Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere hâkim olan dünyaya hâkim olur” dediği gibi ya da diğer bir deyişle Mustafa Kemal Atatürk’ün “Denizcilik Türk’ün milli ülküsüdür” sözü ülkemizin ve milletimizin yolunun denizlerden geçtiğini açıkça ortaya koyuyor. 1963’te çıkarma gemisi olmadığı için mağdur olan Türkiye’den 60 yıl sonra kendi gemileriyle Mavi Vatan’ı savunan Türkiye’ye…
Denizler tarih boyunca her zaman ülkelerin ekonomik ve askeri gücünde ciddi öneme sahip. Çünkü denizler önemli kaynakları barındırıyor. Doğu Akdeniz ciddi hidrokarbon yataklarına sahip. Türk kıta sahanlığında bulunan gaz-hidrat oranının Türkiye’ye bugünkü ölçüm ile 572 yıl yetebilecek miktarda olduğu tahmin ediliyor. Buna ek olarak Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesi balık kaynaklarından deniz üstü rüzgâr enerjisine kadar Türkiye’ye bugün ve ilerde ciddi faydalar sağlayabilecek sayısız canlı ve cansız kaynakla sahip. Türkiye ciddi savunma sanayi hamleleri yaparak, kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın dışında aynı zamanda da savunma sanayi üretimlerini ihraç eden bir ülke konumuna yükseldi. Mavi Vatan kavramıyla, uluslararası deniz hukukunun kabul ettiği, Türkiye’nin egemenlik yetkisini tam veya kısmî biçimde kullanabileceği deniz yetki alanları kastediliyor. Bunlar da karasuları, kıta sahanlığı ve MEB olarak sıralanıyor. Yani Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı üzerindeki deniz alanlarında sismik araştırma ve sondaj faaliyetinde bulunması, bir başka devlet veya uluslararası örgüt tarafından kısıtlanamaz ve sınırlandırılamaz. Bunların yanı sıra Mavi Vatan’ın önemli bir ayağı olan Libya ile MEB anlaşması bu anlamda önemli bir adım oldu. Bu adımla Türkiye, deniz yetki alanlarına ilişkin uluslararası deniz hukukunun temel ilkelerini dikkate alarak, adil paydan yana olduğunu dünyaya gösterdi.
Enerjide bağımsızlık hamlesiyle yola çıkan Türkiye denizlerde kendi filosunu kurdu. Bugün 4 sondaj, 2 sismik araştırma gemisi ile Türk Bayrağı’nı Mavi Vatan’da dalgalandırıyor. Türkiye’nin ilk sondaj gemisi Fatih, 2017’de envantere katıldı. Karadeniz’deki doğal gaz keşfi Fatih sondaj gemisiyle yapıldı. 2018’de envantere katılan Yavuz Sondaj Gemisi de 6’ıncı nesil ultra derin deniz teknolojisine sahip bir gemi. Türkiye’nin hidrokarbon potansiyelini açığa çıkarmak için Mavi Vatan’da çalışmalara devam eden bir diğer gemi de Kanuni. 2022’de filoya dahil olan Abdülhamid Han, teknik donanımı ve fiziksel özellikleriyle filonun en güçlüsü. Sismik araştırma gemileri Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis de Sakarya Gaz Sahası gibi dev rezervlerin keşfinde kritik rol oynadı.
Mavi Vatan’daki bir diğer güç, Albatros Kamikaze İDA oldu. ALBATROS-S İnsansız Deniz Aracı (İDA) Sürüsü Sistemi, ASELSAN tarafından geliştirilen otonom sürü İDA projesi. ASELSAN ve alt yüklenicilerinin ortaya çıkardığı bu projede, deniz araçları sürü halde herhangi bir operatör kontrolü olmadan ve tam otonom seyir icra edebiliyor.
TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi
Mavi Vatan’ın en önemli koruyucusu TCG Anadolu… Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG ANADOLU, bir Amfibi tabur ile gerekli muharebe ve destek araçlarını ana üs desteği olmadan kriz bölgelerine taşıyabilecek, havuzunda taşıyacağı çıkarma araçları ile çıkarma operasyonlarına katılabilecek, helikopter ve insansız hava araçlarının gece ve gündüz operasyon yapmasına olanak sağlayacak bir uçuş güvertesine sahiptir. TCG ANADOLU ile Türkiye Cumhuriyeti bölgesel güç aktarım kabiliyetini, orta ölçekli küresel güç aktarımına çevirebilecektir.
“Dünyanın ilk SİHA gemisi” ve Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olma özelliğine sahip TCG Anadolu, çıkarma araçları ve botların yanı sıra araç güvertesinde, tankların ve zırhlı araçların bulunduğu 100’e yakın aracı taşıma imkanına sahip. 6 adet F-35B, 4 adet Atak helikopteri, 8 adet orta yük nakliye helikopteri, 2 adet Seahawk genel amaçlı helikopter ve 2 adet de insansız hava aracı taşıyabilir.
Ayrıca TCG Anadolu 13 adet tank, 27 adet zırhlı amfibi hücum aracı-ZAHA, 6 adet zırhlı personel taşıyıcı-ZPT, 33 adet muhtelif araç, 15 adet römork olmak üzere toplamda 94 adet araç taşıyabilecek. TCG Anadolu’yu, Kızılelma, Bayraktar TB2, Hürjet gibi araçlar kullanabilecek. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden biri olan Türkiye, ürettiği gemilerde kullanılan silah sistemlerinden radarlara, bilgi sistemlerinden elektronik harbe kadar birçok teknolojiyi de kendisi geliştiriyor.
İstanbul Firkateyni
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli projelerinden biri olan Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi (MİLGEM) Projesi kapsamında Türkiye’de ilk defa günümüz teknolojisine uygun, yüksek standartlara sahip, komplike bir su üstü harp gemisinin dizayn ve entegrasyonu yerli sanayinin desteği ile milli imkanlar kullanılarak hayata geçirilmiştir. Proje kapsamında tasarımında stealth teknolojisi prensiplerinin kullanıldığı, denizaltı savunma harbi ve açık deniz devriye görevlerini icra edebilen yerli Türk savaş gemisi geliştirilmektedir.
Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi Tcg Derya
Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi, sahil desteği olmaksızın, en az dört geminin ikmal maddeleri (yiyecek, su, tıbbi malzeme, yakıt, cephane vb.) bütünlemesini denizde ikmal yöntemi ile gerçekleştirebilecektir. TCG DERYA ayrıca, gemiler ile üzerlerinde konuşlu bulunan insanlı ve insansız su üstü ve su altı araçlarının, helikopterlerin ve insansız hava araçlarının belirli bir seviyedeki bakımlarının-onarımlarının yapılmasına da destek sağlayacaktır. Komuta-Kontrol Gemisi olarak görev yapacak olan TCG DERYA, Savaş Dışı Harekât kapsamında insani yardım, deniz haydutluğu ile mücadele, doğal afet yardım, arama kurtarma, muharip olmayanların tahliyesi faaliyetlerine de destek sağlayacaktır.
Lojistik Destek Gemisi
Lojistik Destek Gemisi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki muharip unsurların akaryakıt, tatlı su ve kuru kumanya ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlana, gece-gündüz denizde ikmal sağlama ve envanterdeki helikopterlere havada yakıt ikmali yapabilme (HIFR) olanaklarına sahip olup, komuta kontrol gemisi olarak da kullanılabilecektir.