Büyükada, 5 Temmuz 2025 – Halk arasında “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” deyişi, Büyükada’da dün sabah yaşanan olaylarla bir kez daha doğrulandı. Daha önce her platformda CHP’li belediyelere yönelik şafak operasyonlarını eleştiren Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’ın, kendi esnafına yönelik sabah 05.00’te gerçekleştirilen operasyonun talimatını bizzat imzaladığı belgelerle ortaya çıktı. Akpolat’ın olay sonrası “ben talimat vermedim” yönündeki açıklamaları ise Ada Gazetesi’nin ulaştığı resmi belgeyle çürütüldü.
Olayın temel sorunu, belediyenin operasyon yapması değil, uygulamada sergilenen çifte standart ve adaletsizlik eleştirileri oldu. Görgü tanıkları ve mağdur esnaf, belediyenin bir işletmeyi kaldırırken, aynı durumda olan diğer işletmelere dokunmadığını, özellikle Saat Meydanı’nda yıkılan işletmelerden daha kötü durumda olan bazı işletmelere göz yumulduğunu belirtti. Bu durum, “hak ve adaletten bahsetmeyeceksin” yorumlarına neden oldu.
Ada Gazetesi’nin ele geçirdiği belge, 3 Temmuz 2025 tarihli ve Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’ın imzasıyla yayınlanan bir dağıtım yazısı. Yazıda, İstanbul Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün talimatı üzerine, 03 Temmuz 2025 Perşembe günü saat 05:00’te Büyükada’da yaya alanlarının kullanımıyla ilgili denetimlerin yapılacağı, izinsiz yapılan bina eklentilerinin kaldırılacağı, masa, sandalye, tente gibi yaya işgaline neden olan unsurlara el konulacağı ve gerektiğinde polis (Çevik Kuvvet) eşliğinde müdahale edileceği açıkça belirtiliyor. Bu belge, operasyonun Akpolat’ın bilgisi ve talimatıyla gerçekleştiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Dün yapılan şafak operasyonunda, bazı esnafın dükkanlarının önüne koyduğu masa, sandalye ve tentelerin sanki “terörist avına çıkılmış gibi” yıkılması, ancak “işine gelmeyen” işletmelere dokunulmaması halk arasında büyük tepki çekti. Ulusal basına da yansıyan uygulamada el konulan malzemelerin belediye tarafından sahiplerine dün geri verildiği öğrenildi.
Muhalifler, Splendid Oteli’ni kapatamayan bir belediye başkanının gücünün, üç ay para kazanacak esnafın malına mülküne göz dikmesindeki samimiyetsizliği sorguluyor. Kendisine “halkçı parti” diyen ve hak, adaletten bahseden bir belediyenin, bazı müteahhitleri kayırması, kıyıları halka açamaması, kaçak inşaatlara göz yumması ve tarihi eser katliamına sessiz kalması da eleştirilerin odağında.
Öte yandan, yola malzeme konulmasına belediyenin izin vermesine rağmen ecrimisil (işgal tazminatı) paraları tahsil etmesi de kamu kurumunun mevcut ruh halini gözler önüne seriyor. Bu durumların ortaya çıkacağını bilen Akpolat’ın, dün Kınalıada’da yelek giyip temizlikçilerle çalışma görüntüsü vererek gündemi değiştirmeye çalıştığı iddia edildi. Akpolat’ın Kınalıada’da kendisini eleştiren bazı kişilerden kaçarak hızır reis teknesine koşması ise günün “karikatür konusu” olarak yorumlandı.
