İstanbul’un her köşesinde kadın emeğini desteklemek için kurulan tezgahlar, el yapımı ürünleriyle hem yerel ekonomiyi canlandırıyor hem de kadınların ekonomik bağımsızlığına katkıda bulunuyor.
Ancak Adalar’da bu tezgahlar, asıl amacından uzaklaşarak siyasi çıkar ilişkilerine teslim olmuş durumda. Kadınların el emeklerini halka sunarak ev ekonomilerine destek sağlaması beklenirken, tezgahların çoğu erkek satıcılar tarafından işletiliyor, ürünler el emeği yerine anakaradan getirilen hazır ürünlerden oluşuyor ve vergi kaçırıldığı iddia ediliyor.
İstanbul’un diğer ilçelerinde belediyeler, kadınların el emeği ürünlerini sergileyebilecekleri tezgahları ücretsiz olarak sunuyor. Bu tezgahlarda bebek patikleri, el nakışı havlular, çini seramik ürünleri, bambu sepetler, geri dönüştürülmüş malzemelerden ev aksesuarları gibi geniş bir yelpazede el yapımı ürünler yer alıyor.
Kadınlar, bu platformlarda hem ekonomik gelir elde ediyor hem de sosyal dayanışma ağları kurarak güçleniyor. Örneğin, Tuzla Kadın Meclisi’nin düzenlediği Gönül Elleri Çarşısı, kadınların el sanatları öğrenmesini ve ürünlerini satarak aile bütçesine katkıda bulunmasını sağlıyor. Bu tür girişimler, kadınların “ayaklarının yere daha sağlam basmasını” ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmasını hedefliyor.
Ancak Adalar’da durum oldukça farklı. Yerel kaynaklara göre, tezgah başına yıllık 15 bin TL ücret alındığı halde belediye bu ödemeler için belge vermiyor. Tezgahlarda satılan ürünlerin çoğu el emeği değil, anakaradan getirilen hazır ürünler. Dahası, kadın emeğini desteklemek için kurulan bu tezgahların başında çoğunlukla erkek satıcılar bulunuyor. Seyyar satıcı belgeleri olmayan bu satıcıların ne alış ne de satış faturası kestiği, böylece vergi kaçırdığı öne sürülüyor. Girişimci olsalar dahi vergi yükümlülüğünden kaçınıldığı belirtiliyor.
Kadın emeği pazarları, sadece ekonomik değil, sosyal açıdan da kadınları güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu tezgahlar, kadınların bir araya gelerek deneyimlerini paylaştığı, özgüven kazandığı ve topluluk duygusu geliştirdiği alanlar yaratıyor. Deniz temalı nevresim takımları, halı-kilim dokumaları, file çantalar gibi çeşitli el sanatları, kadınların yaratıcılığını ve becerilerini gözler önüne seriyor. Bu girişimler, kadınların finansal istikrar kazanarak kendi seçimlerini yapabilmesine ve hayatları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasına olanak tanıyor.
Kadın Meclisleri’nin genel hedefleri de bu vizyonla uyumlu. Kadınların ihtiyaçlarını belirlemek, haklarını savunmak ve sosyal, kültürel, ekonomik refahlarını desteklemek için projeler geliştiren bu yapılar, kadınların iş gücüne katılımını toplumsal kalkınmanın temel taşlarından biri olarak görüyor. Ancak Adalar’daki mevcut durum, bu ortak vizyona gölge düşürüyor.
Adalar’da kadın emeği tezgahlarının asıl amacına dönmesi için acil adımlar atılması gerektiği belirtiliyor. Kadın satıcıların ön planda olduğu, el emeği ürünlerin sergilendiği ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla işletilen tezgahlar, hem yerel ekonomiye hem de kadınların güçlenmesine katkı sağlayabilir. İstanbul’un diğer ilçelerindeki başarılı örnekler, Adalar için de bir yol haritası sunuyor. Yetkililerden, bu tezgahların kadın emeğine gerçekten destek olacak şekilde düzenlenmesi ve denetimlerin artırılması bekleniyor.
Kadınların el emeğiyle ürettiği ürünler, sadece birer eşya değil, ekonomik bağımsızlık ve sosyal dayanışmanın sembolü. Adalar’ın da bu vizyona katılması, kadınların hem kendileri hem de aileleri için daha güçlü bir gelecek inşa etmesine olanak tanıyacak. Sorunların çözülmesiyle, Adalar’daki tezgahlar da kadın emeğinin gerçek birer temsilcisi haline gelebilir.