Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AYM ile Yargıtay arasındaki mesele, görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibarettir. İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını darbe olarak nitelendirmek utanmazlıktır” diyerek, CHP Genel Başkanı Özel’e tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Yargıtay arasındaki “Can Atalay” gerilimini “İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkı” olarak değerlendirdi, “Bunu darbe olarak nitelemek utanmazlıktır… Yargıtay’ın yaptığı açıklamalarda dile getirdiği serzenişleri göz ardı edemeyiz ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer” dedi.
Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:
İSTİSMARCILARA DERS: Cumhuriyetimizin 100. yaşını 85 milyon olarak büyük bir coşkuyla kutladık. Böylece öküz altında buzağı arayan, Büyük Filistin Mitingi’ni bahane ederek fitne peşinde koşan istismarcılara esaslı ders verdik.
FAŞİST KODLAR DEĞİŞMEDİ: Tek parti döneminden bu yana aktörler değişti, söylemler değişti, genel başkanlar değişti ama CHP’nin faşist kodlarında en ufak bir değişim olmadı.
EMANETÇİ Mİ?: CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunda oturan gerçekten Genel Başkan mı, yoksa emanetçi mi belli değil…Onu oraya oturtan efendilerinin bir sonraki adamı ne olacak, o da meçhul… Seçim hezimetinin tüm faturasını sabık Genel Başkanlarına keserek kendilerini temize çekmeye çalıştılar… Bugün recmettikleri sabık genel başkanlarını -Galiba bir ofis açmış. Orada inşallah mutfağı da unutmamıştır- daha 5-6 ay önce yere göğe sığdıramayan yine bunlardan başkası değildi… CHP ve yedili koalisyonda kimin kimi hançerlediği, kimin kime ihanet ettiği bizim meselemiz değildir. Genel başkanlık koltuğunda oturan yeni şahsın, selefi gibi çarkçı olması bizi alâkadar etmez.
CHP’NİN SÖZÜ OLAMAZ: CHP bireysel başvuru hakkını da içeren anayasa değişikliğine ‘hayır’ dedi. Hatta değişikliklerin iptali için AYM’ye başvurdu. Dolayısıyla CHP’nin bugün bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur, olamaz… İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını darbe olarak nitelemek bir başka utanmazlıktır.
GÖRÜŞ FARKLILIĞI: AYM ile Yargıtay arasındaki mesele iki yüksek yargı organının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibarettir. Bireysel başvuru hakkının kullanımı noktasında yaşanan sorun bir süredir zaten ifade ediliyordu. Her iki yüksek yargı organı başkanları da bu konudaki şikâyetlerini dile getiriyorlardı. AYM’nin 130 bin dosya sayısına ulaşan iş yükünün altından kalkması mevcut şartlarda mümkün değildir. Bu kadar dosyasının sağlıklı şekilde değerlendirilemeyeceği açıktır.
BİZE HAKEMLİK DÜŞER: Yargıtay’ın dile getirdiği serzenişleri elbette göz ardı edemeyiz ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil hakem olmak düşer.
OTURMAK İÇİN PARKA GİT: Meclis eylem ve nümayiş yeri değil, ülkenin meselelerine çözüm üretme mercidir. Hele hele oturma eylemi yapma yeri değildir. Oturmak için yer arıyorsan parka git.
Meclis grubuna ilk ziyaret
Erdoğan, grup toplantısının ardından, Grup Başkanı Abdullah Güler’in davetiyle TBMM’de AK Parti Grup Yönetimi’ni ziyaret etti. Cumhurbaşkanı olduğu 2014 yılından bu yana ilk kez gerçekleştirdiği grup ziyaretinde Erdoğan, Güler’in odasında öğle yemeği yedi. Yemek sırasında Erdoğan’a Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da eşlik etti. Erdoğan 2,5 saat süren ziyarette tüm grup başkanvekillerinin odalarına tek tek uğradı, grup personeli ile de bol bol fotoğraf çektirdi. –Ayşegül Kahvecioğlu
‘Atom bombası ile tehdit ediyorsun’
İsrail bir şehri, içindeki insanlarıyla topyekûn yok etme stratejisi uyguluyor. Devlet terörü estiriyor. Açık söylüyorum İsrail bir terör devletidir. Hamas’ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun. Hamas, Filistin’de seçimlere girip seçimi kazanan siyasi partidir. Seçimi kazanınca haklarını elinden aldınız… Buradan Netanyahu’ya sesleniyorum; sende atom bombası var mı yok mu? Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz. Ey İsrail sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun. Artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol, neye sahip olursan ol ama gidicisin… Soykırım var. Şu anda yüzlerce, binlerce avukat bunları Lahey Adalet Divanı’na… Böyle bir soykırımı yaptığı için bütün adımları atıp, gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içerisinde olacağız.
HAÇLI-HİLAL MESELESİ: Charlie Hebdo saldırısının ardından devlet başkanları, başbakanlar Paris’te yürüyüş yaptı. Hadi gelin bir de bununla ilgili yürüyün bakalım. Olay haçlı-hilâl meselesidir… Bu süreçte bizi asıl üzen, Gazi Meclisimizin kürsüsünden söylenen kimi sözlerdir… CHP, açıkça İsrail yönetimini savunamadığı için direnişçileri terör örgütü ilan ederek canileri temize çekmeye çalışıyor.