Büyükadalı Tekstil Sanatçısı Gül Bolulu’nun sürgün hikayelerinden yola çıkarak tasarladığı, Sürgün Kayıkları sergisi 9 Temmuz – 30 Eylül tarihleri arasında Adalar Müzesi Aya Nikola Hangar orta bahçesinde sanatseverlerle buluşacak
Büyükada’da yaşayan tekstil sanatçısı Gül Bolulu’nun uzun zamandır hayalini kurduğu tasarımlarını gerçeğe dönüştürerek; sürgüne gönderilen insanların umutsuzluklarını, hayal kırıklıklarını, bilinmezliklerini ve korkularını anlattığı, terk edilmiş kayıklar ve özel dokunmuş kumaşlarla, yelkenleri buluşturan Sürgün Kayıkları sergisi 9 Temmuz’dan itibaren Adalar Müzesi Aya Nikola Hangar orta bahçesinde, 09.00 – 18.00 saatleri arasında ücretsiz olarak görülebilecek.
Tarih boyunca yelkenliler ve sandallarla gerçekleşen sürgünlerden esinlenilerek hazırlanan sergide her bir yelkenin ve kayığın ayrı bir hikâyesi olacak.
Eski kayıklar ve tezgahlarda dokunan özel kumaşlarla hazırlanan yelkenlilerin bir araya getirilerek tasarımlar aracılığıyla, yurtlarından ayrı kalan insanların acıları saygıyla anılacak.
Tekstil Sanatçısı Gül Bolulu, projesini şöyle anlattı: “2016 da Marmara Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen “Bezce” sempozyumunun bir parçası olarak yaptığım tasarımda Ödemiş ipeklerini ve batık olarak bulduğumuz 1942 yıllarında Ayvansaray’da üretilen bir teknenin arkasında ki küçük bir sandalı kullanmıştım. Buradan yola çıkarak yelken ve tekne ile ilgili birçok tasarım hazırladım. Hayallerim her geçen gün biraz daha büyüyordu. Hayallerimi paylaştığım arkadaşlarımla sergi mekanı düşünürken Büyükada’ da bulunan Adalar Müzesi’nin uygun olabileceği kanısına vardık. Mekan Adalar olunca, burada gerçekleştirilecek sergi fikri bende sürgün, deniz, rüzgar, insan ve tarih sözcüklerini çağrıştırdı.
Adaya geldiğimden beri birçok sürgün hikayesi dinlemiş olmam ve sürgünün hala devam ediyor olması Adalara bakışımı etkiledi. Adalarda sürgün edilen ilk kişi Ermeni Piskoposu I. Narses’in ardından, yüzyıllar sürecek sürgün geleneği devam etti. Adalar Bizans döneminde, buradaki manastırlara ithafen Papadonisia olarak biliniyordu. Bu manastırlar buraya sürgün edilen ve bazıları Konstantinopolis’e asla dönmemiş imparatorlar, imparatoriçeler, patrikler sayesinde ünlenmişlerdi. Sürgün Kayıkları sergisinin hikayesi de bu sürgün hikayeleriyle başlar. Bu yelkenliler, sürgüne giden kişilerin umutsuzluklarını, bilinmezliklerini belki de korkularını da onlarla birlikte taşımışlardı. Bu sergide hayalimdeki yelkenlilerle, bu sürgün hikayelerine birazcık da olsa ses vermek istedim.”
Sergi ve müze Pazartesi hariç diğer günler 09.00-18.00 saatleri arasında açıktır. Sergiye giriş ücretsizdir. POSTA