3-9 KASIM ORGAN BAĞIŞ HAFTASI
Canlılarda belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenen bölümlerine organ denir.Sağlam bir organı tıbbi koşullar altında başka bir kimsenin işlevini yitirmiş organı yerine takılmasına,organ nakli adı verilir.Organ nakli hayat kurtaran bir operasyondur.
Ülkemizde her yıl “3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası” olarak kutlanmaktadır. Tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin de önemli sağlık sorunlarından biridir. Organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar uygun organ bulamadığı takdirde yaşamlarını kısa sürede kaybetmektedirler. Görmeyen bir gözün görmesi ya da hayatını diyaliz makinasına bağlı geçirmek zorunda olan bir kimsenin normal yaşamına dönmesinin sağlanması sadece organ ve doku nakli ile sağlanabilir. Milyon nüfus başına düşen kadavra verici sayısı İspanya’da 34.4, Fransa’da 24.1, İtalya’da 21.3 iken ülkemizde 3.5’tir. Ülkemizde kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilmektedir.
1929 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışı yapılabilmesi için 18 yaşını doldurmuş olmak ve bu dileği iki tanık huzurunda sözlü olarak dile getirmek ve bunun bir hekim tarafından tasdik edilmesi yeterli olmaktadır. Bunun için en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak Doku ve Organ Bağış Nakil Belgesi alınması gerekir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 3.3.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Bu kararda zaruret halinin bulunması yani hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet edilmesi, hastalığın bu yolla tedavi edileceğine ilişkin doktor kararının olması, doku ve organı alınacak kişinin bu işlemin yapılmış olduğu sırada ölmüş olması yine organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması, hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartı ile yakınlarının rızasnın sağlanması, karşılığında ücret alınmaması, hastanında nakle razı olması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca “organını veren kişi yaptığı iyilik ve fenalıklardan kendisinin sorumlu olduğu belirtilmektedir.
Organ nakli aynı zamanda insanın yaşama duyduğu saygının da bir ifadesidir. Dünyanın malının dünyada kalacağı bilinci ile sadece insana has olan ardında birşeyler bırakabilme, insanlık adına da birşeyler yapabilme duygusunun da doruk noktasıdır. Belki o anda organları bağışlanan kişi bunun bilincinde olmamaktadır ama tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bağış daha ziyade yaşayanları ilgilendiren bir olgudur. Ölen kişinin bağış kartı olmaksızın bağış yapacak olanlar ölen kişinin yakınlarıdır.
Organ bağışı denildiğinde kendimize sormamız gereken asıl soru; kendi organlarımızı bağışladığımız kadar en sevdiklerimizin organlarını bağışlayıp bağışlayamacağımız olmalıdır? Görüldüğü gibi bu çok zor bir sorudur. Ama bir gün organ bekleyen bir yakınımız olabileceği gibi organını bağışlamak veya bağışlamamak durumunda kalacağı ız bir yakınımız da olabilir.
Unutmamalıdır ki bağışlanan her organ kurtulan bir yaşamdır ve ülkemize maddi ve manevi önemli katkılar sağlamaktadır.
Adalar Toplum Sağlığı Merkezi
EĞİTİM ŞUBESİ