Marmara Denizi, 2024 Aralık – 2025 Şubat döneminde yeniden müsilaj (deniz salyası) tehdidiyle karşı karşıya kaldı. 2021 yazında Çanakkale Boğazı’nda görülen ve deniz ekosistemini ciddi şekilde tehdit eden müsilaj, dört yıl aradan sonra bir kez daha kamuoyunun gündemine oturdu. Dalgıç Yener Kuşculuoğlu, Marmara Denizi’ndeki son durumu değerlendirerek, müsilajın temel nedenlerini iklim değişikliği, kirlilik ve yetersiz arıtma sistemlerine bağladı.
Kuşculuoğlu, nisan ve mayıs aylarında serin ve yağışlı havaların, müsilajı oluşturan fitoplanktonik organizmaların faaliyetlerini yavaşlatarak birikimlerin dağılmasına olanak sağladığını belirtti. Ancak bu durumun geçici olduğunu vurgulayan Kuşculuoğlu, “Prens Adaları civarında şu an müsilaj gözükmüyor, ancak bu tehdidin sona erdiği anlamına gelmiyor. Kirlilikle mücadelede hiçbir ilerleme kaydedemedik, arıtma santralleri hala yetersiz. Güney Marmara’da müsilaj var ve yakında biz de görebiliriz,” dedi.
İklim Değişikliği ve “Akdenizleşme” Alarm Veriyor
İklim değişikliğine bağlı olarak Marmara Denizi’nde su sıcaklıklarının artması, “Akdenizleşme” olarak adlandırılan bir sürecin başlamasına neden oluyor. Kuşculuoğlu, normal koşullarda 14-15 dereceyi geçmeyen Marmara’nın derinliklerindeki su sıcaklığının 17 dereceye ulaştığını ifade etti. Bu artış, denizdeki çözünmüş oksijen seviyelerini düşürerek biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor. “Denizlerdeki canlılık topyekûn risk altında,” diyen Kuşculuoğlu, organik materyal zengini su kütleleri ve deniz deşarjlarının müsilaj oluşumunu tetiklediğini vurguladı.
Umut Işığı: Mercan Kolonileri Direniyor
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen, Marmara Denizi’ndeki biyolojik çeşitlilik direncini koruyor. Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin Adalar ilçesindeki Tavşan Adası’nda yer alan Marmara’nın ilk Denizel Koruma Alanı’nda yürütülen çalışmalar umut veriyor. Sivriada’dan nakledilen 400 derin deniz mercanının sağlıklı olduğu ve çevresinde 2-5 santimetre boyutlarında yeni mercan kolonilerinin oluşmaya başladığı gözlemlendi.
Uzmanlar, mü Compton silaj tehdidinin ortadan kalkması için kirlilikle mücadele ve arıtma sistemlerinin iyileştirilmesi gerektiğini vurguluyor. İklim değişikliğinin etkileriyle birleşen bu çevre felaketi, Marmara Denizi’nin geleceği için acil önlem alınmasını zorunlu kılıyor.