Eskişehir’de eğitim gördüğü ilkokulun bahçesinde düşüp fenalaşan Serra Öykü Özdemir’in (8) kalbi durdu. İhbar üzerine 4 dakikada gelen ambulans ekibi, küçük kıza elektroşok uygulayıp duran kalbini yeniden çalıştırarak hayata döndürdü.
Tepebaşı ilçesi Kumlubel Mahallesi’nde oturan Serdal ve Büşra Özdemir çiftinin 2 çocuğundan Serra Öykü Özdemir, 28 Eylül’de eğitim gördüğü Hürriyet İlkokulu bahçesinde koşarken düşerek fenalaştı. Okul yönetimi 112 Çağrı Merkezi’ni arayıp yardım istedi. İhbar üzerine İl Ambulans Servisi Başhekimliği’ne bağlı sağlık ekibi, yaklaşık 4 dakikada okula ulaştı.
Serra Öykü’nün kalbinin (arrest) durduğunu tespit edilen paramedik Mahmut Peri, İlyas Demir ve Esra İnan, ilk müdahalesinin ardından ambulansa aldıkları küçük kıza elektroşok cihazıyla müdahale etti. Kalbi yeniden çalıştırılan Serra, Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, buradan da Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Yapılan kontrollerde Serra’nın nadir görülen ve ani ölümlere yol açabilen kalp ritim bozukluklarından ‘Uzun QT sendromu’ hastası olduğu tespit edildi. Hastanede 5’i yoğun bakımda olmak üzere 21 gün kalan Serra’ya ameliyatla kalp pili takıldı.
HAYATINI KURTARAN EKİP EVİNDE ZİYARET ETTİ
Taburcu edilen Hürriyet İlkokulu 2’inci sınıf öğrencisi olan Serra Öykü Özdemir, yeniden okula başladı. Küçük kızı, ilk müdahaledeki başarısıyla yeniden hayata döndüren ambulans ekibi paramedik Mahmut Peri, İlyas Demir ve Esra İnan, İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Veli Görkem Pala ile birlikte evinde ziyaret etti. Serra Öykü, kapıda karşılığı paramedik ekibine teşekkür ederek çiçek verdi.
Serra Öykü’nün sağlık durumuyla ilgili bilgi alan paramedik ekibi, iyileşmesine çok sevindiklerini söyledi. Ambulans ekibinden paramedik Mahmut Peri, “Olay yerine varışımız 4 dakika sürdü. Biz olay yerine vardığımızda çocuğun yerde, bilinci kapalı bir şekilde yattığını fark ettik. Bak-dinle-hisset diye bir yöntem var tıbbi bir yöntem. Bu şekilde çocuğun solunumunu, nabzını kontrol ettik. Çocukta solunum ve nabzın olmadığını tespit ettik. Çocuğu ambulansa aldık. Kardiyopulmoner resüsitasyon dediğimiz kalbin ve solunumun durduğu bir durumda kalbi ve solunumu tekrar çalıştırmak için kullanılan tıbbi bir yöntem. Buna başladık. Bu ortalama 30-40 saniye falan sürdü. Sonunda bizim en sevdiğimiz şey bunca emeğin sonunda ventriküler fibrilasyon dediğimiz bir ritim var. Çocuğu monitörize ettikten sonra bu ritimde olduğunu fark ettik. Esra arkadaşımız elektroşok uyguladı. Çok şükür birinci şokta çocuk döndü” dedi.
Paramedik İlyas Demir de kalbi durmuş bir hastanın ilk elektroşokta dönmesinin her zaman yaşanmadığını ifade ederek, “Dönme olayı, çok beklediğimiz bir olay değil, her zaman olmuyor. Muhtemelen hızlı varmamızdan kaynaklı. İlk şokladıktan sonra hemen hasta döndü ve bu tabii ki çok güzel bir duygu. Yaşından dolayı, yaşlılarda bu kadar duygusal olmayabilir insan ama küçük 8 yaşında birisinde gerçekten çok etkileyici olabiliyor” diye konuştu.
‘MUCİZE OLARAK ASLA UNUTAMAYACAĞIM’
Paramedik Esra İnan ise “Ekibim çok soğukkanlıydı ve çok profesyonelce müdahale ettiğimizi düşünüyorum. Çok üzüldük Öykü’ye yani onu o halde görmek zaten çok üzdü, müdahale ederken dahi çok üzüldük. Hastaneye teslim ettikten sonra hep haber bekledik ne oldu acaba, nasıl oldu acaba diye. O bir mucize gibiydi, zaten çocuk vakalar bu şekilde çok denk gelmediği için hani insan kıyamıyor da açıkçası. Elektroşok da önemli bir müdahale, o yüzden bir çocuğa bunu yapmak cidden bir yandan üzüyor bir yandan çok şükür ki ilk müdahale de döndü ve o zaman gerçekten çok sevindik, çok mutlu olduk” dedi.
‘BU KONUDA ÇOK EĞİTİMLİ EKİPLERİMİZ VAR’
İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Veli Görkem Pala da, “Çok kısa bir sürede çağrıya cevap veriyoruz ve 4 dakika içerisinde Öykü kardeşimize ulaşıyoruz. Ancak vakanın bir düşme vakası değil, bir arrest vaka, solunum ve dolaşımın tamamen durduğu 8 yaşında bir çocuğumuz olduğunu fark ediyor ekibimiz. Hızla ileri yaşam müdahalesine başlıyorlar. Tabii bu konuda çok eğitimli ekiplerimiz var Eskişehir’de. Bu ilk başarımız değil, son başarımızda olmayacak” diye konuştu.
Serra Öykü’nün bir lojistik şirketinde yönetici olarak çalışan babası Serdal Özdemir, “Bu kadar tecrübeli bir ekip, bu kadar zamanında ve o 4 dakikada müdahalenin sürpriziyle biz hayattayız. Aynı zamanda o ritmi yakalayıp da seker (sakat) kalmamasının tek ve yegane sebebi bu ekiptir. 112’dir. Hepsine çok teşekkür ederiz. Çok sağ olsunlar” ifadelerini kullandı.
Büşra Özdemir de kızının yeniden hayatta olmasını kelimelerle ifade edemediğini söyledi. Okuldan aranınca olaydan haberdar olduğunu anlatan Özdemir, “Bizim için bir mucize, doktorlar için bir mucize. Çocuğumun hiçbir hastalığı yoktu. Zaten yaşadığımız en büyük şok o oldu. Yani bize her yerden soruldu, daha önce böyle bir durum var mıydı, yok muydu, diye. Bizim hiçbir sağlık problemimiz yoktu. Yani görünür de hiçbir şey bilmiyorduk. Zaten hastalık gizli bir hastalıkmış. Bu tür vakalarda ortaya çıkıyormuş, bize söylenen o oldu. Şu anda kalp pili takıldı. ICD deniyor. Hastalığın adı da ‘Uzun QT Sendromu’ konuldu. Genetik olduğu söylendi. Çok sık gözükmüyormuş. Tek bildiğimiz çok gizli bir hastalık olduğu, hep bu tür vakalarla bulunan bir hastalık olduğu bilgisi verildi. Çok şükür sağlığı yerinde, kalbi çalışıyor” dedi.
Serra Öykü’ye konulan ve ani ölümlere yol açabilen kalp ritim bozukluklarından Uzun QT sendromu teşhisinin ardından anne, babası ve kardeşi de sendromla ilgili olarak genetik incelemeye alındı.