CUMHURİYET VE DEMOKRASİ’NİN 88.YILI PANELİ BÜYÜKADA’DA YAPILDI

CUMHURİYET VE DEMOKRASİ’NİN 88.YILI PANELİ BÜYÜKADA’DA YAPILDI
Yayınlama: 03.10.2011
Düzenleme: 13.01.2020 08:38
A+
A-

Cumhuriyet ve demokrasi’nin 88.yılı paneli Büyükada’daki Adalar müzenin bahçesinde yapıldı.Panele Altan Öymen,eski içişleri bakanı Hasan Fehmi Güneş, eski bakanlardan Önay Alpago ve Adalar Belediye Başkanı Dr.Mustafa Farsakoğlu katıldı.Belediye başkanı Dr.Mustafa Farsakoğlu’nun açılış konuşmasından sonra söz alan Önay Alpago;

Cumhuriyet bizim ülkemizde bir demokrasi modelinin ta kendisi olarak kurulmuştur.Cumhuriyet bizim ülkemizde,özellikle dine dayalı bir monarşiden ulus egemenliğine dayalı bir rejime geçişin adıdır.Şüphesis ki bu geçişte artık kulların yerini yurttaşlar almıştır.Ulus iradesi,ulus egemenliği yada milli irade dediğimiz kavramda zaten demokrasinin ta kendisidir.Yine bizde farklı olarak,Cumhuriyet önce kurtuluş,sonra kuruluş sonra devrimler zinciri içinde hayat bulmuştur.Türkiye cumhuriyeti önce bir kurtuluş mücadelesinin eseri olarak ilan edilmiştir.Bakınız birinci dünya şavaşında,Balkan savaşında yüzbinlerce ölü ve yaralı ile geldiğimiz bir kurtuluş savaşı öncesi bu halkın çokça da umudu yoktur,parası yoktur,gücü yoktur,üzerine savaş meydanlarında giyecek elbisesi yoktur,buna rağmen düzenli bir ordusu olmadığı halde Mustafa Kemal kurtuluşa inanmıştır,yanlızca kendi inancı yetmemiş,önce meclisin açılmasını yani ulusal egemenliğin ete can’a bürünmesini istemiştir.Yunus Nadi bey sormuştur,Atatürk’e demiştir ki “dünyanın her yerinde önce savaşılır sonra bir rejim belirlenir neden önce meclis diye diretiyorsun”Atatürk şu yanıtı vermiştir,”Önce meclis sonra ordu,ordu demek savaş demektir,ordu demek para demektir,ordu demek ölüm demektir,bunlara kim karar verecek,ben karar veremem,bir kaç kişiylede karar veremeyiz buna milletin kendisi karar verecek,paraya’da,ölüme’de,bedele’de,zafere’de onlar karar verecek,nasıl belli edecek kararlarını,kendi seçtikleri temsilcileri bu meclise göndererek karar verecekler ve irade kullanacaklardır….

Daha sonra söz alan Altan Öymen;

Atatürk ve arkadaşlarının hedefi demokrasiydi,demokratik bir cumhuriyetti,zaten erzurum kongresinden başlayın,sivas kongresinde şu görülür,o kongrenin toplanışında temsil esası vardır,yani birileri seçilecek kendi cemiyetleri içerisinden o müdafay-ı hukuk cemiyetleri içerisinden oraya gelecekler ona göre temsil heyeti kuracaklar,ondan sonra T.B.M.M.açılması gene aynı şekilde seçilen insanlara dayalı bir meclis.İlk demokrasiyi başlatan fiilen Avrupadaki ülkelerin başında gelir Türkiye,yani o zamana kadar tek partili dönemde olan bir çok ülke o hallerini uzun süre devam ettirmişlerdir.Diktatörlerle dolu bir dünyada savaş bitmeden adımlar atılmıştır,Türkiye demokrasiye adım adım ilerlemiştir.

Son olarak söz alan Hasan Fehmi Güneş;

Mustafa Kemal devrimciydi,darbeci değildi,bizim Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden birisi,bir devrim ürünü olmasıdır,yani toplum gelişti,düzeyi yükseldi,sorunları çözüldü,bu gelişme sürecinin içinde artık demokrasi gündeme geldi,cumhuriyet gündeme geldi değil,cumhuriyet bir devrimle geldi,getirildi.Türkiye Cumhuriyeti bir devrim ürünüdür,Mustafa Kemal bir devrimciydi,öteki örnekler işte sivil gelen asker olanlar,sivil elbiseyi giyen askerlik yapanlar,onlar darbeciydiler.Darbeciler demokrasiye inanmıyanlardır,devrimciyle darbeci arasındaki fark odur,biri demokrasi için yola çıkar ve demokrasiyi gerçekleştirir,öteki demokrasiyi yıkar ve ona bir gerekçe bulmak için bir takım yüksek değerleri,yüksek kavramları istismar eder,darbecilerin en kolay istismar edecekleri Atatürk’tür.Mustafa Kemai’in terminelojisinde Cumhuriyet demokrasiyide içermektedir.Cumhuriyet derken,ulusal egemenlik derken,egemenliği yeryüzüne indirirken,halka verilmesi derken demokratik bir yönetim kastetmektedir.Laik bir demokratik hedefe yönelmiştir,ama kurtuluş savaşı,ulusal bağımsızlık savaşı yıllarında başka bir savaş yönetimi söz konusu olmuştur oda özgün’dür,meclis hükümeti modeli denen bir modele yöneltilmiştir,Türkiye ve daha önce bir başka ülkede bir uygulamada görülmemiş bir modeldir,meclis hükümeti modeli,o mecliste bütün tartışimalara rağmen o meclise saygı gösterilmiştir,çünkü biliyorduki o meclis aynı zamanda demokrasiyi getirecekti,halk egemenliği öyle kullanılacaktı.1923’te Cumhuriyet kurulduktan sonra her aşamada demokrasiye yönelmek istenmiştir,tek partili dönem yaşanmıştır.O dönem bütün dünya da tek partili dönem var ve Türkiyedeki tek partili dönemdünyadaki tek partili uygulamaların standart’ının üstündedir,daha özgürlükçüdür,daha devrimcidir..

Haber

Şükrü Abanoz

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 2 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.