Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremini anne karnında atlatan ve üç gün boyunca tepki vermeyen Kurtuluş, 5 bin doğumda bir görülen hastalıkla dünyaya geldi.
Kahramanmaraş’ta yaşayan ev kadını Özlem Koç ve takı tamiri ile uğraşan Üzeyir Koç (40) çiftinin üçüncü çocukları 5 aylık Kurtuluş, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremini anne karnında atlattı. Depremden sonra üç gün boyunca tepki vermeyen Kurtuluş bebek, 21 Mayıs’ta erken doğumla 1 kilo 800 gram olarak dünyaya geldi. Kurtuluş’un yaklaşık 5 bin doğumda bir görülen anorektal malformasyon (ARM) hastalığıyla makatı kapalı doğduğu anlaşıldı. Koç çifti, 52 gün boyunca yoğun bakımda kalan Kurtuluş’un tedavisi için İzmir’e geldi.
Kurtuluş bebek, yaklaşık 3 hafta önce 6 saat süren operasyonla sağlığına kavuştu. Anne Özlem Koç, “Tansiyon hastasıyım. Kurtuluş prematüre doğduğu için hemen göremedim. Daha sonra böyle bir hastalıkla dünyaya geldiğini öğrendim. İlk kez karşılaştığım bir hastalıktı. Çok üzüldüğümüz, yorucu ve yıpratıcı bir süreçti. Operasyonun ardından Kurtuluş iyileşti, memleketimize döneceğiz. Kurtuluş, depremden kurtuldu, inşallah şimdi de kendini kurtaracak” ifadelerini kullandı.
’52 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDI’
Kahramanmaraş depremini yaşadıklarını anlatan Üzeyir Koç ise “O gece felaketi yaşadık. Kurtuluş anne karnındaydı. Bebeğimiz 3 gün boyunca tepki vermeyince çok korktuk. Sonra tepki vermeye başladı. Bebeğimiz sayesinde depremden kurtulduğumuzu, Allah’ın bizi belki de bebeğimiz sayesinde koruduğunu düşündüğümüz için ‘Kurtuluş’ ismini verdik. Hamilelik sürecinde eşim rahatsızlandı ve bebek erken doğumla 31’inci haftada geldi. Daha sonra makatının kapalı olduğu anlaşıldı. Bir gün sonra kolostomisi açıldı. 52 gün boyunca yoğun bakımda kaldı. Bir arayış içine girdik. Hiçbir şey bilmiyorduk. Daha önce bu hastalığı duymamıştık. Başımıza gelince öğrendik. Araştırırken Kayseri’ye, Antep’e, Adana’ya gittik. Bir gün Emre Hocanın ismini duydum. Hemen cevap verdi. Deprem bölgesinde olduğumuzu ve maddi imkanlarımızın fazla olmadığını söyledim ama ‘Sen gel, hastane arkanda’ dedi. Çok şükür. Bundan sonra da Kurtuluş takip edilecek ve bizim de dikkat etmemiz gerekecek” ifadelerini kullandı.
‘HASTALIĞIN TIBBİ İSMİ ARM’
Nadir görülen hastalıkla ilgili bilgi veren operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr. Emre Divarcı, “Bu hastalığın tıbbi ismi anorektal malformasyon. Kısaca ‘ARM’ diyoruz. Bu hastalıkta çocuklar maalesef makatları kapalı olarak doğuyor. Bağırsağın son kısmı makat olması gereken bölgeye açılmıyor. Erkeklerde idrar yolu, mesane gibi kısımlara, kızlardaysa vajen veya ciltte olması gereken yerin daha önüne açılabiliyor. Bu hastalık, nadir bir hastalık. Çoğunlukla gebelik sırasında tanı konamıyor. Tanı konmadığı için doğum sonrası anüsü kapalı doğmuş bir bebekle karşılaşıyorlar. Tabii ki zor bir durum. Sonrasındaki sürecin de doğru bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Bazı bebeklerde kolostomi dediğimiz kalın bağırsak karına dikilerek, kakanın buradan gelmesinin sağlanması gerekiyor. Bazılarında ise bunlar gerekmeden birincil ameliyatla düzeltilebiliyor” dedi.
‘BİR KISMINDA MAALESEF PROBLEMLER DEVAM EDEBİLİYOR’
Kurtuluş’un zor bir ameliyat geçirdiğini dile getiren Doç. Dr. Divarcı, “Doğum sonrası maalesef anüsünün kapalı olduğu fark ediliyor. Bir yenidoğan yoğun bakım süreci geçiriyor ve kolostomi açılıyor. Sonrasında aile bize ulaştı. Düzeltici ameliyatını tamamladık, anüsünü oluşturduk. Şimdi yaklaşık iki ay sonra kolostomisi kapatılacak. Uzun bir ameliyat geçirdi. Ameliyat 6 saat civarında sürdü. Hastamızın bağırsağının son kısmı idrar yolunun daha üst kısımlarına açılmıştı. O yüzden ameliyat zor oldu. Karından da ameliyat yapılması gerekti. Karın ameliyatında laparoskopi dediğimiz, karnı kesmeden 3’er, 5’er milimetrelik küçük deliklerle yukarıdan serbestleştirdik. Sonra da aşağıda anüsü olması gereken kasların içine bağırsağa indirdik. Yaklaşık 2 aylık bir iyileşme süreci var. 2 ay tamamlandıktan sonra eğer anüs yeterli çaptaysa kolostomisini kapatacağız. ARM’li çocukların bir kısmında maalesef problemler devam edebiliyor. O yüzden bu hastalık konusunda daha fazla farkındalık yaratmamız gerektiğini düşünüyorum. Kabızlık, kaka kaçırma gibi problemler yaşanabiliyor. O yüzden bu süreçlerin doğru bir şekilde yönetilmesi gerekiyor” diye konuştu.