İstanbul’un gözbebeği Adalar, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle bilinmesine rağmen, son dönemde artan çevresel kirlilik, çözülemeyen ulaşım tartışmaları, yetersiz kamu hizmetleri ve kontrolsüz turizm gibi bir dizi ciddi sorunla boğuşuyor. Ada sakinleri, ilçenin kaderine terk edildiğini belirtirken, yerel yönetime yönelik eleştiriler de giderek artıyor.
İSTANBUL – Marmara Denizi’nin ortasında bir vaha gibi duran ve her yıl yüz binlerce turisti ağırlayan Adalar ilçesi, biriken sorunlar yumağı altında eziliyor. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada başta olmak üzere tüm adalarda yaşayan vatandaşlar, artan kirlilik, altyapı eksiklikleri ve yönetimsel zafiyetlerden şikayetçi. Özellikle yaz aylarında nüfusun katlanmasıyla birlikte sorunlar daha da görünür hale geliyor.
Adalar’ın en temel sorunlarının başında çevre ve temizlik geliyor. Özellikle 2025 Temmuz ayı itibarıyla sosyal medyaya yansıyan görüntülerde, ada sokaklarının çöp yığınlarıyla dolu olduğu ve plajların bakımsızlıktan geçilmediği görülüyor. Ada sakinleri, atık yönetiminin yetersiz kaldığını, çöp konteynerlerinin zamanında boşaltılmadığını ve haşereyle mücadelenin etkisiz olduğunu dile getiriyor.
Bir ada sakini, “Adalar İstanbul’un akciğerleriydi, şimdi ise çöp ve ihmal merkezi haline geldi. Endemik bitkilerimiz, mimozalarımız tehlike altındayken biz temel temizlik hizmetini bile alamıyoruz,” diyerek tepkisini dile getirdi. Turizmin yoğun olduğu bölgelerde ise halka açık olması gereken plajların ve sahil şeritlerinin özel işletmeler tarafından işgal edilmesi, vatandaşların denize girmesini engelliyor.
Faytonların kaldırılmasının ardından hizmete giren elektrikli minibüsler, Adalar’daki ulaşım krizinin simgesi haline geldi. Halkın bir kesiminin “Azmanbüs” adını taktığı büyük araçlar, adaların dar yolları ve sakin dokusuyla uyumsuz olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. Diğer yandan bazı vatandaşlar ise bu araçları bir ihtiyaç olarak görüyor. Trafiğin düzenlenmesi, sahil yollarının belirli saatlerde araçlara kapatılması ve artan akülü araç kullanımına bir standart getirilmesi gibi talepler ise henüz karşılık bulmuş değil.
Adalar’da yaşayanlar, temel kamu hizmetlerine erişimde de zorluklar yaşıyor. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, olası bir yangına karşı itfaiye ve acil durum yollarının yetersizliği en büyük endişe kaynakları arasında. Özellikle yaz aylarında artan nüfusa rağmen polis ve zabıta sayısının yetersiz kalması, güvenlik sorunlarını beraberinde getiriyor. Sokak hayvanları için kalıcı çözümler (kısırlaştırma ve barınak) üretilmemesi de hayvanseverlerin tepkisini çekiyor.
Sorunların merkezinde ise yerel yönetime yönelik eleştiriler yer alıyor. Adalar Belediyesi’nin hizmetlerde yetersiz kaldığı, şeffaf bir yönetim sergilemediği ve bazı işletmelerin kamu alanlarını işgal etmesine göz yumduğu iddiaları sıkça gündeme geliyor. Belediye tarafından yapılan ihalelerdeki usulsüzlük iddiaları ve halkın şikayetlerine duyarsız kalındığı yönündeki eleştiriler, ada halkının yönetime olan güvenini sarsmış durumda. Tarihi ve tescilli binaların bakımsızlıktan çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalması ise ilçenin kültürel mirasının nasıl bir risk altında olduğunu gözler önüne seriyor.
Adalar Çalışma Grubu gibi sivil toplum oluşumları tarafından hazırlanan raporlar, sorunları kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileriyle birlikte ortaya koysa da, somut adımların atılmaması ilçenin geleceğine dair endişeleri artırıyor. Ada sakinleri, İstanbul’un bu eşsiz bölgesinin daha fazla kan kaybetmeden, kapsamlı ve sürdürülebilir bir planlamayla kurtarılmasını bekliyor.