Büyükada’da gözaltına alınan biri Alman, biri İsveç uyruklu 10 şüpheli hakkındaki hakim kararının detayları ortaya çıktı.
Aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ile 2 yabancı uyruklu kişinin de bulunduğu 6 şüphelinin, gizli tanık ifadesi, yazışma içerikleri, HTS kayıtları, teşhis tutanakları dikkate alınarak üzerlerine atılı suçu işledikleri hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu gerekçesiyle ”silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan tutuklandıkları belirtildi.
Adalar Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Büyükada’da gözaltına alınan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran, Veli Acu, Ali Garavi ile Peter Steudtner, gizli tanık ifadesi, yazışma içerikleri, HTS kayıtları, teşhis tutanakları dikkate alınarak üzerlerine atılı suçu işledikleri hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu gerekçesiyle tutuklanırken, diğer 4 şüpheli ise yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza atmaları şartıyla serbest bırakıldı.
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, şüpheliler Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran, Veli Acu, Ali Garavi ile Peter Steudtner’in üzerine atılı ”Silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan tutuklanmalarının talep edildiğini anımsatarak, ”tüm dosya kapsamında, gizli tanık ifadesi, yazışma içerikleri, HTS kayıtları, teşhis tutanakları nazara alınarak şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri husunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı değerlendirildiğinde, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak tutuklanmalarına” karar verdi.
Hakimlik, diğer şüpheliler Nalan Erkem, Şeyhmus Özbekli, Nejat Taştan, İlknur Üstün’ün hakkında mevcut delil durumunu dikkate alınarak tutuklama talebinin reddederek, adli kontrol altına alınmalarına hükmetti. Adli kontrol hükümleri kapsamında şüpheliler hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve haftada üç kez ikametlerine en yakın karakola giderek imza atmalarına karar verildi.
Soruşturmayı yürüten savcılığın sevk yazısında, şüpheliler tarafından önceden herhangi bir duyuru yapılmaksızın “çalışma atölyesi” adı altında bir toplantı gerçekleştirildiği belirtilerek, alınan açık tanık beyanlarından toplantı sırasında katılımcıların mensubu oldukları kuruluşların faaliyet alanlarıyla ilgisi olmadığı anlatıldı.
Şüphelilerin vareste olan terör örgütlerinin gizlilik kurallarına riayet ederek faaliyet yürüttükleri bildirilen sevk yazısında, “Yürütülen faaliyetleri konu alacak şekilde içeride bulunan şahısların cep telefonlarını polislerin alacağından, bu telefonların içerisinde bulunan bilgilenin nasıl saklanacağından, bu bilgilerin telefonlar yakalansa bile nasıl gizli tutulabileceğinden, bilgilerin polis veya başka şahıslar tarafından ele geçirilmesinin nasıl engellenebileceğinden, şifrelemeden bahsettikleri” ifade edildi.
Sevk yazısında, şüphelilerden birinin, “dernekte bulunan bilgisayarının polisin ele geçirmesi durumunda, çoğu kişinin yanacağından” bahsettiğine vurgu yapılarak, “İçerideki kişilerin elektronik cihazlarının polisin eline geçmesinden çok endişe ettikleri, toplantıya katılan şüphelilerin terör örgütlerine mensup şahıslarca ve ülkemiz anayasal düzeni aleyhine faaliyet yürüten kurum ve kuruluşlara ilişkin ve irtibatlarının bulunduğu” kaydedildi.
Şüphelilerden İdil Eser’in oteldeki aramalarda elde edilen dijital materyalleri arasında Semih Özakça ve Nuriye Gülmen ile ilgili belgeler olduğu anlatılan sevk yazısında, Eser’le ilgili söz konusu materyaller arasında, terör örgütü PKK üyesi olan bir kişinin “gerilla doktoru” olduğunu söyleyerek Af Örgütüne üye olmak istediğini gösteren bir belge bulunduğu ifade edildi.
Sevk yazısında, Eser’in, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) şifreli haberleşme programı “ByLock” kullanıcısı olduğu tespit edilen ve tutuklanan Uluslararası Af Örgütünün Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç ile irtibatının bulunduğu anlatıldı.
Şüpheli Muhammed Şehmuz Özbekli ve şüpheli Nejat Taştan’ın da “ByLock” kullanıcısı oldukları tespit edilen kişilerle görüşme kayıtlarının bulunduğunun altı çizilen yazıda, şüpheli Nalan Erkem’in de FETÖ terör örgütü soruşturmasında tutuklanan Bedriye İştar Tarhanlı ile görüşme kayıtlarının bulunduğu, ayrıca Erkem’de MİT’in TBMM Araştırma Komisyonu’na sunmuş olduğu “gizli” ibareli bir belgenin ele geçirildiği kaydedildi.
Sevk yazısında, Günal Kurşun’un da “ByLock” kullanıcısı bir kişiyle görüşme kayıtlarının bulunduğu belirtilerek, toplantıyı organize eden şüpheli Özlem Dalkıran’ın, FETÖ’den tutuklanan bir kişi ile görüşme kayıtlarının olduğu aktarıldı.
Yazıda, şüpheli Veli Acu’nun FETÖ/PDY soruşturmasında aranan ve “ByLock” kullandığı belirlenen bir kişi ile terör örgütü PKK soruşturmasından hakkında işlem yapılan başka bir kişiyle görüşme ve mesajlaşma kayıtlarının bulunduğu bildirildi.
İsveç uyruklu şüpheli Ali Ghravi ile Almanya uyruklu Peter Frank Steudtner’in ise toplantıda “dijital güvenlik” ve “stres” gibi konuları anlatan eğitimci sıfatıyla yer aldıklarına dikkat çekilen sevk yazısında, Ghravi’den ele geçirilen, Asya kıtasına ait olduğu ve detaylı bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yer alan Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin etimolojik olarak ve ayrıca ayrı bir devlete ait topraklarmış gibi gösterildiği harita bulunduğu kaydedildi.
Sevk yazısında, elde edilen dokümanların içeriği tanık beyanları, ilişki, irtibat raporları bir arada değerlendirildiğinde, şüphelilerin çoğunun, terör örgütleri ve mensupları ile olan irtibatları ve faaliyet alanları itibarıyla sivil toplumu etki güçlerinin bulunduğuna vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:
“Terör örgütlerince benimsenen ve örgütlerin yaşantılarını sürdürmelerine yönelik faaliyet şekilleri vazgeçilmez bir unsuru olan yöntem ve taktiklere ilişkin terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda toplumsal kaosa dönüşen hareketlenmeler yaratmak amacıyla toplantı düzenlemelerine göre yardım kastıyla hareket ederek eylemde bulunarak atılı suçu işledikleri anlaşılmıştır.”
Savcılık yazısında, şüphelilerle ilgili “terörizmin finansmanı” ve “casusluk” eylemleri yönünden ayrıca soruşturma yürütüldüğüne işaret edildi.