İstanbul – Adalar’da, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı şekilde tadilat yapıldığı iddiasıyla açılan davada karar çıktı. Adalar Asliye Ceza Mahkemesi, İBB iştiraki BELTUR A.Ş.’nin Genel Müdürü Osman Cenk Akın ile yüklenici firma yetkilileri Ersin Babacan ve Batuhan Keleşoğlu’nu 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Kararın ardından hem sanıklar hem de davaya müdahil olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, dosyayı istinafa taşıdı.
Dava dosyasına göre, BELTUR tarafından Adalar İlçesi, Maden Mahallesi’nde bulunan ve orman arazisi niteliğindeki bir alanda başlatılan tadilat projesi, 2863 Sayılı Kanun’a aykırı olduğu gerekçesiyle yargıya taşındı. İddianamede, koruma altındaki alanda izinsiz ve projeye aykırı fiziki müdahalelerde bulunulduğu belirtildi.
Adalar Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, mahkeme heyeti, sanık Osman Cenk Akın hakkında “2863 Sayılı Yasaya Muhalefet” suçunun sabit olduğuna hükmederek 1 yıl 8 ay hapis ve 5 gün adli para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme, sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alarak cezada herhangi bir erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulamadı. Davanın diğer sanıkları olan yüklenici firma yetkilileri Ersin Babacan ve Batuhan Keleşoğlu da benzer cezalar aldı.
Kararın ardından sanıkların avukatları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne (İstinaf) başvurarak karara itiraz etti. Sanık Osman Cenk Akın’ın avukatı İsmail Emre Telci tarafından sunulan dilekçede, müvekkilinin BELTUR’un genel müdürü olarak tadilat işlemlerinde doğrudan bir sorumluluğunun bulunmadığı, yapılan işlerin “basit onarım” kapsamında olduğu ve ruhsat gerektirmediği savunuldu. Dilekçede, “Müvekkilimizin suç işleme kastı bulunmamaktadır. Projenin hukuki ve cezai sorumluluğu, denetimi yapan firma KİPTAŞ A.Ş.’ye aittir. Kararın bozularak müvekkilimizin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz,” ifadelerine yer verildi.
Benzer şekilde, diğer sanıklar Ersin Babacan ve Batuhan Keleşoğlu’nun avukatı Nihat Göktuğ Polat da sunduğu istinaf dilekçesinde, müvekkillerinin BELTUR ile yapılan protokol uyarınca yalnızca personel ve ekipman temin ettiğini, projenin sahibi ve yöneticisinin BELTUR olduğunu belirtti. Dilekçede, Yargıtay’ın benzer davalarda verdiği beraat kararları emsal gösterilerek mahkumiyet hükmünün kaldırılması istendi.
Davanın dikkat çeken bir diğer tarafı ise Kültür ve Turizm Bakanlığı oldu. Bakanlık avukatları da kararı istinafa taşıdı. Ancak Bakanlığın itiraz gerekçesi, sanıklardan farklıydı. Bakanlık, dava kapsamında bazı sanıklar hakkında verilen “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” (HAGB) kararlarının kaldırılmasını ve tüm sanıkların kanuna uygun şekilde cezalandırılmasını talep etti.
Dosyanın önümüzdeki günlerde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenmesi ve yerel mahkemenin kararının onanması, bozulması ya da davanın yeniden görülmesi yönünde bir karar verilmesi bekleniyor.
