18 Temmuz 1890 Cuma gecesi, Haliç Tersanesi’nde Amire’nin telgrafının duyurmasıyla dehşet verici bir olay yaşandı. Büyükada’da çıkan yangına müdahale etmek üzere görevlendirilen Ocak Tulumbacıları, Meserret vapuruna bindirilerek adaya sevk edildi. Ancak adalı tulumbacılar ile İstanbullu tulumbacılar arasında çıkan arbede, yangına müdahale sürecini gölgede bıraktı.
Olay, tulumbacıların yangın alanına yaklaşırken adalı tulumbacıların “Heeyt, heyt! / Ateşi kaçıran / Yangında yaman / Domatese bıçak salan / Ocak Tulumbacıları / Heyt!” nâralarıyla başlamasıyla tırmandı. Bu nâralar, adalı tulumbacılar tarafından hoş karşılanmadı ve kısa sürede yiğitlik ve bahşiş rekabetine dönüştü.
Adalı tulumbacılar, İstanbullu Ocak Tulumbacılarının yangına müdahale etmesini engellemeye çalıştı. Sözlü sataşmalar kısa sürede fiziksel kavgaya dönüştü. Arbedeye adalılar da sopalarla karışınca, İstanbullu tulumbacılar kıyasıya dövüldü.
Olay sonucunda yedi tulumbacı yaralandı. Yaralılardan beşi tedavileri yapıldıktan sonra taburcu edilirken, ikisi hastanede tedavi altına alındı. Büyükada’da çıkan yangında ise onlarca bina yanarak kül oldu.
Yaşanan bu üzücü olay, padişaha rapor edildi ve sorumlular hakkında soruşturma başlatıldı.