Başlığımıza “Bu yazılanların tamamı Patagonya’da cereyan etmektedir ve tamamı kurgudur” demek isterdik ama maalesef yazılanların hepsi gerçek ve İstanbul’un güzide ilçesi Adalar’da cereyan etmektedir.
Nereden başlasak, nasıl anlatsak bilemedik. Cem Yılmaz’ın AROG filminde bir yönetmen Erşan Kuneri sahnesi vardı. Senaryoyu ”Bahçıvan şoföre, şoför aşçıya, aşçı uşağa, sonra hepsi uşağa…..” olarak tarif film de ediyordu. Bizim Adalar ‘da durum bundan pek farklı değil. Yaşı 45 ve üzeri olanlar çok net hatırlarlar. Büyükada sahili doldurulmadan önce Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün önü Merasim Meydanı idi. Hatırlayamayanlar internette video arama sitelerinde “Büyükada 23 Nisan” yazsınlar çıkan videolardan nostalji yapabilirler…
Meydan da halen de parkın içinde duran bronz Atatürk heykelinin önünde protokol toplanır, bandolar, şiirler vb. resmi bayram etkinlikleri burada düzenlenirdi. Esasen, bu meydanın büyük kısmı Adalar Emniyet Müdürlüğü’nün bahçesiydi ama 1980’li yıllarda Adalar’da yerel yönetimin kurulması ve artan turizm yoğunluğu sebebiyle Çınar Caddesi, 23 Nisan Caddesi ve Kadıyoran Caddesini bağlayan bu kavşağın genişlemesi icap etmesi üzerine Emniyet Müdürlüğü’ne tahsisli olan bu bahçe meydana katılmıştı. Hatta şu anki Emniyet Müdürlüğü’nün hemen yakınındaki başka bir parsel 1970’li yıllarda meydan olması için o zamanki İstanbul Belediyesi tarafından istimlak edilmişti.
videoyu izleyen okuyucularımız şaşırmasınlar. O zamanlar Büyük İskele Caddesi, Saat Meydanı ve 23 Nisan Caddesi üzerinde hemen hemen 2-3 metre ara ile ağaçlar vardı. Tabii şimdi bunların hepsi tarih oldu!
Gelelim hikayenin can alıcı kısmına… Sayın okurlarımız, Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün de içinde bulunduğu yapı adası tapu kayıtlarında İstanbul İli Adalar İlçesi Büyükada Yalı Mahallesi Karakol, Rafetpaşa ve Macar Mevkii 13 Pafta 2 Ada olarak geçmekte. Bu yapı adasında 1927 sonrası kadastro tespitine göre 6 adet parsel bulunmaktadır. Bu parsellerden 1 numaralı olanda Maliye Hazinesinden tahsisli Emniyet Müdürlüğü bulunmaktadır. 2,3 ve 5 sayılı parseller değişik şahıslar adına iktisap edilmişken 6 numaralı 32 m2 sahalı parsel Adalar Belediyesinindir. Ve 7 numaralı 53 m2 alanlı parsel 1974 yılında İstanbul Belediyesi tarafından meydan kullanımı için istimlak edilen parseldir.
Bu parsellerin tamamının ortak özelliği Zemini Şehzade Sultan Mehmet Vakfından Mukataalı olmasıdır.Ve bu parseller arsa vasfında olup üzerlerinde eskiden bu yana herhangi bir yapı yapılmamıştır. Bu durum parsel içindeki yetişkin ağaçların olması itibarı ile de sabittir. Eskiden beri süregelen bu durumların tespiti için Tapu ve Kadastro arşivlerindeki Sened-i Hakani ve irade-i seniyye’lerin incelenmesi sonucunda görülebilir.
Üstteki haritada gözüktüğü üzere Adalar Belediyesinin bu yapı adasındaki tek yeri olan 32 m2 sahalı 6 numaralı parselin yaklaşık % 80 i yolda kalmaktadır.
ŞEHZADE SULTAN MEHMET VE VAKIF BEDDUASI
Hicri 10. Yüzyılda hüküm süren 10. Osmanlı Padişahı ve 89.İslam Halifesi Kanuni Sultan Süleyman’ın Haseki Hürrem Sultan’dan olma oğlu, ünvanında SULTAN ifadesi geçen tek Osmanlı Şehzadesi olan Manisa Sancakbeyi Şehzade Mehmet’in çok genç yaşta vefatı üzerine Kanuni Sultan Süleyman bugünkü Şehzadebaşı semtinde oğlu adına Mimar Sinan’a Külliye yaptırmış ve o zamanki Osmanlı mülkünün büyük bir kısmını oğlu adına vakfetmiştir. Bu vakfedilen mülkler içerisinde İstanbul’un Adalar ilçesinin tamamı da bulunmaktadır. Hükümdar bu kurduğu vakfın vakfiyesinde yapılacak olan hayır işlerini sıralamış ve ayrıca vakfiye ye bir dua ve beddua yazdırmıştır.
Vakıf duasında “Her kimse ki vakıfların bekasına özen ve gelirlerin artmasına itina gösterirse, bağışlayıcı olan yüce Allah’ın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükafatı sayılamayacak kadar çok olsun. Dünya üzüntülerinden korunsun ve her türlü tehlikeden muhafaza olunsun“ buyurmuş ,
Vakıf bedduasında da “Her kim ki; Allah’tan korkmayıp, vakıflarıma zarar vermeye niyet eder veya değiştirirse; dünyada zalimler grubundan sayılsın, ahrette elleri boş, Allah’ın rahmetinden mahrum ve sonsuz azaplarla azap olunsun. Allâh’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebediyyen merhamet olunmasın.” buyurmuştur.
Anılan vakıf halâ aktif olarak ve 5737 sayılı yasaya göre hareket eden T.C. Başbakanlığa bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetiminde faaliyetlerine devam etmektedir. Reşat Ekrem Koçu , İstanbul Ansiklopedisi eserinde Adalarla ilgili olarak “ Adalar İstanbul muhasarasının 12. Salı Günü ( 17 Nisan 1453) 30 kadırga ve bir miktar küçük gemi ile gelen Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey eliyle fethedildiler” demektedir. Bu sebeple Adalar kılıçla alınan fetih topraklarıdır. Fetih ile alınan topraklarda kadim yerleşim yerleri içinde bulunan mülklerin vakıf şerhleri halen devam etmektedir. Anılan yapı adası Büyükada’nın meydanı özelliğinde ve eskiden beri yerleşim yeri olması hasebi ile bu duruma uymaktadır.
Bu yapı adasındaki ( Büyükada 2 Ada ) parsellerin şahıs maliklerinden uzun bir süreden beri haber alınamaması sebebi ile 5737 sayılı yasanın 17. Maddesi’nde “tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakıf adına tescil edilir.” Hükmü yer aldığından ve Yargıtay’ın ilgili dairelerinin emsal kararları dikkate alındığında bu parsellerin anılan vakıf adına tescili gerekmektedir.
T.C. Başbakanlığa bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü, yönetimi altındaki vakıfları idare ederken ve bu vakıflarla ilgili bakım, ikmal ve iaşeyi sağlamak, vakfiye şartlarını yerine getirmek ile ilgili tasarrufta bulunurken asli görevi olan vakıf gelirlerini artırmak ve belli bir düzen altında tutmak için 1954 senesinde T.C. Vakıflar Bankasını ve devamında günümüze kadar bu bankanın alt iştiraklerini faaliyete geçirmiştir. Günümüzden yaklaşık 3 yıl önce T.C. Vakıflar Bankası Adalar’da özellikle Büyükada’da şube açmak için çeşitli teşebbüslerde bulunmuştur. Her ne hikmetse Adalar’da merkezi yerlerde kendi mülkleri olan Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruluşu T.C. Vakıflar Bankası bu yerlerini değerlendirmeyi düşünmeden Adalar Emniyet Müdürlüğü arka tarafında yer alan kısmi ve kısıtlı olan bir yere Para Çekme Makinesi (ATM) kurmak için Adalar Belediyesi’ne kiracı olmuştur. Bu durumun tam bir Aziz Nesin’lik hikaye şeklinde cereyan etmektedir. Şöyle ki ;
Adalar Belediyesi : “BEN BİR YALAN UYDURDUM”
2009 yılındaki yerel seçimlerde göreve gelen malum partili Adalar Belediyesi yönetimi o dönemde belediye meclisinden Adaların tamamındaki kıyı dolguları, plajlar, kamu yararına çalışan Su Sporları Klüb derneklerinin kullanımında olan yerleri, İBB, Vakıflar ve Milli Emlak gayrimenkullerinin belediyeye tahsis edilmesi için hiçbir yasal dayanağı olmayan belediye meclis kararları almış ve bir ara hızlarını alamayarak Maltepe sahilinde ve Bostancı sahilindeki birçok parselin bile Adalar Belediyesine tahsis edilmesi için meclis kararları almışlardı. Bu tahsisi istenen yerlerin hepsi göz önüne getirildiğinde yaklaşık olarak Adalar ilçesinin yarısı büyüklüğünde ve değeri milyarlarca TL değerinde yüzlerce gayrimenkullük bir listedir. Bu kararları alırken “Belediyenin imkanlarının kısıtlılığı, adalı hemşehrilerimizin menfaatleri, vakıfların gelirlerinin artırılması, kamu yararı vb. beylik söylemlerde bulunulmuş ve maalesef bazı kamu gayrimenkullerinin belediyeye tahsisini sağlamışlardı.
Fakat bu tahsislerden sonra hiç de denildiği gibi beylik söylemlerini yerine getirmemekle beraber bu yerleri değişik siyasal frekans görüşlü kişi ve kurumlara peşkeş çekmişler ve belediyeye imkan yaratmak bir yana daha çok borç yükü altına sokmuşlardır. Sadece siyasi amaçlarına hizmet için belediye içine ne iş yaptıkları belli olmayan birçok personel alınmış, kadrolar verilmiş ve kamu zararı oluşturulmuştur. Bu durum aynı şekilde şu anki yönetim tarafından da devam ettirilmekte ve kamu zararı çığ gibi büyümektedir.
İBB yetki ve sorumluluğunda olan yerlere tamamen kaos yaratmak amacı ile tasarruflarda bulunulmuş ve belediyenin kışkırtması sonucu bazı temiz ve saf duygulu adalılar ile devletin Büyükşehir Zabıtası ve Devletin Emniyet Güçleri karşı karşıya getirilmiştir. Geçen hafta Çorum’da belediye başkanının da katıldığı şeker fabrikası protestosu, bu hafta da İstanbul Taksim de OHAL’e karşı oturma eylemi tamamen bu zihniyetin siyasi şovenizmine hizmet etmektedir.
Adalar Emniyet Müdürlüğü arkasındaki parsellerin tamamı Şehzade Sultan Mehmet Vakfından Mukataalı iken anılan yerde ATM makinesi için belediyeye neden kira verilmektedir? Kaldı ki belediyenin kendi mülkü olduğunu iddia ettiği parselin tamamına yakını yola ve meydana katılmış vaziyettedir. Belediye başkan yardımcılarından biri tapu kadastro kökenlidir ve emekli oluncaya kadar çeşitli görevlerde bulunmuştur. Emekliliğinden sonra da uzmanı olduğu konu hakkında bilirkişilik, danışmanlık, hocalık yapmaktadır. Sadece kendisine sorsanız tapu kaydındaki “Şehzade Sultan Mehmet Vakfından Mukataalı “ şerhinin anlamını ve Adalar Harita Nivelman Röperlerinin yerleri hesapları ile parselin ne durumda olduğu hakkında detaylı bilgi verebilir.
Yine Emniyet Müdürlüğü arkasında bulunan 2 ada 3 parsel sayılı yerde bulunan “sıhhi banyo ve tuvalet” Adalar Belediyesinin mülkiyetinde olmamasına rağmen nasıl kiraya verilmektedir? Vakıflar bu yer üzerindeki hakkından ne amaçla feragat etmiştir?
Belediyenin bu yerleri ihale etme işi de çok karışık bir konudur 3 yıllık periyot için ihale edilen yerler ortalama olarak yılda birkaç defa ihaleye çıkmakta ihale yeterlilik alan ilgililerin belediye tarafından istenmemesi halinde bir kulp bulunarak ihale ertelenmektedir.
Belediye kendi internet sitesinde bu sıhhi banyo mahallini kiraya verirken bile yerin mülkiyetinin şüpheli olduğunu ihale şartnamesinde dile getirmiştir. Değişik tarihlerde çıkan ilan metinlerinde mülkiyet bilgisi olarak “Belediyemiz Mülkiyetinde”, “Kadastral Boşlukta Bulunan”, “Belediyemiz Tasarrufunda Bulunan” vb. değişik tanımlamalara gitmiştir. Ne zaman ki bu yerin Emniyet Müdürlüğü tarafından kamu güvenliği gibi haklı bir gerekçe ile istenmesi gündeme gelince emniyete karşı olan siyasi frekansları ile bu yere belediye tarafından çok masraf edildiği gibi komik bir gerçeğe tamamen aykırı beyanda bulunmuşlardır. Yerin mülkiyeti ve tahsisi olmamasına rağmen kamu zararı olacağını bile bile bir resmi daire böyle bir yere para harcar mı? Bu Belediyenin Başkanı, Başkan Yardımcıları, Meclis Üyeleri, Hukuk Birimi, Encümeni, tüm müdürlük kadroları, çalışanları bu kadar kişiden hiç mi bir aklı selim bulunmamaktadır? Bu zihniyet Milli İradenin Taksim Kışlası İhyası Projesinde de “Gezi Eylemcisi” olarak saf tutmuş olmalarının mükafatı olarak belediyede kadroya girerek devletten maaş alanlardır.
Yetenekli Adalar Belediyesi’nde bunun gibi ne yerler var yazmakla bitmez ama her ne hikmetse kodaman takımından birinin bahçesinde, yanında, yöresinde böyle bir kadastral boşluk olsa bırakın kiralamayı, işgal edene bir işlem bile yapılmaz hatta şikayete konu olsa bile bir değerli Türk büyüğünün dediği gibi “ önüne yatarak “duruma engel olunur.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YOLDAN SAPMAYACAĞIZ
Bizim yolumuz 40 yıldır doğru olanı doğru, yanlış olanı yanlış olarak haber yapmak yoludur. Yaptığımız haberlerden sonra yanlış olan bir şeyler düzelirse ne mutlu bize. Yoksa en azından bu yapılan yanlışlar kayıt altına alınmış oluyor ve elbet bir gün hesabını soran biri bulunur. Devlet her zaman 18 yaşındadır. Kamu aleyhine yapılan işlerin üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin hesabı sorulur. Güzel bir halk deyimimiz vardır: “Dedesi haram yerse torununun dişi kamaşır” derler.
HAİNE MERHAMET VATANA İHANET GETİRİR
Son yıllarda yapmış olduğumuz haberlere konu yerler ile ilgili olarak genel bir hafıza tazeleme amaçlı olarak ve bu yerlerden hangisinin akıbetinin ne olduğu, nasıl korunup kollandığı hakkında geniş bir haberimizi önümüzdeki günlere yetiştirmeye çalışıyoruz.
Şükrü ABANOZ