Adalar’da Azmanbüs Krizi Devam Ediyor

Adalar’da Azmanbüs Krizi Devam Ediyor
Yayınlama: 10.03.2025
A+
A-

İstanbul Adaları’nın motorlu araçsız yapısı, 2020’de İBB’nin minibüsleri, 2024’te ise “Azmanbüs”leri devreye sokmasıyla bozuldu. UNESCO miras adayı ve koruma alanı olan Adalar’da halk, doğanın tahrip edildiğini belirterek protesto ediyor. İBB’nin tepkilere gözaltı ve davalarla karşılık verdiği süreçte, 12.000 imza da dikkate alınmadı. Adalar Dayanışma Ağı, “Adalar rant değil, koruma alanı” diyerek Saraçhane önünde basın bildirisi okudu.

BASINA VE KAMUOYUNA

Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul Adaları, yalnızca İstanbul ve Türkiye için değil, tüm dünya için korunması gereken sayılı alanlardan biridir. Pek az yerde görülen doğal ve kültürel zenginlikleri dolayısıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday olan İstanbul Adaları, 1984 yılında SIT alanı, 2021 yılında ise özel çevre koruma bölgesi ilan edilmiştir. Adalar, özgün ekolojik dokusunun yanı sıra, artık pek az yerde görülen kültürel çeşitliliği, çok dilliliği ve özgün tarihsel mirasıyla da öne çıkmaktadır.

İstanbul Adaları’nı dünyanın başka yerlerindeki koruma alanlarından ayıran bir diğer özelliği ise motorlu araç trafiğine tamamen kapalı oluşudur. Adalar ilçesinin bütününün SIT alanı ilan edilmesinin gerekçelerinden biri de bu alanın korunmasıydı. İstanbul Adaları’nın bu özelliği sayesinde Türkiye, dünyadaki “motorlu araç trafiğine kapalı olan adalar”a sahip 24 ülkesinden biriydi. Daha doğrusu, biriydi. Çünkü 2020 yılından itibaren Adalar bu özelliğini kaybetmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), ada sakinlerinin itirazlarına rağmen, demokratik katılım ilkelerini hiçe sayarak Adalar’a “toplu taşıma”yı dayatmış ve 2020 yılında tescilsiz, lisanssız minibüsler getirmiştir. 15 Haziran 2024’ten itibaren bunlara “Azmanbüsler” eklenmiştir. Ada sakinlerinin bu araçların kullanımına karşı haklı protestoları ise ilk gününde İETT’nin hedef göstermesiyle polisin yaptığı gözaltılarla, devam eden günlerde ise açılan davalarla, gözdağı ve dezenformasyonlarla karşı karşıya bırakılmıştır.

Bu çerçevede şu noktaları kamuoyuna açıklamak isteriz:

  • İBB, Adalar’ın değerini ve özel statüsünü kavramamıştır ve diğer 38 ilçe ile karıştırmaktadır.
  • Adalar’da toplu taşımanın olmazsa olmaz olduğunu iddia etmektedir. Ancak İBB’nin Adalar’da neyin olup neyin olmayacağına karar vermek gibi bir yetkisi yoktur. Bu yetki, asgari demokrasi değerleri gereğince öncelikle ada sakinlerinindir ve Adalar koruma alanı olduğuna göre, yasaların yetkilendirdiği koruma kurullarınındır. İBB ve İETT, Adalar halkının taleplerini ve koruma ilkelerinin gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

Adalar’da toplu ulaşım bir İBB ve Ekrem İmamoğlu icadıdır; bir dayatmadır. İETT’nin Adalar’a girişi 2020 yılında olmuştur. Bu tarihe kadar Adalar’da ulaşım yaya olarak, bisikletle ya da atlı faytonlarla sürdürülmekteydi. İETT, 2020 yılında Adalar’da “ruhsatlanması mümkün olmayan” L sınıfı elektrikli araçlarla toplu taşıma faaliyetine başlamıştır. L sınıfı araçlar da Azmanbüslerin yanı sıra halen kullanılmaya devam edilmektedir.

Adalar’da yaşayanlar için toplu taşıma gereksinimi yoktur. İmamoğlu, “toplu taşıma hizmetinin” ada sakinlerinin okul, hastane, mezarlık gibi yerlere ulaşımını kolaylaştırdığını iddia etmektedir. Ancak Adalar’ın en büyüğü olan Büyükada’da bile bu yerlerin şehir merkezinden uzaklığı 1 kilometreden azdır. Ayrıca Adalar’da okul servisi, ambulans, cenaze aracı ya da genel servis araçları gibi kamuya ait araçlar zaten bulunmaktadır. 2020 yılına kadar İETT ve toplu taşıma araçlarının bulunmadığı Adalar’ın sakinleri, bu yerlere ulaşım için herhangi bir güçlük çekmiyordu.

Adalar’da toplu taşıma, adalılara değil, turizme ve şehirleşmeye hizmet etmektedir. Adalar’ın nüfusu 2024 yılında 16.979’dur. İmamoğlu, Adalar’ın nüfusunun yaz aylarında 60.000’i bulduğundan söz etmekte ve bunun için büyük toplu taşıma araçlarına ihtiyaç duyulduğunu ifade etmektedir. Bu 60.000 kişinin Adalar’a hastaneye ya da mezarlığa gitmek için geldiğini düşünmek mümkün değildir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, halkın duygularını sömürerek halkı yanıltmakta, bilgi kirliliği yaratmaktadır.

İETT, Adalar’da uyguladığı ücret tarifesiyle çelişkiye düşmekte, eşitlik ilkesine aykırı hareket etmekte ve Adalar’ın özel bir statüsünün olduğunu örtülü olarak kabul etmektedir. Adalar’da verilen toplu taşıma hizmetinin ücretlendirilmesi, İETT toplu taşıma ücret tarifesinin dışında tutulmaktadır. İETT, Adalar için özel tarife uygulamaktadır. İBB Başkanı İmamoğlu, icadını “yaş almış vatandaşların” toplu taşıma araçlarına duyduğu ihtiyaçla gerekçelendirmeye çalışırken, İETT’nin Adalar ücret tarifesinde “Tam”, “sosyal”, “öğrenci” ve “yaşlı” başlığı altında tanımlanan ücretler birbirinin aynısıdır. Yani Adalar’da ne 65 yaş üstüne, ne öğrenciye, ne öğretmene indirim uygulanmaktadır. Aktarma uygulaması dahi Adalar’da geçerli değildir. Yani vatandaşları okula, hastaneye taşıyacağı iddia edilen minibüsler, bu işi fahiş fiyatla yapmaktadır. Bu konuda vatandaşların yaptığı itiraza İETT, Adalar’da taşımanın rekreatif ve talep bazlı olduğu, bu nedenle eşitlik talebinin uygun görülmediğine ilişkin cevap vermektedir. Bu açıklama dahi Adalar’da toplu taşımada kamu yararı gözetilmediğini göstermektedir. Öyleyse rekreasyon ve turistik talepler için Adalar’ın tarihsel, kültürel, doğal dokusu yok edilmekte, Türkiye’nin tek “motorsuz alanı” feda edilmektedir. Oysa İBB, Adalar’da vereceği her hizmette öncelikle Adalar’ın koruma alanı olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmalıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelere göre koruma alanlarında kamu kurumlarının ve belediyelerin önceliği, alanın korunmasıdır.

Ülkede demokratik katılımın olmadığından yakınan İBB Başkanı, Adalar’da sürece katılım isteyenleri çeşitli yöntemlerle hedef göstermekte ve kibirli bir tutumla aklınca aşağılamaktadır.

Adalılar, “Azmanbüs” adını verdikleri M sınıfı minibüslerin Adalar’da kullanımına karşı yaklaşık 12.000 imza toplamış ve İBB’ye vermiştir. Bu araçlar Adalar’a çıkmadan önce Büyükada’da Adalar Belediye Başkanı tarafından bir toplantı düzenlenmiş, bu toplantıda yoğun itirazla karşılaşan İETT Genel Müdürü, itirazların yerinde olduğunu ve dikkate alınacağını, öncelikle bir ulaşım çalıştayı düzenleneceğini, Adalıların isteği doğrultusunda çalıştay sonucu mutabakat oluşmadıkça bu araçların kesinlikle kullanılmayacağını beyan etmiştir. Adalar Belediye Başkanı da bu araçları istemediğini ifade etmiştir. Fakat söz konusu araçlar, toplantıda gösterilen iradeye ve Adalıların topladığı yaklaşık 12.000 imzaya karşın Adalar’da kullanıma sokulmuştur. Adalılar araçları protesto etmiş, konunun basında yer bulması üzerine İBB Başkanı İmamoğlu yaptığı açıklamada, “Dizayn hassasiyeti, efendime söyleyeyim, estetik hassasiyeti olan bir kısım vatandaşlarımızın tepkileri var,” demiştir. İmamoğlu, “halk” ve “estetik hassasiyeti olan bir kısım vatandaş” ayrımı yaparken tanıdık bir dil kullanmaktadır. Bu dil, Türkiye’de baskıcı iktidarların yıllardır kullandığı ötekileştirici dildir.

İBB yönetimi ne iklim değişikliğini ne de doğa-insan bütünlüğünü kavramıştır.

Karşı karşıya olduğumuz küresel ekolojik kriz, tüm dünyaya motorsuz alanların önemini kavratmışken ve dünyanın pek çok yerinde belediyeler bu alanları artırmaya çalışırken, Türkiye, İBB’nin anti-demokratik uygulamaları sayesinde “motorsuz adalar”ını kaybetmektedir.

ADALAR RANT ALANI DEĞİL, KORUMA ALANIDIR!

ADALAR DAYANIŞMA AĞI

Bir Yorum Yazın

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.