Gelin ekmek israfını önleyelim

Gelin ekmek israfını önleyelim
Yayınlama: 25.03.2014
A+
A-

Gelin ekmek israfını önleyelim

Bilindigi gibi ülkemizde önemli bir sorun olan ekmek israfının,bu israftan kaynaklanan ekonomik kaybın  önüne geçilebilmesi için 17 Ocak 2013 tarihinde ”ekmek israfını önleme kampanyası ”başlatılmıştır ve 02 Nisan 2013 tarihli 28606 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile kampanya başlatılmıştır.

Ekmek tüm dünyada insanların en temel besin kaynağı, Türk toplumunun da kutsal değerlerinden birisi ve sofralarımızın baş tacıdır. Toplumumuzda ekmek nimettir. Ekmek tarih boyunca insanoğlunun en çok ürettiği ve tükettiği gıda ürünüdür. Ülkemizde aynı zamanda alın terini, paylaşmayı, bereketi ifade eden ekmeğe her zaman derin bir saygı vardır.

Gıda fiyatlarının dalgalandığı, 1 yılda 1 milyar 300 bin ton gıdanın israf edildiği, buna karşılık 1 milyar insanın açlık çektiği, yılda yaklaşık 10 milyon insanın açlıktan ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybettiği bir dünyada ekmeğimizi, kaynaklarımızı, tarımsal ürünlerimizi ve geleceğimizi israf etmemeliyiz.

EKMEK İSRAFININ NEDENLERİ NELERDİR

1-Fırınlarda ekmeğin fazla üretilmesi,

2-Toplu yemek yenen yerlerde ve hanelerde ihtiyaçtan fazla ekmek alınması,

3-Bayatlayan ya da artan ekmeğin uygun şekilde değerlendirme yöntemlerinin bilinmemesi,

4-Rekabetin artması,

5-İnsanların sıcak ekmek tercihi etmeleri ve bunu en yakın satış noktasından temin etmek istemeleri, dolayısıyla her mahallede en az 1 fırının olmasına neden olabilmesi,

6-Fırınlardaki ürün çeşitliliğinin artması, gün içinde satılmayıp artan ekmek oranının yükselmesine neden olması,

 

 

7-Ekmeğin uygun şekilde muhafaza edilmemesi, dolayısıyla daha tüketilmeden bayatlaması,

8-Tüketim alışkanlığı,(hanelerde ekmeğin bölerek kullanılması, dilimlenerek kullanılmasına göre daha fazla israf olmasına neden olmaktadır.)

9-İnsanların artan ekmeğin hayvan yemi olarak kullanılmasının da israf olarak değerlendirildiğinin bilmemesi,

10-İnsanlar tarafından ekmeğin çöpe atılmasını kötü bir davranış olarak bilinmesine rağmen gerekli duyarlılığın gösterilmemesi,

11-Kişilerin ihtiyaçtan fazla ekmek alma eğilimi,

12-Toplu tüketim yerlerinde ihtiyaçtan fazla ekmek servis edilmesi

Yapılan araştırmaya göre fırınlarda üretilen ekmeklerin % 3,1 inin satılamadığı, %2,7 sinin anlaşmalı bakkallar veya kurumlar tarafından iade edildiği görülmüştür. Bu, toplam ekmek üretiminin % 5,8 si satılamaması veya iade edilmesi ile israf potansiyeline neden olması,

13- Öğrenci yemekhanelerinde personel yemekhanelerine göre daha fazla israf olduğu gözlenmektedir. Bunun nedeni olarak yetişkin kitlenin daha bilinçli olabileceğinin yanında, ekmek servisinin bireysel tüketime göre ayarlanmaması da etkili olduğu düşünülmektedir.

14-Hanelerdeki ekmek alımlarının alışkanlıklara göre yapılması. O günkü yemek veya tüketecek kişi sayısı gibi durumların çok da dikkate alınmaması,

 

Ekmek Nasıl Saklanmalıdır?

  • Birkaç gün içinde tüketilecek ekmeğin buzdolabında saklanması ekmeğin küflenmesini önler. Ekmek dondurucuda çok daha uzun süre saklanabilir. Dondurucudan çıkarıldıktan sonra çözünen ekmekler, dondurulmadan saklanan ekmeklere göre daha yumuşak ve tüketilebilir özelliktedir. Ekmek kilitli buzdolabı poşetlerinde saklanmalıdır.
  • Gün içerisinde tüketilecek ekmeğin taze ve yumuşak kalabilmesi için; kapaklı bir ekmek kutusunda, gıda dolabında poşet içinde, serin, karanlık ve kuru bir ortamda saklanması gerekir.
  • Ekmeğin muhafaza edildiği ortam temiz tutulmalıdır.
  • Sıcak ekmek, soğutulduktan sonra fazla kurumadan poşete konularak saklanmalıdır. Çünkü ekmek sıcak iken poşete konulduğunda nemlenir. Bu da ekmeğin küflenmesine neden olur.
  • Sıcak havalarda küflenmeyi önlemek için ekmeğin buzdolabında saklanması tercih edilebilir. Fakat kullanmadan bir saat kadar önce buzdolabından çıkarılarak oda sıcaklığına getirilmeli ve az da olsa yumuşaması sağlanmalıdır.
  • Ambalajı açılmış ekmeğin tamamı tüketilmemiş ise kalan kısmın ambalajlı olarak saklanmasına özen gösterilmelidir.
  • Gereğinden fazla satın alınması halinde alındığı gün dondurucuda muhafaza edilmelidir.
  • Donmuş ekmeklerin lezzet kaybına uğramaması için 3 ay içinde tüketilmesi gerekir.

Ekmeğin muhafaza edildiği poşette buharlaşmadan kaynaklanan su taneciklerinin görülmesi halinde poşet derhal değiştirilmeli ya da ekmek temiz bir kâğıt havluya sarılarak saklanmalıdır

Unutmamalıyız ki ; israf edilen sadece ekmek değil; çiftçinin emeği, alın teri, milli servetimiz ve dünyadaki aç insanların haklarıdır.


Dünyada olduğu gibi ülkemizde de beklenen yaşam süresinin ve sağlıksız yaşam alışkanlıklarının artışı ile birlikte kronik hastalıklar da artmaktadır. Türkiye Ulusal Hastalık Yükü çalışması verilerine göre ülkemizdeki ölümlerin %79’i kronik hastalıklar nedeniyle oluşmakta ve ulusal düzeyde ölüme neden olan ilk yirmi hastalık içinde bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar (İskemik Kalp hastalıkları, Serebrovasküler Hastalıklar, KOAH, Trakea Bronş ve Akciğer Kanserleri, Hipertansif Kalp Hastalıkları, Diabetes Mellitus gibi) ilk sıralarda yer almakta ve önemli hastalık yükü oluşturmaktadır.

 

Ülkemizde ilk on ölüm nedeni içerisinde iskemik kalp hastalıkları 1.sırada, hipertansif kalp hastalıkları 6.sırada, inflamatuar kalp hastalıkları ise 10. sıradadır. Temel hastalık gruplarına göre ölüm nedenleri sıralamasında ilk iki sırada kronik hastalıklar yer almakta ve kardiyovasküer hastalıklar %48 ile ilk sırada yer almaktadır. Bu hastalıklar tuz tüketimi ile yakından ilişkilidir.

Dünya Sağlık Örgütü; hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram dan az olarak önermektedir.

Yetişkinlerde hipertansiyon, kalp hastalıkları riski ve inmenin azaltılmasında tuz alımının azaltılması etkilidir. Tuz tüketiminin alımı ve kan basıncı arasında direk bir ilişki vardır.Tuz alımı azaltıldığında uzun dönemde inme riski ve kardiyovasküler hastalıklar azalmaktadır.Tuz tüketimi günde 10 gr’dan 5gr’a indirildiğinde inme geçirme hızı %23, kalp damar hastalıkları hızı %17 azalmaktadır.

Halk sağlığının korunması ve hastalıkların oluşumunun önlenmesinde multidisipliner bir yaklaşım ile toplumumuzda tuz tüketiminin kademeli olarak önerilen seviyelere düşürülmesi için tuz tüketiminin azaltılmasına çalışma yapılması gerekliliği gündeme gelmiştir.

 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yapılan işbirliği çalışması sonucunda, 04.01.2012 tarih ve 28163 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2012/2 Nolu Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’ ne göre ekmekteki tuz miktarı kuru maddede % 1.5’ a düşürülmüştür.

Pul biberdeki tuz oranı %9’dan %7’e indirilmiştir.

Okul kantinlerinde tuz oranı yüksek olan cipslerin satışı yasaklanmıştır.

Gıda ürünlerinin etiketlerinde günlük karşılama miktarları (GKM) 2012 Aralık ayından itibaren “gönüllü” olarak yer almaktadır.

5 gr günlük tuz yaklaşık tepeleme 1 çay kaşığıdır

Tuzu azaltmak için tavsiyeler

Tuzu mümkün mertebe ilave etmeden yiyeceklerdeki tuzla idare edelim.

Taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih edin

Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin

Tuz içeriği yüksek olan salamura besinleri (zeytin, peynir, turşu gibi) ve konserve besinleri daha az tüketin

Daha fazla taze sebze ve meyve tüketin

Satın aldığınız hazır besinlerin etiketlerini mutlaka okuyun ve daha az tuzlu olanları tercih edin

limon gibi besinler ile baharatları kullanın

Ev dışında yemek yiyorsanız az tuzlu besinleri tercih edin

Adalar Toplum Sağlığı Merkezi
EĞİTİM ŞUBESİ

AİLE HEKİMLİĞİ ŞUBESİ
YEŞİL REÇETE İNCELEME 
Tel&Faks:(0216) 382 60 61-382 62 10     
Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version