Her yıl 10 Kasım sabahı, Türkiye’nin dört bir yanında, özellikle de okul bahçelerinde aynı sessizlik yankılanır. Saat 09.05’te çalan sirenlerle birlikte, hayat bir anlığına durur. Rüzgâr bile susar, çocukların ellerindeki Türk bayrakları hafifçe titrer. O an, yalnızca bir anma değil; bir milletin minnetle eğildiği, derin bir saygı anıdır.
Atatürk’ü anmak, yalnızca tarih kitaplarında adını okumakla sınırlı değildir. Onu anlamak, fikirlerini yaşatmak ve genç kuşaklara aktarmakla mümkündür. İşte bu yüzden, okul bahçelerinde yapılan anma törenleri çok özeldir. Çünkü o bahçelerde, Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok güvendiği varlıklar —çocuklar ve gençler— onun mirasını sahiplenir.
Törenlerde okunan şiirler, öğrencilerin kalbinden dökülen sözler, öğretmenlerin gözlerindeki gurur, bayrak direğinde dalgalanan kırmızı beyaz… Hepsi birer semboldür. Her biri, “Atam, senin yolundayız” demenin farklı bir ifadesidir. Küçük bir öğrencinin “Atatürk’ü çok seviyorum, çünkü bize özgürlüğü verdi” deyişi, belki de o günün en anlamlı cümlesidir.
Ancak unutmamak gerekir ki, Atatürk’ü anmak bir kalp işidir. İnsan, o büyük öndere duyduğu saygıyı ve sevgiyi, içinden nasıl geliyorsa öyle yaşar. Kimi bir şiirle, kimi bir çiçekle, kimi bir suskunlukla anlatır duygusunu. Bu anlam, yukarıdan dayatmalarla, emirlerle, zorlamalarla kazanılamaz. Gerçek saygı, gönülden gelir. Atatürk’ün en çok önem verdiği şeylerden biri de zaten buydu: düşünce özgürlüğü, vicdan özgürlüğü, samimiyet.
Okul bahçeleri, Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller hayalinin yeşerdiği alanlardır. Her 10 Kasım’da o bahçelerde bir umut yeniden doğar. Çünkü o anma törenleri, geçmişle bugünü, duyguyla bilinci buluşturur.
Atatürk’ü anmak, bir görevden öte, bir gönül işidir. Onun “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’e sahip çıkmak, her öğrencinin, her öğretmenin, her yurttaşın kalbinde taşıdığı bir sorumluluktur.
10 Kasım sabahı okul bahçesinde yapılan bir dakikalık saygı duruşu, işte bu sorumluluğun sessiz ama en güçlü ifadesidir.
Biz biliyoruz ki, Atatürk’ü anmanın en güzel yolu, onun ışığını her nesilde yeniden yakmaktır.
O ışık, her okul bahçesinde, her çocuğun gözlerinde hâlâ parlamaktadır.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
— Mustafa Kemal Atatürk
Yazar: Haluk Direskeneli
10 Kasım 2025