Dönüp eskiden okuduğum roman ve hikayeleri okumak alışkanlığımdır. Elimde Aziz Nesinin “Koltuk” isimli kitabı var. Yaşıyor olsa idi günümüze dair neler neler yazardı. Kim bilir?
Sorun şu; bir makama geldiğinde, bir yetki koltuğuna oturduğunda kişiliğinle o makama katkı mı sağlarsın yoksa o koltuk senin gerçek kişiliğini mi ortaya çıkarır? Etrafına birden yığıldığını gördüğün, makamdan nemalanmak gayesinden başka amaçları olmayanların, rant peşinde koşanların, etrafa bir yığın borç yapanların kısa süre içerisinde borçlarını kapatmak isteyenlerin, mal varlığına mal varlığı katma peşinde olanların övgülerine mazhar olunca,” ben neymişim be abi!” duygusuna kapılması kaçınılmaz oluyormuş meğer. Daha önceden emareleri varsa eğer önceden , kişilik bozukluğuna kadar götürür.
“Ben neymişim be abi!” düşüncesi, kişiliği oturmamış “adamı” sıfırlar. Güç zehirlenmesine uğrar. Zamanla kendini paralayarak olmadık vaadlerle ve desteklerimizle geldiği makamı da yıpratır. Öyle bir hale gelir ki yetkilerini bilmemek/öğrenmemek yeteneğinde olduğu da kabak gibi ortaya çıkar. Hatta nereden geldim bu makama, kim getirdi beni buraya düşüncesine de kapıldığı olur ve getirenlerden de geldiği mahalden de nefret eder duruma düşer. Sorunlarla da baş edemediği gibi çözümleri de üretemez, çünkü yeteneksizdir.
Etrafını saran, aslında makam nedeniyle kendisine yanaşanların etkisi ile aile hayatını da mahveder. Eşi ve çocuklarının yetkili olduğu mahale gelmesini istemez. Kendisi de gitmez zaten. Dedikodunun bini bir para.
Her insan değilse de bazılarımız alkol kullanır. Kimimiz az kimimiz şişenin dibini görene kadar. Ancak kamu görevlerimizi ihmal etmeye başladıysa, yalanlarla telafi edilemeyecek hale gelir. Alkolün beyinde tahribat yaptığı tıbbi bir gerçektir. Bir de kamu görevini ihmal ve yalanlarla kusuru kapatmaya gidilmesi nereye kadardır?
Nereye kadar olduğu belirginleşmeye başladı; daha önce kendisinin seçilmesi için çaba sarf edenler, görevden alınması için imza toplama girişimlerine başladılar. Olur mu olmaz mı? Bilemem.
Galiba ilk imzalardan birini ben vereceğim.
Av. Mustafa Lütfi Kıyıcı