Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yassıada’daki Adnan Menderes Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Türkiye’nin mevcut darbe anayasasına mahkûm edilmesinin, demokrasinin rüştüne dair şüpheleri beslediğini, siyaset kurumuna olan güveni zedelediğini, elitlerin ve vesayet yanlılarının halka rağmen halkçılık iştahını diri tuttuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 22 yılda demokrasimize yönelik tehditlerin arkasının kesilmemesinin sebeplerinden biri de budur. Tabii burada 61 ve 82 anayasalarının şu özelliğini de vurgulamakta fayda var. Her iki anayasamız da ideolojiktir, katıdır; siyaset dışı aktörler tarafından hazırlandığı, siyaset kurumuna kötü bakıldığı için siyasal yanları zayıftır. Milletin fikri, talepleri, endişeleri ve beklentileri dikkate alınmadan, uzlaşma aranmadan yapılan anayasalar doğumundan itibaren sakattır, özürlüdür, sorun çözmekten ziyade kriz üretmeye daha yatkındır. Yakın siyasi tarihimizde bunun pek çok örneği bulunuyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasama, yürütme ve yargı arasında nükseden tartışmalardan bizzat yüksek yargı organları arasında ortaya çıkan gerilimlere kadar mevcut anayasadan kaynaklı sıkıntılarla karşılaştıklarını vurgulayarak, “Devlet ile vatandaş arasındaki ilişkiyi zehirleyen bürokratik oligarşinin bir türlü yok edilememesinin sebebinin de aynı olduğunu görüyoruz” dedi.
Gelinen noktada artık bazı gerçeklerin kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çerçevesini darbecilerin çizdiği, dili sorunlu, millî mutabakattan ziyade ‘elitlerin uzlaşısını’ yansıtan mevcut anayasamızla yola devam edemeyiz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetin 100’üncü yılının darbe anayasasıyla geçirilmesinin, siyaset kurumu adına büyük bir mahcubiyet kaynağı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sırf birilerinin konforu bozulmasın diye bu utancı milletimize daha fazla yaşatamayız. Bugün Türk demokrasisi, yeni ve sivil anayasa yapma eşiğini aşacak güce, kudrete, olgunluğa fazlasıyla sahiptir. İçinde bulunduğumuz 28’nci Yasama Dönemi’nde siyaset müessesesinin yeni anayasa yapmasının millî bir ödev olduğuna inanıyorum. Türkiye’ye tarihinin en büyük demokrasi zaferlerini kazandırmış bir iktidar olarak biz yapıcı ve uzlaşmacı tavrımızı sonuna kadar koruyacağız. Muhalefetteki muhataplarımızın da ülkemizi darbe anayasasına mahkûm ve mecbur etmekte ısrarcı olmayacaklarını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.