Merhaba Adaların Duyarlı Halkı,
Adalarda Kıyı Kanununa aykırı, kamuya kapalı plajlara geçici ruhsat verilmesi önergesini reddeden Belediye Meclis Üyelerini kutlayarak yazıya başlamak istiyorum. Meclis üyeleri yetkilerini bilmiyor diye çok konuştuk. Nihayet görevlerinin gereğini yaptılar ve bir menfaat odağının tekerine çomak soktular. Bu tavrı devam ettirmelerini ümit etmek hakkımızdır.
“Adamını bul işini hallet!” zehirli alışkanlığını çok eleştirdik. Doğru projelerle yetkili makamlara baş vurarak belki biraz zahmetli bir yolu tercih etmelerinin yasal ve maddi manevi zarara uğramayacakları bir yol olduğunu anlatmaya çalıştık. Olmadı.
Meclis kararından sonra “ben hallederim” diyen ve onca masrafa neden olan kişilere karşı tavır ve davranışları ne olacak merak ediyorum. Ve yasal bir tavır olarak açıkça konuşmalarını umut etmek istiyorum.
Şimdi öneri sahipleri, telaş içindeler ve şaşkınlar. Gündemde olmayan bir öneriyi Meclise getirip Meclis üyelerini kendilerine ortak etmeye çalışmaları tutmamıştır.. Meclis üyeleri plajlara geçici ruhsat verme teklifini iki kez reddetmiştir. Durup dururken “plajlara geçici ruhsat verilmesi” önerisini Meclis gündemine getirmelerinin kendileri bakımında illaki bir gerekçesi vardır. Onun için telaş içindedirler. Kabul oyu verenler de ilginç, ilişkileri de ilginç. Yaşayıp göreceğiz.
Bu tavrın devam ettirilmesi Ada halkının Kıyı Kanununa uygun olarak denizle buluşmasını beklemek çok mu iyimserlik olur! Bekleyip göreceğiz.
İBB’nin geçen Belediye yönetimleri ile ilgili “Teftiş Raporları” vardır. O dönemde pek çok olumsuz işlemler ve personel hakkında tespitler vardı. O raporda yer alanlardan hâlâ personel olarak çalışanlar var. Örneğin görevin gerektirdiği eğitim ve yeterliliği olmadığı halde bir üst makamda görevlendirilen kişiler tespit edilmiş gereğinin yapılması önerilmişti.
Belediyede hâlâ görev için tarif edilen niteliklere sahip olmayan görevliler ve tedviren Müdürlük yapan kişi vardır. Tedviren görevli kişi, görev için nitelikleri eğitimi yeterli olmayan kişi, yasanın istediği niteliklere haiz görevlilerin / kişilerin olması halinde, eski görevine döndürülmesi gerekir. Zabıta Müdürü Orhan Bey aklanıp döndüğünde göreve başlatılması ve tedviren görev yapanın da eski görevine dönmesi gerekirdi. Bu, Başkanın kişisel tasarrufu ile yapılmadı. Elbette ki bir bildiği olmalıdır.
İsim vermeyeceğim ama Nasrettin Hoca misali, bilenler bilmeyenlere anlatsın deyip geçeceğim. Ama şu ip ucunu vereyim. Evinin altında otuz küsür dövüş horozu yetiştirdiği ihbarları üzerine Adalar Emniyeti tarafından bu horozlar tespit edilmiş ve bu kişi tarafında horozlar Anadolu yakasına kaçırılmıştı. Bu kişi halen tedviren görevi başındadır. Bildiğimiz veya bilemediğimiz bir yararı olmalıdır ki belediyeyi veya İlçe Yönetimini denetlemekle görevi Kınalı adalı partili bir hanımefendi, bunu görevden alın demesine rağmen Engin Çelik tarafından,”Belediyeyi biz mi yönetiyoruz siz mi yönetiyorsunuz “ diye bağırmasına muhatap olmuştur. Dediğim gibi Belediyeye bir yararı var veya bir marifeti var demek ki biz bilmiyoruz (?) Birileri de boşuna dedikodu yapıyor.
Başta söylediklerime dönersek; gelin demokrat, şeffaf bir yönetimi Adalara kavuşturalım. Öncelikle menfaat gruplarının tasallutuna karşı ulusal veya Uluslararası denetim kurumlarından belediyemizin denetlenmesini isteyelim ve savunalım. İhaleleri, doğrudan alımları şeffaf olan ruhsat konularında sorunlar yaşamayan örnek bir Belediye yaratalım. Meclisi bu yolda çalışmalarında yüreklendirelim. Doğası ile yurdumuzun göz bebeği olan bu adayı örnek bir ilçe haline getirelim. İsteğimiz de özlemimiz de çabamız da bu olsun.
Son söz, despotik tavırlar, kaybedecek çok şeyi olanların bir şeyleri karartmak isteyenlerin beyhude çabasıdır. Sırıtır. Bu yolda gitmek isteyenlerin heveslerini kursağında bırakalım.
Dostlukla selam ve sevgiyle.
Av.Mustafa Lütfi Kıyıcı