir.
Çünkü atların, sandalla, motorla, Adalar’a getirmek olası değildir. Ancak resimlerde görüldüğü gibi Adalar Belediyesinin büyük çıkartma gemisine bindirilen atlar, Adalar’a getirilebilmektedir.
Bakanlığın koyduğu Karantinayı delen Adalar Belediyesi olmuştur. Sonrada suç kendilerinde değilmiş gibi, beyanlarında at sorunun yeni olmadığı ve eskiden beri süregelen sorun olduğunu söyleyebilmektedirler.
Sorunu devam ettiren, sürdüren, yasakları delen, kendileri değillermiş gibi. Atları Adalara sokmadan, Adalar Belediyesi’ndeki görevli veteriner tarafından kontrol edilmediği, iddia edilmektedir. Bu hizmeti bile vermeyen Belediyenin, oyları uğruna faytonculara yaptığı tek ayrıcalık, hastalıklı, hastalıksız atlarını ayırt etmeden Adalara taşımak, sonrada kaderlerine terk etmek olmuş. Sorarsan, Atilla Aytaç’a göre, ‘büyük kıyak yaptım da’, diyebilir.
Kaymakamlık, atlarına uygun ortamı sağlamayıp ahırların temizliğini yapmayan ve atların hastalığına sebebiyet veren at sahipleri hakkında, suç duyurusunda bulunmuştur.
Gazetemiz faytoncular ile birebir görüşmeler yapınca, Kaymakamlığın suç duyurusunun, eksik yapıldığı sonucuna vardık.
Neden mi?
Faytoncular, fayton duraklarının neredeyse yıllardır yıkanmadığını, atların dışkı ve idrarlarının ister istemez duraklarda kaldığını, fayton duraklarındaki kesif idrar kokularından durumun rahatlıkla anlaşılabileceği, tüm atların bu dışkı ve idrarların üzerinden geçmek zorunda olduklarını, hastalıklı bir hayvanın idrar ve dışkısının üzerinden basarak geçen diğer atlara da hastalığın bulaştırabileceğinin bilinmesine rağmen, Belediyenin asli görevini yapmayarak at meydanlarını yıkamadığı gerçeğinin, göz ardı edilerek, salgına asıl sebep olanların şikayet edilmeyip, Ruamlı at sahipleri olarak kendilerinin hakkında savcılık şikayeti yapılmış olmasını anlayamadıklarını, Kaymakamlığın Adalar Belediyesini atlayıp bizi günah keçisi yapmış olmasını manalandıramadıklarını söylemişlerdir.
Bir suçlu varsa, yıllardır fayton duraklarını yıkamayan dezenfekte etmeyen, her an başlayabilecek salgın hastalıklara davetiye çıkartan, Adalar Belediyesinin olduğunu, çünkü faytoncuların atlarının ayrı ayrı ahırlarda olması sebebiyle bir ahırdaki kötü koşullar yüzünden olan Ruam hastası olan atın, diğer ayrı ayrı olan ahırlara hastalığı bulaştırılmasının mümkün olamayacağını, salgın hale gelen hastalığın ancak hayvanların beraber olabilecekleri tek yer olan fayton duraklarındaki temaslardan olabileceği, bu temasında fiziki olarak yalnızca Adalar Belediyesi tarafından yapılmayan temizlik nedeniyle, zemindeki hastalıklı dışkı ve idrarların, sağlam hayvanların toynakları arasına girecek mikrop temasından geçebileceği, başka türlü hayvanların birbiri ile temasının söz konusu bile olmadığını, bu salgının asıl suçlusunun kendilerinin değil, fayton duraklarını, geniş meydanları ve yolları temizlemeyen, yıkamayan, dezenfekte etmeyen, hem atların hem de halkın sağlığını umursamayan, görevlerini yapmayan Adalar Belediyesi yetkilileri olduğunu söylemişlerdir.
İddialar mantıklı ve akla yatkın gelince konuyu her yönüyle araştırmaya devam ettik.
Atların ahırlarında incelediğimiz kadarıyla, her ahırın ayrı bölümlerde olması nedeniyle, bir atın diğer at ile temasının mümkün olamayacağı, ancak aynı ahırda olan aynı faytona koşulacak atların birlikteliklerinden etki altında kalabileceği ve bulaşmanın kaynağının ahırlardan ziyade, atların ve faytonların toplu bekleşme yeri olan, fayton duraklarının olduğu, sonucu ortaya çıktı.
İBB’nin de temizliğe ve dezenfektasyona, ilk önce Fayton bekleşme yerleri olan Fayton Duraklarından başlaması, aslında sorunun kaynağının ne olduğunun, İBB tarafından iyi bilindiğinin göstergesi olmuştur.
İBB, Faytoncuların iddialarını destekler uygulamayı öncelikle yapmış olması, Faytoncuların iddialarını doğrulamıştır.
Kaymakamlık atların bakımını ve ahırların temizliğini gereği gibi yapmadıklarından dolayı Savcılığa suç duyurusu yaptığı Ruamlı at sahiplerinden önce, Adalar Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü, Fen İşleri Müdürü- Temizlik Hizmetleri ve bu birimlere bağlı Başkan Yardımcısı Hacer ÖZDEMİR ile bu birimleri denetlemeyen, Adalar yollarının at pislikleri ile dolu olduğunu görmesine rağmen önlem almayan, aldırmayan, belediyenin asli görevi olan Temizlik Hizmetlerini gereğince yaptırtmayan, Belediye Başkanı Erdem GÜL hakkında suç duyurusu yapmalıydı, diye düşünüyoruz.
Mademki faytoncular ahırların pisliğinden, temizlenmesinden dolayı suçlanmaktadırlar, öyle ise fayton bekleme duraklarını temizlemeyen, dezenfekte etmeyen, belediye yetkilileri baş suçlu olmuyorlar mı?
Bilindiği kadarı ile temizlik ihalesini alan firmalar, Adalar’daki at meydanlarını, fayton duraklarını, ada yollarını yaz, kış tankerlere katılan kimyevi maddeler ile yıkamakta, dezenfekte etmekteydiler.
Ne zamanki taşeron yasası çıkıp, hizmet işleri Belediye şirketi vasıtasıyla yapılmaya başlanınca, temizlik işinin olmazsa olmaz dezenfektasyon işlemleri yapılmamaya başlandı. Ruam Salgının baş sebebi belki de budur.
Belediye hizmet İşlerini becerememiştir. Aynı Ayonikola Belediye plajının işletilmesini beceremedikleri gibi. Bildiğiniz gibi, Ayonikola Belediye plajı, Belediye tarafından işletilirken bir ihmalin neticesinde, 15 gün ara ile 2 genç çocuğun boğulmasına benzer kaza olmuş ve Belediye yetkilileri halen yargılanmaktadır. Benzer şekilde yine ciddi bir ihmal yapılmış Temizlik yapılmaması nedeniyle olduğu iddia edilen Ruam Salgını neticesinde 105 at itlaf edilmiştir.
Belediye plajında, ilk çocuğun boğulması ile, Belediye denetimler sonuçlanana kadar plajı kapatıp, önlem aldıktan sonra plajı işletmeye açsaydı, ikinci boğulma vakası olmayacaktı.
Ruam salgınında da, hem karantina Belediye eliyle delinmemiş ve Temizlik Hizmetleri layıkı ile yapılmış olsaydı bu salgında olmayacaktı.
Hadi atları adaya soktunuz bari sağlık taraması yapılsaydı, Ada içindeki atların park yerlerinde dezenfektasyon ve temizlik yapılmış olsaydı kısaca Belediye temizlik hizmetini hakkıyla, kusursuz yapsaydı şu an Adalar Tarihinin en büyük at itlafı gerçekleşmeyecekti. Atlarında her canlı varlıklar ve insanlar gibi, yaşamaya hakları vardı.
Belediye asli görevi olan temizlik hizmetlerinin gereği gibi yapmamış, salgına davetiye çıkartmış, karantina yasağı by pass edilmiş, eski Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç tarafından çıkartma gemisi ile çipsiz atların adaya sokulmuş, ruam hastalığını salgın düzeyine getirilmiş ama suçlanan faytoncular olmuştur.
Elbette ki belli düzeyde onlarında bir ihmali söz konusu olabilirse de, ekmek parası için uğraşan eğitimi belli kişileri, Belediyenin yönlendirmesi, ve yanlışlarını düzeltip doğruları açıklaması, zaman zaman toplantılar ile eğitim vermesi, görevleriyken yapmamış oldukları bellidir.
Dolayısıyla, Ruam salgınından, Başkan Erdem Gül, Temizlikten sorumlu başkan yardımcısı Hacer Özdemir ile Temizlikten sorumlu Fen İşleri Müdürü ile Çevre Koruma Müdürünün, Ruam salgınında birinci derece sorumlu oldukları ortadadır.
Kaymakamlık Adalar Belediyesi çıkartma gemisinin Jurnal defterini istemeli ve yasak tarihleri arasında çıkartma gemisi vasıtasıyla at getirilip getirilmediğini kontrol etmeli, adaya getirilen atların sağlık taramasının yapılıp yapılmadığı ve atların çipli olup olmadığının kayıtlarını istemelidir.
Bakanlık karantina emirlerinin ihlalini yapanlar hakkında, 2018 yılından bugüne kadar belediyede sorumlu mevkilerde, temizlik hizmet görevlerini yapan yetkililerin, en alt kademesinden, en üst onay makamına görev yapanlar hakkında işlem yapılmasını sağlamalıdır.
Bugün Ruam, verem, kolera, tifüs gibi hastalıklar ancak 3. Dünya ülkelerinde görülmektedir. Dünyadaki modern ülkeler bu tip hastalıkların kökünü kazımışken, Adalar İlçesindeki Belediye yetkililerinin görev ihmalleri nedeniyle hortlatılan Ruam hastalığı, Türkiye’nin itibarını da zedelemiştir.
Belediye temizlik hizmetlerinden sorumlu olanlar tespit edilip görevi ihmal nedeniyle soruşturma açılmalı, Adalara yük taşıyan büyük motorlar ile Belediyeye ait çıkartma gemisine atların alınma talimatını verenlerin ise Kaymakamlık yasağına karşı gelmekten görevi kötüye kullanma, verilen emirleri yerine getirmeme, salgın hastalıklara sebebiyet verme nedenlerinden, görevlerini yerine getirmeyen Fen İşleri Müdürleri, eski/yeni Çevre Ve Şehircilik Müdürlüğü, bu müdürlüklerin bağlı olduğu eski/yeni Başkan Yardımcıları Hacer ÖZDEMİR vb ve Belediyedeki tüm iş ve İşlemlerin kontrolünden sorumlu olan eski Başkan A.Aytaç ve yenisi E.GÜL’ün faytonculardan önce savcılığa şikayet edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Faytoncular odası başkanının, derhal Belediye yetkilileri hakkında, “AĞIR HİZMET KUSURLARINDAN” dolayı, suç duyurusunda bulunması, hem ruamlı diye atları itlaf edilen at sahipleri olan üyelerinin haklarının korunmasında, suçsuzken suçlu gösterilmesinden doğan haksızlığın önlenmesinde, hem de hayvan severlerin gerçek suçluların kimler olduğunun farkına varmaları açısından çok önemlidir.
Adalar Belediyesinin “AĞIR HİZMET KUSURLARINDAN” bir diğeri de, Adalar’da yapıldığı iddia edilen kaçak at ahırlarıdır.
Madem kaçak at ahırı vardır, Büyükada’nın mıntıka mühendisi, zabıtaları kaçak ahırlar için niye işlem yapmamıştır.
Kaçak at ahırı faytoncular neden yapar?
Demek ki ahırlar, atlara kafi gelmiyordur ki, ek at ahırı yapmışlardır.
İlçe Belediyesini görevi bu noktada ne olmalıydı?
İBB ile irtibat kurup, gerekli projelerin üretilmesi ve ek ahır binalarının yapılmasının ve atların itiş kakış dar ahırlarda yatacak yeri olmayan kısımlarda ayakta sabaha kadar ayakta kalmalarının önüne geçmeleri ve dinlenmelerinin sağlanması için proje üretilmesiydi.
Ahırların yetersizliği Adalar ve İBB tarafından bilinmekteydi. Yıllarca göz ardı edilip sonrada tüm faturayı, faytonculara çıkartılmış olunması, büyük haksızlıktır.
Ahır yapımı çok masraf isteyen bir bina şekli değildir. Maliyetleri çok yüksek olmayan bu baraka şeklindeki yapılar, İBB yapmamış olsa dahi, İlçe Belediyesi için salgın hastalıkların önüne geçmek ama daha da önemlisi hayvanların dinlenmelerinin, gecelemelerinin sağlanması bakımından bir görevden ziyade, belediyedeki yetkili kişilerin içindeki insani duygular açısından, mutlaka şimdiye kadar ele alınıp yapılması sağlanmalıydı.
İçinde hayvan sevgisi olmayan kişiler insanları da sevmez. Atların durumunu bilip te, ellerindeki imkanı atlar için kullanmayan Belediye görevlilerinin, belediyede görev yapması vatandaşların hayrına değildir. Bütçe, ödenek yetersizliği bahse konu ahırların yapımı için geçerli bahane olamaz. Adalar Belediyesi bu işi bir kampanyaya çevirmiş olsaydı bile Türkiye’deki hayvan severlerden gelen bağışlar ile bile şimdiye kadar çoktan, mevcut ahırların iki katından fazla ahır yapılmasını sağlayabilirdi. İlçe Belediyesi, ilçesinin kangren olmuş sorununa hiç ilgi göstermemiş, projeler üretmemiş, faytonculara göz yummakla onların oylarına ipotek koymuş, oylarını alıp ilçede iktidar olmuş, ama insani değerler içinde bile sorunlarını asgari düzeyde dahi halletmemiştir. İBB’nin sorumluluk alanında dahi olsa, Gazetemize göre CHP’li İlçe Belediyesinin suçu çok büyüktür ve Kaymakamlık tarafından Ruamlı Atların sahiplerine yapılan savcılık şikayeti, bize göre eksiktir..
Asıl suçlular, adalı faytoncuların oylarını vaatler karşılığı alıp, sorunlarına proje üretmemiş, sit alanı olan Adaların ormanlarında kaçak virane ahırlara göz yumup, ilave ahırların yapılması için resmi girişimde bulunmamış, faytoncuları bırakın insani olarak, atların sağlıklı ortamlarda istihdam edilmemesine aldırış etmemiş, Adalar ve İBB’nin yetkilileridir.
Tüm Adalılar ve mağdur Faytoncular, Kaymakam beyden beklentileri şudur.
Adalardaki Ruam salgınında atları telef olmuş ve bakmakla mükellef oldukları ailelerinin sayısı çocukları ile beraber dört bini bulan faytoncular karantina tedbirleri nedeniyle 3 ay faytonların çalışmamasından dolayı evlerine ekmek götüremeyecekken birde haklarında savcılık şikayeti yapılmıştır.
Gazetemizden talepleri, Kaymakamlığın, gerçek suçluların ortaya çıkartılması için geniş bir soruşturma açtırmasını, gelecek mülkiye müfettişinin Belediye ile temas ettirilmeden, Anadolu Kulüplerinde ağırlanarak adanın lüks lokantalarında yemekler yedirilerek yılbaşı sepetleri ve çikolata kutuları ile evlerine gönderilerek, hazırlayacakları raporu gerçeğin tam tersine çevirmelerinin önüne geçmesinin için ne gerekiyorsa yapılmasını, Adalar’daki Ruam salgınına ve karantinaya rağmen, müfettiş raporlarında Adalar’da her şeyin güllük gülistanlık gösterildiği saçma sapan bir raporla, belediyedeki tüm sorumluların aklanmasına müsaade etmemesini, ve gerçek suçlular olan, görevlerini yerine getirmeyen, kaçak ahırlara göz yumup çare üretmeyen, mıntıka mühendislerini, belediyenin asli görevi olan temizlik hizmetlerini layıkıyla yapmayan, yaptırmayan sorumlu Fen İşleri müdürleri, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlerini, bu birim Amirliklerini sevk ve idare eden Belediye Başkan Yardımcılarını ve sorumlu eski/yeni Belediye Başkanlarının sorumsuzluklarının tespit edilerek cezalandırılmalarını istemektedirler.
Böylece Devletin, atların itlafından olan zararlarını karşılayabileceğini, Belediyeye açacakları tazminat davası ile de 3 aylık fayton çalıştırılmama zararlarının telafi edilebileceğini beyan ediyorlar. Tabi bunun içinde müfettiş raporunun tarafsız yapılmış gerçekleri ortaya döken bir rapor olması gerektiği ifade ediliyor.
Doğru sorular ve cevaplar ile bu mümkün. Mesela,
Adalar sit alanıdır. At sahiplerinin, atları için yetersiz gelen ahırlarına ek barınma yeri yapabilme şansları var mıdır? Yoktur. Çare üretmeyen bir Belediye ortadayken kendi atlarının barınacak yerlerini derme çatma usulde yapmış olmalarının asıl suçlusunun faytoncular olmadığı ortadadır.
At sahiplerinin Adalar’da arozöz ile kendi fayton duraklarını ilaçlı sular ile yıkama temizleme dezenfekte etme şansları var mıdır? Yoktur. Öyleyse olay aydınlanmıştır. Belediye asli görevini yapmamış ve salgın hastalığın yaratıcısı olmuştur.
Adalara Kaymakamlık izni olmadan akülü araç giremezken bu hizmetleri kendi adlarına aralarında para toplayarak yapma şansları olamayan at sahipleri ve faytoncuların suçlanması, gerçek suçluların ise katliam şeklindeki 105 atın itlafında isimlerinin hiçbir şekilde geçmiyor olması, Adalar Kamuoyunun vicdanlarını yaralamıştır.
Yapılan Savcılık şikayeti, öznesindeki kişiler için, doğru olmamıştır. Suçlular için yapılması şarttır. Mevcut salgının tekerrür etmemesi için suçluların Devlet memuru olup, olmadığına bakılmadan cezalandırılması gereklidir. Salgının oluşmasının bir nedeni de, atlar ahırlarda yersizlikten dolayı sabaha kadar ayakta kalıp dinlenemeden sabahleyin tekrar tekrar faytonlara koşulmak zorunda kalınca, vücutları hastalıklara korunmasız kalmakta, doğal savunma mekanizmaları etkisiz kalmakta, ve neticesinde hijyenik olmayan at meydanları ve fayton duraklarında da hastalıklı bir attan, her türlü hastalığın bulaşması mümkün olmaktadır.
Adalar’daki Ruam hastalığının nedeni her halükarda faytonculara yetersiz alt yapı desteği veren, öncelikle Adalar Belediyesi ve sorumluluk sahalarını denetleyip çare üretmemiş olan İBB’dir. Büyükada Mavi Marmara İskelesinin karşısına denk gelen mevkide İBB nin zabıta birimi mevcuttur. İBB’nin Adalardaki en önemli görevi, Faytonlar ve ana arterlerin devamlı surette kontrolüyken, İBB bu görevini yerine getirmiş olsaydı bu hadise, olmayabilirdi.
Adalar Belediyesi ne yapmıştır ?
Bunların hiç birini yapmamış çevik kuvvetin geldiği ve büyük tartışmaların çıktığı gün Belediye Başkanı ortalarda bile görünmemiş, sahip çıkması bir yana sanki olay başka bir ilçedeymiş gibi davranmışlardır.
Faytoncular haklı olarak, Ruam salgınının kendilerinden değil, Adalar Belediyesinin Temizlik Hizmet Noksanlığından, yani ADALAR BELEDİYESİNİN HİZMET KUSURUNDAN olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Faytoncuların açacakları toplu tazminat davası ile, ölen atlarını geri getiremeseler de tazminat alarak, zararlarını telafi edebileceklerdir. Haklarını sonuna kadar arayacaklarını, savcılık şikayetleri ve açacakları tazminat davaları ile işin peşini bırakmayacaklarını beyan etmektedirler.
Devletimize düşen görev ise, sapla saman karıştırılmadan, suçluların devlet memuru veya faytoncu olup olmaması, ayrı kefeye konmadan, gerçek suçluların cezalandırılması ve en yakın zamanda faytoncuların sorununa çare bulmalarıdır.Devletimiz mağdur vatandaşlarının da, salgın nedeniyle atlarını kaybedip 3 ay boyunca evlerine ekmek götüremeyecek faytoncularının da, dertlerine derman olacak güçtedir.
Gazetemize gelen bilgiler ise, İBB ile faytoncuların arasında halen anlaşma sağlanamadığı şeklinde ise de, anlaşmazlığın uzaması halinde, Devletin olaya el koyabileceği yönünde, takip ettiğidir.
Şükrü Abanoz
İLGİLİ HABERLER