Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, Hürriyet gazetesi yazarı Ömer Erbil’in kaleme aldığı “Adaların idam fermanı: Nüfus beş katına çıkacak” başlıklı makalesine cevap vermek için CNN TÜRK haber kanalının canlı yayınına telefonla katıldı.
Kendisine ayrılan 19 dakikalık yayının 3-4 dakikasını gazetecilere kendisine bu imkanı verdikleri için teşekkür ederek geçiren Aytaç, kalan zamanında da kopyala yapıştır kelimelerle bize göre çoğu doğru olmayan açıklamalar yaptı. Konuşmasını ‘keşke bize sorsaydınız’ diye kibarca yazarı ve kanalı da azarlayarak sona erdirdi. Aytaç’ın içi boş açıklamalarla ilgili cevabi yazımızı ve 1/1000’lik Koruma Amaçlı Nazım İmar Planlarının adalarımıza ne getireceğini, ne götüreceğini, bu zamana kadar 1/5000’lik planlar dahilinde kimler ne rantlar elde etti, hangi alanlar yeşil alandan çıkarıldı vs… Gönüllü bilirkişilerimiz yardımıyla adalılarla paylaşacağız.
Ancak daha önce Aytaç’ın konuşmasının son bölümündeki söylediği ‘Yassıada’yı ne hale getirdiği ortada’ ifadesine bir açıklık getirmemiz gerekiyor. Aytaç konuşmasının sonlarına doğru, “Yassıada ve Sivriada planlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve onaylanan Yassıada’da gerçekleştirilmiş olan planların Yassıada’yı ne hale getirdiği ortada, değil mi efendim?” ifadelerini kullandı.
Atilla Aytaç sen ne iş yaparsın? Adalar Belediye Başkanı Kimdir?
KASIM 2013: Yassıada’nın ismi “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak değiştirilmişti. İsim değişikliğine Adalar Belediyesi tarafından itiraz edilmişti. TEMMUZ 2014: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, “Yassıada ve Sivriada’da yapılacak olan planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemeler 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi değildir” Adalar Belediyesi bu kararlara itiraz etmişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yassıada’ya ilişkin imar planının askıya çıkarılan son değişikliklerine 16 Mayıs’a kadar itiraz edilebilecekti.
Adalar Belediyesi, bu süreçte Bağdat caddesinde araba trafiği gibi gidip gelen çıkarma gemilerine müdahale etme cesareti gösterememiş, MESA firması tarafından alenen 200.000 m3 kaçak deniz dolgusu yapışına ses çıkaramamıştı. (Doğrusuda, İlçesi kapsamında olan Yassıada’nın kıyı kanununa tabi olmaması, 50 mt’lik sahil şeridinde yapı yapılamayacağı hükmünü aşmak için bu karar alındı ise de, inşaattan çıkan toprakların denize dökülmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü denize toprak boca etmek deniz dibi canlılarının ve ekolojik dengenin yok olması demektir)
Mesa firması, Yassıada’daki hafriyatı “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine” uygun olarak nakletmediğini belirtmiştik. Çünkü yönetmeliğe uymak çok masraflı ve zaman aldığından dolayı inşaatlarından çıkan moloz ve hafriyat toprakları ile sahil dolgusu yapmış firmaya döküm belgelerini sorduğumuzda bir cevap verememişti. Kazı sırasında çıkan hafriyattın yapmadığı deniz ve kara nakliye ücret tutarlarını hak edişlerine koyup alırken ayrıca da 200.000 m3 anroşman taşı getirip rıhtım inşaat işini yapacakken bu taşları getirmeden, nakliyelerini yapmadan anroşman taşı dolgusu yaptık deyip hem taş bedellerini hem de nakliye bedellerini hak edişlerine koyup aldığını bizlere düşündürmektedir. Demiştik…
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, planları askıya çıkarak MESA şirketinin yaptığı yasa dışı uygulamalarını plan değişikliği adı altında aklama yoluna gittiğini, YKK tarafından çizilen projenin kontrol müşavir firması olarak yine kendisine ait başka bir firma olan ARMA tarafından denetlenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştik.
İnşaat yapımı sırasında imara açılmamış bölgede Emin Liman müsaadesi olmadan malzemeler taşındığını, yıllar evvel askeriye tarafından terk edilmiş çürük bir limana izin vermeyen Limanlar Müdürlüğü’nün uyarılarına rağmen inşaat yapımı için gerekli malzemeler insan hayatı hiçe sayılarak, umursanmayarak yapılan personel servislerini açıklamıştık.
2013 yılı Nisan ayında Torba Yasayla 3996 sayılı kanun kapsamında Yassıada ve Sivriada’nın turizme açılması, adının Demokrasi ve Özgürlük Adası olarak değiştirilen Yassıada’ya Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafında 5 yıldızlı otel olarak dönemin Samsun Ak Parti Milletvekili Çiğdem Karaaslan’a ait YKK firması tarafından projelendirilen turizm amacı güdülerek planlanan proje TOB’liğine 21 yıllığına kiralanmak üzere verilmişti. TOBB, kendisine bağlı Gümrük ve Turizm İşletmeleri AŞ’ye işi devretti. GTİ, üç aşamalı olarak ihaleye çıkmış, ilk etapda işi 1. olmamasına rağmen MESA Mesken Sanayi şirketine vermişti. Adalar Belediyesi ile MESA Şirketi arasındaki köprüyü eski CHP’li şimdi ise AKP’li olan Yonca Denizcilik firmasının kurduğu iddialar arasında demiştik…
Marina İnşaatının projesi ve ruhsatı olmasına rağmen çok masraflı olduğundan dolayı marina inşaatına başlanmamış onun yerine bedava derecesinde ucuz, kolay, zamandan kazandıran yöntemi kullanmışlar ve Yassıada’daki inşaat kazılarından çıkan 200.000 m3 toprak dökümünü marina yapılacak yere dökülmüş ve üzerine demirli beton dökülerek rıhtım oluşturulmuştur…
Adalar Belediyesi tarafından 3621 Kıyı Kanuna ve Kıyı Kenar Çizgisi (K.K.Ç) değiştirecek deniz dolgusu yapan Mesa firmasına karşı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Kültür ve Turizm Bakanlıklarına ilgili firmanın YASA DIŞI UYGULAMALARI bildirilmiş midir ?
1/5000 Nazım İmar Planı ve 1/1000 Uygulamaya Esas İmar Planları onaylandığına göre Yassıada’da değişen Kıyı Kenar Çizgisi (K.K.Ç) eski haline getirilecek midir? Yani denize yapılan dolgu kaldırılacak mıdır? Diye sormuştuk.
Yassıada, Adalar İlçesi içerisinde mi kalmaktadır? Yoksa Kültür ve Turizm Bakanlığı sınırları içinde mi kalmaktadır? Adalar İlçesi sınırlarında içinde ise neden Adalar Belediyesi inşaatın hiçbir kademesinde KAMU ADINA yapması zorunlu kontrollük hizmetlerini yapmamıştır? Diye sormuştuk.
Yassıada’daki Mesa firmasının yaptığı İnşaatı Kültür ve Turizm Bakanlığı yaptırıyor ve baş sorumlusu bakanlığın olduğunu varsaysak da Adalar Belediyesinin denize yapılan dolguya ses çıkarmaması/göz yumması yada görmezden gelmesi normal midir? Yoksa Adalar Belediyesi ARKAS, SANKO gibi Mesa’yada mı aynı bağış sistemi kapsamında izin vermektedir! Diye sormuştuk.
YKK tarafından çizilen projenin kontrol müşavir firması olarak yine kendisine ait başka bir firma olan ARMA tarafından denetlenmesi hukuka uygun mudur? Diye sormuştuk.
İnşaat yapımı sırasında imara açılmamış bölgede Emin Liman müsaadesi olmadan malzemeler nasıl adaya getirilmiştir? Yıllar evvel askeriye tarafından terk edilmiş çürük bir limana izin vermeyen Limanlar Müdürlüğü’nün uyarılarına rağmen inşaat yapımı için gerekli malzemeler insan hayatı hiçe sayılarak, umursanmayarak yapılan personel servisleri sırasında Adalar Belediyesi neden hiç bir girişimde bulunmamıştır ? Diye sormuştuk.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ruhsat vermesi Adalar Belediyesi’nin kendi ilçesinde yapılan inşaatları kontrol için sorumluluklarını ortadan kaldırmakta mıdır ? Adalar Belediyesi kendi sorumluluk alanındaki inşaat işlerini neden/ne uğruna takip etmemekte yasa dışı denizleri doldurmasına müsaade etmektedir?Diye sormuştuk.
CNN Türk televizyonunun yayınında vatandaşlarına doğruları konuşmayan Atilla Aytaç’a son olarak “ORADA KİMSE VAR MI ?” diye sormuştuk… Cevap gelmeyince “Yok mu? Buradan bakılınca da öyle gözüküyor zaten”… Demiştik!
Şükrü Abanoz
İLGİLİ HABERLER
Yassıada’ya dökülen 200.000 bin metreküp kaçak molozun nedeni belli oldu!