Bozcaada’da doğal sit alanına yapılan bağevleri adayı ayağa kaldırdı. 2009 yılına kadar birinci derece doğal sit alanı olan ve tek bir çivi çakılmasına bile izin verilmeyen koy, önce 3. dereceye düşürüldü, sonra da yapılaşmaya açıldı.
Tıpkı Gökçeada’da olduğu gibi Bozcaada gönüllüleri de bir forum kurarak mücadele başlattı. Forum üyeleri adanın nâzım imar planını yapan şirket ile bağevleri projesini yapan şirketin aynı olduğunu tespit etti. Doğal sit alanına inşaat iznini ise geçen hafta Bayramiç Skepsis antik kentinin dibinde arkeolojik sit alanında maden ocağı açılmasına onay veren Çanakkale Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu oldu.
Daha önce çivi çakmanın yasak olduğu 1. derece doğal sit alanında olan Bozcaada Akvaryum Koyu inşaat tehdidi altında. Çevreciler, adını doğal yaşamından alan koyda, inşaata karşı eylem başlattı.
Doğal sit alanı olan Bozcaada Akvaryum Koyu, denizinin temizliği, ekolojik yapısı, karadaki doğal ortam ve içinde yaşayan endemik bitki örtüsü ile ziyaretçilerin hayran olduğu bir bölge. Adını doğal yaşamından alan Akvaryum Koyu bu günlerde inşaat tehdidi altında. Hem özel bağevleri projesi hem de alanın henüz yürürlüğe girmeyen 1/25 bin ölçekli nâzım imar planında toplu konut alanı ilan edilmesi adalıların tepkisine neden oldu.
Daha önce 1. derece doğal sit alanı olan koy, 2009 yılında adanın bütününde yapılan sit değişiklikleri ile birlikte 3. derece doğal sit alanı kapsamına alındı. Bugün adanın halihazırda 1/25 bin ölçekli onaylanmış nâzım imar planı yok. İmar izinleri 1997 yılında yapılan 1 / 5000 ölçekli nâzım imar planı ile yine aynı tarihte onaylanan 1/1000 ölçekli koruma imar planına göre veriliyor. Ancak bu durumun kendisi başlı başına bir sorunu beraberinde getiriyor. Çünkü sit dereceleri değişen alanlarda koruma amaçlı nâzım imar planlarının da yenilenmesi gerekiyor. Bu değişiklik yapılmadan verilen inşaat izinlerinin bir geçerliliği kalmıyor. Bu hataya Akvaryum Koyu’nda yapımı düşünülen 38 konutluk bağevleri projesine izin veren Çanakkale Kültür Varlıkları Koruma Kurulu da düştü. Kurul aldığı kararda, Edirne Koruma Kurulu’nun 1997 yılında onayladığı 1/5000 ölçekli nâzım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma imar planına atıfta bulunarak projeyi uygun buldu.
Rapor bekleniyor
Bozcaada’da yaşayan çevreciler tarafından kurulan Bozcaada Formu da bu duruma dikkat çekiyor. Forum üyeleri sit derecesi değişince nâzım imar planının değişmesi gerektiğine vurgu yapılarak yeni hazırlanan ve henüz askıya çıkmayan 1/25 binlik plan için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na itiraz ettiler. Bakanlık itirazı değerlendirmek için bir heyeti adaya gönderdi. Heyetin hazırlayacağı rapor bekleniyor.
Ayrıca Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu bilindiği üzere 2 yıl önce birbirinden ayrılmış ve doğal sit alanları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uhdesindeki tabiat varlıkları komisyonuna bağlanmıştı. Çanakkale Tabiat Varlıkları Komisyonu da 3. derece doğal sit alanlarındaki yapılaşma şartları açısından konuyu incelemeye aldı. Komisyon yetkilileri 3. derece doğal sit alanlarında, doğal yapının korunması ve geliştirilmesi amacıyla, yörenin kullanım özelliği de göz önüne alınarak bir yapılaşma izni verilebileceğinin, toplu konut gibi bir yapılaşmanın doğal sit alanlarında yapılamayacağının altını çiziyor.Komisyon, diğer yandan bağcılık faaliyetinde bulunma süsü verilerek evlerin bahçelerine ekilecek asmalarla yapılacak yazlık konutların da doğal sit alanları için uygun olmadığı görüşünde.
Proje de plan da aynı şirketten
Bozcaada’nın güneyinde yapılaşmaya imkân veren ve 1997 yılında Bozcaada Belediyesi tarafından onaylanan imar planı çalışması ile Akvaryum Koyu’na yapılmak istenen 38 konutluk ‘Akvaryum Bağevleri Projesi’nin aynı şirket tarafından hazırlandığı ortaya çıktı. An Yapı isimli firma tarafından yapılan her iki proje için Bozcaada Forumu üyeleri şu yorumda bulunuyor: “1997 yılında nâzım imar planı hazırlanırken zaten buranın yapılaşmaya açılmasının planlandığı net olarak belli oldu. Planı hazırlayan firma projeyi de hazırlamış. Bu kadar yıl beklemelerinin sebebi ise alanın birinci derece doğal sit olması. 2009 yılında sit derecesi de 3’e düşürülünce projeyi hayata geçirdiler.’’
‘Bizi yıpratmak istiyorlar’
Kendisine ulaşamadığımız Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay konuyla ilgili geçen günlerde yaptığı açıklamada şöyle demişti: “1997 yılında imara açılan yerler dışında hiç yeni yer açılmadı. Fakat oradaki yapılaşma alanı iddia edildiği gibi büyük bir alan değil. Şu an internette dolaşan evler ise Yalçın Kıpçak isimli şahsa aittir ve 4 evden ibarettir. 1/ 25 binlik planlar bakanlığın uhdesinde olduğundan belediyenin yetkisinde değildir. Biz ev yapma yetkisini 2000 metrekare yaptık. Adayı korumak istemesek 300’e de 500’e de, 1000 metrekareye de ev yapma yetkisi verirdik. Güneye neden küçük imar verdik? Çayır ve ova tarafındaki yapılaşmayı engellemek için. Nasıl olsa o tarafta da bağcılık yok. Biz de bağcılık olmayan o bölge de (Akvaryum Koyu) imar izni çıkardık. Haberleri yapanlar hep aynı 3-5 kişi. Amaç bizi yıpratmak.’’
Gökçeada örneği
Gökçeada’da benzer durum olmuştu. Sit alanı içinde kalan araziye imar plan değişikliği ile belediye inşaat ruhsatı vermiş ve 5 katlı otel inşa edilmişti. Gökçeada gönüllüri de bir dernek kurarak otel ile mücadele başlatmışlar ve mahkeme kararıyla otelin kaçak olduğunu ve sit alanında yapıldığını belgelemişlerdi.Radikal