Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şuşa’da gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Bakanlar Konseyi 27. Toplantısı’nda İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili açıklama yaptı. Bakan Fidan, “Sivillere yönelik saldırıları kınıyor, bölgede sükunetin yeniden sağlanmasına büyük önem veriyoruz.” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şuşa’da düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Bakanlar Konseyi 27. Toplantısı’na katıldı. Konuşmasında Afganistan’daki yıkıcı depremlerde hayatını kaybedenlere için taziyelerini ileterek başlayan Fidan, “Her zaman olduğu gibi Afgan kardeşlerimizin yanında kararlılıkla durmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı üzerine acil insani yardımlarla birlikte arama kurtarma personelinin yanı sıra acil sağlık personeli de bölgeye sevk ettik” dedi.
Şuşa’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Fidan, “Bu buluşmayı kadim Şusa’da gerçekleştirebilmek muazzam bir mutluluk ve gurur kaynağıdır. Otuz yıllık işgalin sona ermesi ve tarihi bir adaletsizliğin onarılması için Azerbaycanlı kardeşlerimizi alkışlıyoruz. Şimdi tüm çabaları EİT coğrafyanın stratejik merkezinde yer alan Güney Kafkasya’da kalıcı barış, istikrar ve güvenliğe odaklanmanın zamanı geldi” diye konuştu.
“Sivillere yönelik saldırıları kınıyoruz”
Fidan, “Filistin ve İsrail’de meydana gelen olaylar gerçekten eşi görülmemişti ancak tamamen şaşırtıcı değildi. Sivillere yönelik saldırıları kınıyor, bölgede sükunetin yeniden sağlanmasına büyük önem veriyoruz. Tüm taraflarla olan temaslarımızda, küresel ölçekte güvensizlik ve istikrarsızlığa yol açacak daha fazla coğrafi gerilimden kaçınma ihtiyacının altını çiziyoruz. Yaşadığımız şey, iki devletli çözümün Ortadoğu’da sürdürülebilir ve adil barışın tek yolu olmaya devam ettiğinin bir başka göstergesidir” dedi.
Dünyanın jeopolitik değişimler ve gerilimler çağında olduğunu vurgulayan Fidan, “Jeo-ekonomik manzara da buna göre değişiyor. Küreselleşen dünyada, bölgesel dinamikler ve bölgesel entegrasyon daha da büyük önem kazandı. EİT bu amaca hizmet ediyor. Bölgesel işbirliği, ekonomik büyüme, istikrar ve refah için başarılı bir platform olduğunu kanıtlamıştır. Bu yeni dönemde, ekonomik entegrasyonu teşvik etmek, ticareti kolaylaştırmak ve bağlantıyı geliştirmek için ortak çabalar etkili olacaktır. Eşit derecede önemli olan, engelleri azaltmak, gümrük prosedürlerini kolaylaştırmak ve yatırımları teşvik etmektir. Bu bağlamda, EKO Ticaret Anlaşması (ECOTA) bölge içi ticareti geliştirmek için elimizdeki stratejik bir araçtır. Bunun tam olarak uygulanmasını sağlamak için birlikte çalışmalıyız. Bağlantının geliştirilmesi, bölgemizin büyümesi için çok önemlidir” diye konuştu.
“Zengezur Koridorunu tüm EİT üyelerinin yararına gerçeğe dönüştürmeliyiz”
Türkiye, Orta Koridorun yanı sıra İstanbul-Tahran-İslamabad Demiryolu ve EİT fiber optik projesinin daha da geliştirilmesi de dahil olmak üzere altyapı geliştirmeye karalı olduğunun altını çizen Fidan, “Bu girişimler, sınırlarımızdaki ekonomik potansiyeli açığa çıkararak malların ve insanların hareketini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Güney Kafkasya’daki yeni dinamikler göz önüne alındığında, ivmeyi de yakalamalı ve Zengezur Koridorunu tüm EİT üyelerinin yararına gerçeğe dönüştürmeliyiz. EİT altında yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında işbirliği için geniş bir potansiyel olduğuna inanıyoruz. Bugün EİT Temiz Enerji Merkezi Tüzüğünü imzalayacağım. Türkiye son yıllarda önemli başarılara imza atmıştır. Yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimiz enerji kurulu gücümüzün yüzde 55’ine ulaşmıştır. Türkiye olarak 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve Yeşil Kalkınma reformumuzu açıkladık. Son olarak, Türkiye’nin BM politikası haline gelen Sıfır Atık Projesi, kuşkusuz Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.
EİT’nin gözlemcileriyle daha güçlü olduğunu belirten Fidan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Devleti adı altında ECO’nun üç gözlemcisi arasında yer almaktadır. Aslında, ortak çalışmamıza katkılar sağlayan en aktif gözlemcidir. Gözlemcilerin tüm EİT toplantılarına ve zirvelerine davet edilmesi ve açıklama yapmalarına izin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu bağlamda, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Taşkent’teki EKO Zirvesine davet edileceğinden eminiz. Türkiye, dünya ekonomisindeki gerçek rolünü ve payını elde etmek için üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Bu tarihi toplantıya ev sahipliği yaptığı için Azerbaycan’a bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.