Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), diri fay hatları haritasını güncelleyerek kamuoyuyla paylaştı. Toplam 485 diri fay hattı belirtilen haritada, denizlerdeki diri fay hatlarına ise yer verilmedi.
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, en son 2013 yılında yenilenen deprem diri fay hattı haritasında güncellemeye gitti. Önceki haritada 150 olan diri fay hattı sayısı yeni haritada 500’e çıktı. 45 il ile 110 ilçe aktif fay hatları üzerinde yer aldı. Yarımada konumundaki Türkiye’nin etrafındaki Karadeniz, Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi’ndeki diri fay hatları MTA’nın yeni yayınladığı haritada yer almadı. MTA’nın aktif fay haritasının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, denizlerde bulunan ve kıyıları tehdit eden fay hatlarının haritaya eklenmesini istedi.
‘2018 YILINDA HAZIRLANAN DEPREM TEHLİKESİ HARİTASI DAHA GERÇEKÇİ’
Denizlerdeki fayların deprem kaynağı olduğunu belirten Prof. Dr. Bektaş, “Maden Tetkik Arama enstitüsünün aktif fay haritası yenilendi veya güncellendi. Ancak bu esasta bir şey değiştirmedi. Hatta bazı eksiklikler hala devam ediyor. Maden Tetkik Arama’nın vermiş olduğu bugünkü aktif fay haritasında maalesef denizlerdeki faylar yoktur. Oysa denizdeki faylar da deprem kaynağıdır. Örneğin Karadeniz bir deprem kaynağıdır. Kuzey Anadolu fayı bir deprem kaynağıdır. Dolayısıyla Karadeniz iki deprem kaynağı arasında bulunur. Oysa bugünkü deprem haritasına baktığınızda sadece Karadeniz bölgesini tehdit eden Kuzey Anadolu Fayı olarak görülüyor. Oysa 2018 yılında hazırlanan Türkiye’nin deprem tehlike haritası bu eksikliği bildiği için eksikliklerini yani MTA haritasının eksiklerini uluslararası haritalardan tamamlayarak denizdeki fayları da dikkate alarak hazırlanmıştır. Dolayısıyla 2018 yılında hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayınlayan deprem tehlikesi haritası daha gerçekçidir. MTA’nın bugünkü deprem aktif fay haritasından çok daha ileri düzeyde Türkiye’nin deprem potansiyelini yansıtır. Özetle, MTA’nın bugünkü aktif fay haritası Türkiye’nin gerçek veya toplam deprem potansiyelini tam olarak yansıtmaz” diye konuştu.
‘ÖNLEM ALINMASI LAZIM’
Karadeniz Bölgesi’nin dolgularla büyüdüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Bektaş, denizde oluşacak depremin karada olduğundan daha fazla etki göstereceğine işaret ederek, “Dolgu alanları depremi olduğundan daha fazla büyüttüğü için ona göre önlem alınması lazım. Bugünkü harita sadece bize 6.6’lık bir deprem için bize hazır olun der. Ancak dolgular bu depremi 3-4 kat daha büyütebilir. O yüzden önlem alınması gerekiyor. Bugünkü MTA diri fay haritasında Karadeniz fayı gözükmüyor. İşte eksiklik burada. Bir deprem kaynağı gözükmüyor ama deprem tehlikesi haritası bu. Bu eksikliği nasıl tamamladı 2018 yılında? Yurt dışından almış olduğu, örneğin 2012 yılında Avrupa deprem haritasından yararlanarak eksikliği tamamladı. Ben isterdim ki MTA denizdeki fayları da bu haritaya işlesin, dolayısıyla bir bütün halinde Türkiye’nin gerçek deprem potansiyelini yansıtan bir harita olsun. Ama maalesef hala denizdeki faylar MTA diri fay haritasında yoktur. Örneğin 2020 yılında İzmir’de olan deprem 6.9’luk deprem, Ege Denizi içinde olmuştur. Ama o faylar yeni MTA haritasında yok, gözükmüyor. Trabzon’da olan 5.6 büyüklüğündeki Trabzon fayı üzerinde olan deprem Karadeniz fayı gözükmüyor. Dolayısıyla denizlerimizi ve kıyılarımızı tehdit eden bu fayların muhakkak surette MTA diri fay haritasında olması gerekir. MTA’nın bugünkü aktif fay haritası Türkiye’nin gerçek veya toplam deprem potansiyelini tam olarak yansıtmıyor” dedi. (DHA)