Hedefimiz veremsiz bir Türkiye

Hedefimiz veremsiz bir Türkiye
Yayınlama: 10.01.2014
A+
A-

Hedefimiz veremsiz bir Türkiye

Hedefimiz veremsiz bir Türkiye

 

            05-11 Ocak 67.Verem Haftası nedeniyle Adalar Toplum Sağlığı Merkezi Eğitimcileri tarafından ilçe genelindeki ilk orta ve lise dengi okullarındaki öğrencilere,velilere  ve Büyükada Halk Eğitim Merkezindeki kursiyerlere,halka  Verem hakkında eğitimler verilmiştir.

 

                       

TÜBERKÜLOZ ( VEREM )

 

Tüberküloz Nedir?

Tüberküloz,solunum yolu ile akciğerlere giren tüberküloz mikrobunun yol açtığı bulaşıcı bir hastalıktır.Tüberküloz hastalığı, en çok akciğerleri tutar. Hastalığın tuttuğu diğer organlar, akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Vücudun hemen bütün organlarında hastalık yapabilir. Hastalanan organlarda ağır bir iltihap olur, erimeler görülebilir. Organların çalışması bozulur.

Mikropların vücuda girdikten sonra hastalık yapma süresi farklılıklar gösterir. Vücut direnci düşükse, hızla hastalık gelişebilir. Ya da yıllar sonra hastalık gelişebilir. Mikrop alıp enfekte olanlardan yüzde onu yaşamlarının herhangi bir döneminde hastalanırlar.

Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini kırıcı hastalıklar ve etkenler vardır. AIDS hastalığı bu bakımdan vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bu nedenle, AIDS ve tüberküloz birbirlerine en büyük desteği veren iki beladır. Hastalığın gelişmesine yol açan diğer direnç kırıcılar, şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi hastalıklardır. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düştüğünden hastalanma fazla olur.

SİNSİ HASTALIK

Akciğer tüberkülozu sinsi bir hastalıktır ve hiçbir belirti tüberküloz için tipik değildir. Öksürük, balgam, kanama, ateş, halsizlik,  kilo kaybı gibi belirtiler bazen tek başına, bazen hepsi birden ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda ilerlemiş hastalığa rağmen hiçbir şikâyet de bulunmayabilir. Bunlarda tanı tesadüfen çekilen bir akciğer röntgeninde saptanan bulgular nedeniyle konur. Tüberküloz, seyrek olarak da zatürreede olduğu gibi ani olarak yüksek ateş, öksürük, balgam ve genel durum kötüleşmesi gibi bulgularla ortaya çıkabilir.

Akciğer tüberkülozunun belirtileri, doğrudan doğruya akciğerle ilgili olanlar ve genel belirtiler olmak üzere iki grupta incelenebilir.

AKCİĞERLERLE İLGİLİ BELİRTİLER

En sık rastlanan şikâyet öksürüktür. Bu, halk arasında veremli gibi öksürüyor veya kesik kesik öksürüyor şeklinde tanımlanır. Gerçekten de tüberkülozlu hastanın öksürüğü astımlılardaki gibi hastayı rahatsız eden şiddetli bir öksürük değildir. Hastalar çoğu zaman bu öksürüğe önem vermez, kimi ‘üşüttüm, ondandır’ der geçer, kimi de ‘sigara öksürüğü’ diye üzerinde durmaz. Ancak, 2 haftadan fazla süren her öksürük tüberküloz şüphesi uyandırmalı ve bu kişilere mutlaka bir akciğer röntgeni çekilmelidir.

Başlangıçta genellikle kuru olan öksürük ilerleyen günlerde balgamla birlikte olabilir. Balgam beyaz veya hafif sarı renktedir ve miktarı da çok fazla değildir. Başta çocuklar olmak üzere birçok hasta inceleme için balgam vermekte zorlanır. Çok miktarda balgam tüberküloz için olağan değildir ve böyle durumlarda tüberkülozdan çok apse, zatürree, kronik bronşit gibi hastalıklar akla gelmelidir.

Hastaları korkutan ve hemen doktora başvurmalarına yol açan en önemli belirti kan tükürme veya balgamın kanla karışık olmasıdır. Bu, bazen hastalığın ilk belirtisi bile olabilir. Şiddetli bir kanama nedeniyle tanı konan tüberkülozlu sayısı hiç de az değildir. Günümüzde artık ender de olsa, bu ağır kanama hastanın ölümüne bile neden olabilir.

Bazı tüberkülozlularda göğüs ağrısı olabilir. Nedeni, akciğerdeki iltihabın akciğer zarını etkilemiş olmasıdır. Bu ağrı öksürürken ya da gülerken ortaya çıkan, hastanın derin nefes almasını engelleyen, batıcı tarzda bir ağrıdır. Çok ender olarak, akciğer zarları arasına hava kaçması durumunda (pnömotoraks) çok şiddetli ağrılar görülebilir.

Nefes darlığı ancak ilerlemiş hastalığı olanlarda ya da akciğerdeki iltihapla beraber akciğer zarları arasında sıvı toplanmış olan hastalarda görülen bir belirtidir.

GENEL BELİRTİLER

Bir çok hastada akciğere ait hiçbir belirti olmadan ateş, halsizlik,iştahsızlık,kilo kaybı, gece terlemesi,balgam çıkarma ve kan gelmesi gibi  genel şikayetler tek tek veya hepsi bir arada olabilir.

 

DİĞER BELİRTİLER

Akciğer tüberkülozlu hastalarda sık olmayarak bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi gibi farklı belirtiler de görülebilir.

YAŞILARA DİKKAT

Akciğer tüberkülozu yaşlılarda çok atipik belirtilere yol açar. Belirgin bir neden yokken hastanın genel durumunun bozulması, düşkünlük, bilinç değişiklikleri tüberkülozla ilgili olabilir. Bazı yaşlılarda ise, tüberküloz altta yatan diyabet, KOAH, böbrek yetersizliği gibi hastalıkların kötüleşmesine neden olabilir.

Soluduğumuz hava ile akciğerlere giren Tbc basilinin (mikrobunun) yol açtığı, asıl olarak akciğerlerde yerleşen,fakat kan ve lenf yoluyla tüm vücuda dağılabilen mikrobik, bulaşıcı, süreğen bir hastalıktır.

Hastalık Etkeni Micobacterium Tüberculosis (M.Tbc) etken bakteridir.

Görülme  Sıklığı

Dünya nüfusunun % 2’si

Tbc basili ile enfektedir. Her yıl 8,7 milyon insan bu hastalığa yakalanmakta, 2 milyon insan ölmektedir.
Türkiye’de hastalık insidansı binde 30’un üzerine çıkmakta olup, hastalığın sık görüldüğü ülkeler arasında yer almaktadır.

 

Nasıl Bulaşır?

*Hastalığı yalnızca aktif  tüberküloz bulunan kişiler bulaştırabilir.
*Akciğer dışı organ tüberkülozu olanlar,15 gündür tedavi alıyor olanlar pratik olarak bulaştırıcı değildir.
*Hastalık damlacık yoluyla bulaşır. Hastanın hapşırma öksürmesi sonucu havaya yayılan basiller kapalı bir ortamda uzun süre aynı
havayı soluyan sağlam kişilerce alınır.
Ancak mikrobu soluyan kişilerin az bir kısmında hastalık gelişir.
*Hastalık solunan mikrobun sayısına,hastalık yapma gücüne, kişinin direncine, bağışıklık sisteminin kuvvetine göre farklılık gösterir. Hastalık tabak, bardak veya diğer nesnelerle  bulaşmaz.
Kimler Risk Altında?

**Hasta kişiyle aynı evde yaşamış veya uzun süreli temasta bulunmuş olanlar.
**Hastalığın yaygın olduğu ülkelere gidenler.
**Bağışıklık sistemini zayıflatan kanser, AIDS gibi hastalıklara yakalananlar
**Toplu yaşanan yurt, hastane, cezaevi gibi yerlerde kalanlar
**Beslenmesi bozuk, kötü yaşam koşullarına sahip kişiler
**Alkol ve madde bağımlıları
TANI:
Akciğer vereminin kesin tanısı hastanın balgamında verem mikrobunun yani mycobacterium tuberculosis’in gösterilmesi ile konulur.Ayrıca, idrar, mide sıvısı, BOS, pleura periton sıvısı ile de gösterilmesiyle söylenebilir. Alınan doku biyopsilerinde tüberküloza özgü değişikliklerin izlenmesiyle de tanı konabilir.**Aktif hastalığı olanlarla yakın temasta bulunanlar, birlikte yaşayanlara PPD Testi yapılır. PPD Testi,Tbc basilini alıp almadığımızı gösterir, ancak hastalığı göstermez. Testin (+) çıkması, hastalık yönünden araştırmayı gerektirir. Hastalık sinsi ve yavaş ilerler.
Tedavi:  Günümüzde hastalık tedavi edilebilir hale gelmiştir. Ancak günlük uygulamalarda tedavinin uzun ve çok ilaçla yapılıyor olması hasta uyumunu güçleştirmektedir. Tedavi en az 6 ay olmak üzere hastanın durumuna göre 9,12 hatta 24 aya kadar uzatılabilir. Düzensiz ya da eksik yapılan tedavi ilaç direncine yol açarak, hastalığın tedavisini güçleştiriÜlkemizde Verem Savaş Dispanserleri ücretsiz olarak hastalığın tetkik ve tedavisini yapmaktadır.

BCG Aşısı Hastalıktan Korur mu?BCG aşısı,çocuklarda kanla yayılan(milier) ve beyin zarını tutan(menenjit) tüberküloz gibi ciddi hastalıkları önler.Dogumdan sonra 2.aydan 3.aya kadar olan sürede baglı bulundugunuz Aile Hekimligi Birimlerinde bebeginizin BCG AŞISINI ücretsiz olarak yaptırabilirsiniz. Ancak erişkinlerde hastalık için koruyucu değildir.
Korunma

Bir toplumun veremden korunmasının en etkili yolu verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir.

  • Çocukları verem hastalığından korumak için BCG (verem) aşısı yapılmalıdır,(Aile Hekimliklerinde bebeklere 2.ayını doldurduktan sonra BCG aşı uygulaması yapılmaktadır.)
  • Ortak yaşanılan alanlar sık sık havalandırılmalıdır,
  • Sigara, alkol gibi bağışıklık sistemini zayıflatan kötü alışkanlıklardan vaz geçilmelidir,
  • Vitamin ve minerallerden zengin beslenmelidir,
  • Kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmelidir,
  • Hasta olduğundan şüphenilen kişi ile aynı ortamda olunduğu durumlarda maske kullanılmalıdır,
  • Öksürürken ağız mendille kapatılmalıdır,
  • Hasta olan bireyle ile aynı evde yaşayanlara koruyucu tedavi verilmelidir ( Koruyucu tedavide tek ilaç (İzoniyazid) kullanılır. Koruyucu tedavi süresi genellikle 6 aydır. )

Hedefimiz veremsiz bir TürkiyeHedefimiz veremsiz bir Türkiye

Adalar Toplum Sağlığı Merkezi
EĞİTİM ŞUBESİ

AİLE HEKİMLİĞİ ŞUBESİ
YEŞİL REÇETE İNCELEME 

Tel&Faks:(0216) 382 60 61-382 62 10  

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.