Türkiye- Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan, İsrail’in, sivilleri, kadın ve çocukları özellikle hedef aldığını belirterek, “İnsanlık artık suskunluğunu bozmalıdır.” ifadelerini kullandı.
TBMM’de, Türkiye- Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan, AK Parti’li üyeler ve milletvekilleri ile birlikte basın toplantısı düzenledi. 12’nci gününe giren İsrail saldırılarında dün gece büyük bir vahşetin yaşandığını belirten Turan, “17 Ekim insanlığın, kara gecesidir. İnsanlığını kaybetmemiş, vicdan sahiplerinden bu acımasız, insani, ahlaki değerlerden yoksun saldırıları acilen durdurmasını talep ediyoruz. Hangi vicdan, ‘İnsanım’ diyen hangi yaratık içinde sağlık hizmetlerinin verildiği ve BM tarafından savaşlarda vurulması, tahrip edilmesi, hedef alınması yasak olan hastaneye saldırır? Askeri uzmanların belirttiğine göre; dün hastaneye atılan bomba; 15 metre genişliğinde ve 11 metre derinliğinde bir çukur oluşturabilen, 380 milimetrelik metali bile delebilen 336 metrelik bir alandaki her şeyi yok edebilen, 900 kilogram ağırlığındaki bir bombaymış. ABD menşeli MK-84 bombayı kim masumlara atar? Böylesine iğrenç bir vahşeti ancak; içinde insanlık kırıntısı kalmayan, gözü dönmüş, insan öldürmeyi ibadet sayan, sapkın hedefleri olan, kirli bir zihniyet yapar” dedi.
‘BU KATLİAMDAN ÖTE SOYKIRIMDIR’
İsrail’in, uluslararası hukuka, savaş ahlakına göre korunması gereken sivilleri, kadın ve çocukları özellikle hedef aldığını belirten Turan, “Bu katliamdan öte soykırımdır. Eğer bu dünyada biraz insaf, biraz medeniyet, biraz vicdan varsa; bu katliamın sorumluları bulunmalı ve yargılanmalıdır. Avrupa Konseyi başta olmak üzere, insan hakları kuruluşlarının yaşanan ağır insanlık suçunu işleyenlere karşı sessizliğe bürünmesi; bize inandıkları değerlerden ne kadar uzakta ve erdemden ne kadar yoksun olduklarını göstermektedir” ifadelerinde bulundu.
Modern tarihte ilk defa bir devlet başkanının sivilleri öldürdüğü görüntülerle övündüğünü dile getiren Turan konuşmasını şöyle devam etti:
“Bu ülkenin askerleri, milletvekilleri, bakanları savunmasız sivilleri öldürmekten sevinçle bahsediyor. Okullar, camiler, kiliseler ve hastaneler içindeki sivillerle beraber, bombalarla yerle bir ediliyor ama Lahey Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi kurumlar ise öylece seyrediyorlar. Bu kabul edilemez. İsrail’e sahip çıkan bazı batı ülkelerinin eğer biraz kendine saygısı varsa, biraz insan hakları konusunda duyarlılıkları varsa, biraz insani yönleri kalmışsa bu vahşete tepkisini göstermeli ve katillerin hesap vermesi için gereken adımları atmalıdır. Çünkü artık burada söz bitmiştir. Kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Dün bölgeden gelen bir videoda top oynarken atılan füze sonucu arkadaşları şehit edilen çocuğun görüntülerini izledik. Çocuk diyordu ki; ‘Kafası ikiye bölünmüş bir çocuk gördüm. Bu hayat değil. Bu yaşamak değil.’ Bir başka çocuk da; ‘Biz insan değil miyiz? Bizi neden öldürüyorlar’ diye haykırıyordu. Affedin bizi çocuklar. Size böyle bir dünya, böyle bir hayat yaşattığımız için bizi affedin.”
‘ATEŞKES SAĞLANMALIDIR’
Turan, Filistin’i, Ortadoğu’yu ve dünyayı kavuran bu ateşin söndürülmesi için çağrılarını şöyle sıraladı:
“Siyonist zihniyetin zulümlerine ‘dur’ denilmeli, ateşkes sağlanmalıdır. Batılı toplumlardaki sağduyulu insanlar, sivil toplum örgütleri ayağa kalkmalıdır. Başta Gazze olmak üzere Filistin halkına acil insani yardımların ulaştırılması için karadan ve denizden insani koridorlar açılmalı. Tıbbi malzeme ve ekipmanların BM eliyle ivedilikle Gazze’ye girişi sağlanmalı. Suyu, elektriği ve altyapısı çökmüş olan Gazze’ye kuru gıda ve su ulaştırılmalı. Dünyadaki tüm insani- aktivist sivil toplum kuruluşları Siyonist saldırılara karşı sesini yükseltmeli. Uluslararası Adalet Divanı, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Uluslararası Af Örgütü gibi Lahey’de, Cenevre’de, Brüksel’de, Londra’da, New York’ta ne kadar kuruluş ve kurum varsa Gazze’ye gitmelidir. 12 gündür atılan yasaklı misket bombalarını, fosfor bombalarını, uluslararası insani hukuk altında özel korumaya sahip hastane, okul gibi binaları hedef alanlar, BM savaş suçları komisyonu tarafından araştırılmalı, soruşturmalı savaş suçu işleyenler Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. BM eğer gerçekten dünya insanlığı için çalışan bir örgütse caydırıcılığını bir kez olsun ortaya koymalı ve bu hususları acilen dikkate almalıdır. Buradan, Gazi Meclisimizden tüm dünya parlamentolarına sesleniyoruz; ABD Temsilciler Meclisindeki duyarlı senatörlere, İngiltere Meclisindeki vicdanlı parlamento üyelerine, Tokyo’daki, Pekin’deki parlamenterlere sesleniyoruz, bütün dünya kamuoyuna sesleniyoruz; İsrail’e destek veren politika ve uygulamalara imza atanlara engel olun. Zulme karşı sesinizi yükseltin. Çünkü orada vurulan sadece insanlar değil. İnsanlık artık suskunluğunu bozmalıdır.”